CHP’li Kaya: Çay üreticisi, gerekirse karantinaya alınarak çay bahçeleri ile buluşturulmalı!

CHP’li Kaya: Çay üreticisi, gerekirse karantinaya alınarak çay bahçeleri ile buluşturulmalı!
5 Mayıs 2020 11:15

CHP Trabzon milletvekili Ahmet Kaya, çay üreticileri ve çay hasadı hakkında bir basın toplantısı yaptı.

 

 

 

CHP’li Kaya, basın toplantısında şunları kaydetti:

 

 

Karadeniz deyince akla iki ürünümüz fındık ve çay gelir. Çay yakın bir dönemde toplanmaya ve hasat edilmeye başlayacak olan çayda birinci sürgün dönemi mayıs ayı başlıyor. Çay hasadına sayılı günler kala çay tarımı yapılan Trabzon, Giresun, Rize ve Artvin illerinin valilerince bir kararname yayınlandı. Bu korunma tedbirleri kapsamında yayınlayan genelgede bir seyahat kısıtlaması getirildi.

Özellikle büyükşehirlerde oturan ve çay sezonunda çayını toplamak için çay bahçesine gelmek isteyen büyük şehirlerde yaşayan o insanlara bir kısıtlama getirildi.

Kararnamede ayrıca çayını toplamak için büyük şehirlerden gelemeyen çay üreticilerinin çaylarının toplanmasına yardım edileceği, Vefa Sosyal destek gruplarından yardım alacakları açıklaması yapıldı. Konu gerçekten çok büyük bir sıkıntıya dönüşmüş durumda.

 

 

Çay üreticileri birinci sürgün döneminde özellikle çay bahçelerinin başında olmak istediklerini ifade ettiler. Çünkü birinci sürgün çok önemlidir. Birinci sürgün toplanamazsa, çay dalında kalırsa bir sezonun kaybedilme riski olduğundan bahsettiler. Bu nedenle çay üreticilerinin çay bahçelerine gidebilmesi için gerekli tedbirler alınarak, bu insanların sağlık taramaları yapılarak, gerekirse karantinaya alınarak üreticilerin çay bahçeleri ile buluşması gerekmektedir.

Hatırlıyorsanız Cumhurbaşkanı, bilim kurulu, tarım uzmanları sıklıkla televizyona çıkıp bu dönem çok kritik bir dönem, tarım hiç olmadığı kadar önemli. 1 metre² bile boş toprak bırakmamamız lazım demişlerdi. Biz de bu fikre katılıyoruz. Bu dönemde en önemli şey üretim ve tarım olacaktır.

Çay üreticinin çay bahçesine gidebilmesi için gerekli tedbirlerin mutlaka alınması gerekiyor. Bu insanlar gerekirse karantinaya alınarak, gerekirse sağlık taraması yapılarak mutlaka çay bahçeleri ile buluşturulsun. Bu insanlar büyük şehirlerde yaşıyor. Geçim derdi için bir şekilde büyükşehirlere göç edip hayata tutunmaya çalışıyorlar. Fakat çay onlar için hala ayrı bir gelir kalemi. Rize’ye Trabzon’a Artvin’e, Giresun’a gelerek çayını toplayacaklar. Çay bahçelerinde çayın toplanması için işçi tedarik edecekler. Bu organizasyonları yapacaklar. Bunun yanında da bağını bahçesini ekerek oraya bir takım ürünler dikerek fasulye mısır lahana gibi, tereyağı peynir gibi bir takım ihtiyaçlarını köyden karşılayarak kışın büyükşehirlerde yaşamaya tutunmaya çalışacaklar. O yüzden bu insanların elinden üretim hakkı alınmamalı ve bu insanlar tarımdan koparılmamalı. Hükümetin aldığı bu karar sonrasında birçok Üretici adeta isyan etti.

 

 

Her çay sezonunda Gürcistan’dan ve Azerbaycan’dan çay işçileri gelirdi. Orada çay bahçelerinde çalışıyorlardı. İşçiler gelemiyor, gelemediği için de çay işçisine ihtiyaç var. Bu işçi fiyatlarına da yansıdı. Şu anda 250-300 TL günlük çay toplama ücretlerinden bahsediliyor. Dolayısıyla çay üreticileri bir şekilde çay bahçelerinde çayını toplatabileceği iş gücünü oluşturma gayretine giriyor nasıl yöntemler geliştirip yeni şimdi sizlere anlatacağım. Kendilerince çözümler üreterek özellikle büyükşehirlerden Rize’ye gelme yolları aradılar.

