CHP Erzincan Milletvekili Muharrem Işık ve Kocaeli Milletvekili Mehmet Hilal Kaplan, TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında, aile hekimlerinin cumartesi günü nöbet tutmasına yönelik düzenlemeyi eleştirdi.

 

 

 

Işık, aile hekimlerinin, iki gündür grev yaptığını anımsatarak, bunun önemli bir mesele olduğunu ifade etti.
Aile hekimlerinin daha önce hazırlanan kanun ve yönetmeliklerle görevinin belirlendiğini anımsatan Işık, “Hükümetin tek amacı hastayı memnun etmek. Bunun için de hekimleri ve sağlık çalışanlarını köle gibi kullanarak, eziyor. Hükümet, aile hekimlerine acilde nöbet tutturarak, aciller daha fazla kullandırılarak hastanın memnuniyetini düşürmemeye çalışıyor” dedi.
Işık, toplumdaki, “aile hekimleri toplumda ne iş yapıyor” söylemine rağmen aile hekimlerinin çok iyi iş yaptıklarını belirtti. Işık, aile hekimlerinin, birinci görevi olan koruyucu hekimliği yerine getirmeye çalıştığını ancak hükümetin koruyucu hekimlikte gözünün olmadığını savundu.
Mehmet Hilal Kaplan da hekim olarak nöbete karşı olmadıklarını dile getirerek, ancak burada farklı bir noktanın bulunduğunu söyledi.
Devlet hastaneleri acillerinde günde bin, bin 500 hasta bakılmaya başlandığında hükümetin işin içinden çıkamaz hale geldiğini ileri süren Kaplan, vatandaşların para ödememek, katkı payı vermemek için acile gittiğini belirtti. Kaplan, sağlığın niteliğinin bozulduğunu, sağlık çalışanının vatandaşa ayırdığı sürenin kısaldığını ifade etti.
Bir hastanın cumartesi günü aile hekimine gitmesi halinde sadece reçete yazılıp, geri gönderileceğini, ileri tetkik yapılamayacağını, acil röntgen çektirilemeyeceğini, yine hastaneye sevk edileceğini savunan Kaplan, “acildeki polikliniği belki yüzde 3 azaltırım” diye düşünüldüğünü belirtti. Kaplan, aile sağlığı merkezlerinin bugünkü tutumunun iflas noktasına geldiğini ileri sürdü.
Kaplan, hükümetin bir an önce bu karardan vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Kaplan, hükümetin acillerdeki yoğunluğu azaltmak istediğini ifade ederek, acil hekimliğinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
Kaplan’a, TBMM üyeliği kanun teklifinin yeniden gündeme geldiğine yönelik haberler de soruldu. Milletvekillerinin bir kanununun bulunmasından yana olduğunu vurgulayan Kaplan, şunları kaydetti: “Bu kanunun düzenlenmesi, zorunluluk gibi bir tablo içinde. Gittiğimizde, protokol sırasında, insanlar saygı çerçevesinde bu ilişkiyi yürütüyor ama bir protokol yok, kanunu yok. Kanun yapılırken milletvekilinin ayrıcalıklı yerde olması noktasında değilim. Ama milletvekillerinin temel haklarıyla ilgili bazı taleplerinin kanunla belirlenmiş olması bir zorunluluktur. İsterse iktidar partisi getirdiği veya getireceği düzenlemeyi bu dönem için uygulamaya almasın, çok sorun değil. Ama milletvekillerinin bundan sonra temel haklarının kurumsallaşması anlamında zorunluluk olduğuna inanıyorum.”