CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil, Anayasa teklifine Meclis’ten referandum kararı çıkmasını; “Bu, korkunun gücü ve baskının galibiyetidir. Ben 80 milyonluk bu milletin Meclis’teki 339 kişinin hatasını gidereceğini düşünüyorum” sözleriyle değerlendirdi.

 

 

 

İrgil yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelerde bulundu:

 

 

“Bugün parlamenter sistemin yürümediğini söyleyenler, anayasaya aykırı tutumları ile bilerek ve isteyerek bu sistemin çalışmasını engelliyor. Meclis’te yaşananları halka yanlış ve eksik aktarıyorlar. Türlü girişimlerde bulunarak sistemi yeniden düzenlemeye çalışanların ‘sistem yürümüyor’ söylemleri günün doğrusu haline getirilmiştir.

 

 

Oysa yaşadığımız sürecin, geldiğimiz noktanın nedeni; korkunun gücü ve baskının galibiyetidir. Diyelim ki hepsi değil ama 339 ‘irade’ arasında gönülden inanmadığı, aklına uymadığı halde bu anayasa teklifine evet oyu verenler vardır. Bizzat görüştüğümüz, teklifi gördüklerinde rahatsızlık duyduklarını söyleyenler vardır. İşte tam da bu nedenle korku ve baskıyla ‘evet’ oyu verenlerden söz ediyoruz. Bu noktadan sonra ise geriye dönüp irdelemenin bir anlamı kalmamıştır. Tarih zaten gerçekleri yazacaktır.

 

 

BEN BU ÜLKE İNSANINA GÜVENİYORUM

 

 

 

Ben ülkemde yaşayan insanların ülkemizin geleceği, bütünlüğü ve birliği için ve en önemlisi çocuklarımızın daha güzel ve refah bir ülkede yaşaması için doğru kararı vereceğine inanıyorum. Meclis’te 339 kişi bir hata yapmış olabilir ancak vicdan sahibi, vefa sahibi, büyük kurtuluş mücadelesi vermiş bir halkın torunları olan 80 milyonluk bu millet, 339 kişinin hatasını giderecektir.

 

 

Bu millet, onca mücadele sonunda sahip olduğu egemenliği şimdi kendi eliyle bir kişiye vermeyecektir. Çünkü bu topraklar vicdan ile mayalanmıştır. Bu ülke insanı başını yastığa koyduğunda; eğer yozlaştırmalardan, beyin yıkamalardan vicdanını yitirmediyse kararını sabaha kalmadan verir. Çünkü bir tabuta omuz veren o sahici insanlar, haksızlık karşısında da aynı yürekle yumruklarını sıkarlar.

 

 

En karanlık, en kâbus dolu yıllara dönüp baktığımızda görüyoruz. Bütün toprakları işgal edilmiş, bütün limanlarına girilmiş o en zahmetli yıllarda, babalarının dahi ‘padişahım çok yaşa’ diye bağırdığı o en kaybedilmiş yıllarda, tek başına Samsun’a çıkan Ata’nın peşine takılıp yedi düvele karşı duran o vicdanı, o yüreği unutamayız. Ben, bu topraklarda kan akıtan, demokrasi ve cumhuriyetin kurulması için kendisini feda eden insanlara bir vefa gereği milletimizin anayasa referandumunda hayırlı kararı vereceğine inanıyorum.”