Büyük şehirlerde yaşayan çay üreticilerinin birçoğu kaçak yollardan, yayla yollarından, bütün zorlukları sıkıntıları göze alarak, risk alarak Rize’ye ulaşmaya çalışıyorlar. Bu yönde çok sayıda bilgi geldi.

 

 

Bunun dışında başka bir yolda AKP hükümeti içinde kaba tabiriyle dayısı olan, bakan düzeyinde milletvekili düzeyinde sağlam tanıdıkları olanlar, tanıdıklarını devreye sokarak maalesef yol izinleri alabildiler. Burada bile partizanlık yapılıyor. Çay, Karadeniz bölgesinde 2 milyona yakın insanın ekmeği, geliri, geçimi… Fakat burada bile hükümet eliyle maalesef partizanlık yapılıyor. Çay üreticisinin bana bizzat söylediği bir kelimedir. Sayın vekilim dayısı olanlar yol izni aldılar ve çay bahçeleriyle buluştular. Ama bizim dayımız olmadığı için biz yol izni alamıyoruz. Bu Üreticimizin haklı isyanından sonra bir araştırma yaptım. İsmi soy ismiyle ben de mevcut bir bilgi var. İstanbul Esenyurt’ta oturan bir aile, AKP ile çok sağlam bağları var. Önce valiliğe başvuruyorlar. Biz çay üreticisiyiz, çayımızı toplamak için çay bahçesine gitmek istiyoruz diye başvuru yapıyorlar. Fakat valilik izin vermiyor. Sonrasında bu insanların yakın akrabalarının bana aktardığına göre AKP il başkanı ve ilçe başkanını devreye sokuyorlar. Kaymakamlık ve valilikle görüşmeleri sonrasında yol izni alıyorlar. 3-4 gün önce, gece saat 2:30 civarında yola çıktılar ve Rize’ye gittiler. İnsanların ekmeğine de partizanlık yapılıyorsa gerçekten durumumuz vahim demektir. İnsanlarımızı koronavirüsten daha çok, haksızlıklar adaletsizlikler hasta ediyor.

 

 

3-4 gün önce Rize’nin Kalkandere İlçesine çay fabrikalarında çalıştırılmak için 18 Afgan işçi getirildi. Peki, Afganistan işçilerinin Rize’ye girişine izin verilirken Rizeli üreticilerinin Rize’ye girişine neden izin verilmiyor. Özellikle İstanbul’dan Rize’ye geliş talepleri çok fazla. İstanbul’da her ilçenin kaymakamlığı seyahat uygulamasında farklı kararlar alıyor. Bir ilçe çay üreticisine izin veriyor diğer bir ilçede ise aynı gerekçeyle izin alamıyor.

Kontrolsüz gelişlerin yarattığı bir başka sıkıntıda var. Kaçak yollarla kontrolsüz bir biçimde gelen bu insanlar, salgının yayılmasına da aracı olabiliyor. Bu nedenle dört ilin valisi alınan kararları tekrar gözden geçirilmeli. Gelecek insanlara her türlü sağlık tedbiri uygulansın. Karantina tedbiri uygulanarak izin verirsin. Aksi takdirde kaçak gelişler oluyor ve kaçak geçişler salgın riskini arttırıyor. O nedenle mutlaka bu gelişlerin kontrol altında yapılması lazım. Çay üreticisi yasak değil çözüm bekliyor.

Çay üreticileri ile konuştum çayın hasadına günler kaldı. Fakat henüz bu sezonun çay fiyatları açıklanmış değil. Makul bir çay fiyatının açıklanmasını bekliyorlar. Enflasyon farklarını geçen yılın üstüne koyan bütün her şeyin fiyatı artmışken çayın fiyatına da makul bir artış bekliyorlar. Çay üreticisi, kota uygulamasında mağdur, kota uygulamasının kaldırılmasını, kaldırılamıyorsa kotanın arttırılmasını istiyor. Devlet eliyle açıklanan çay fiyatı altında serbest piyasada çay alımının yapılmasını istiyor. İşçiler, gerekli iş sağlığı ve güvenliği tedbirleriyle huzur içinde çalışmak istiyor. Bir mevsimlik işçi arkadaşımız İstanbul’da olduğunu, Çaykur‘da çalıştığını ama izin alıp fabrikaya gidemediğini söyledi. Bütün bu sorunları yetkililerin dikkatine sunuyorum ve üreticilerimizi mağdur eden çayın dalda kalmasına sebebiyet verecek olan seyahat kısıtlaması kararının tekrar gözden geçirilmesini hatırlatıyorum.