Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Dr Murat Emir, Meclis Başkanlığı’na önerge vererek yasaklı madde kullanımını bir kez daha Meclis gündeme getirdi.

 

 

 

Emir önergesinde çeşitli uluslararası verilere değinerek; 2002-2016 yılları arasında Türkiye’de madde kullananların nüfusumuza oranında yüzde 6 artış yaşandığını, yasaklı madde kullanımından kaynaklı ölümlerde Avrupa’da birinci sırada olan ülkemizde 2008-2016 arasında madde kaynaklı ölüm oranında yüzde 20 artış gösterdiğini, sadece son 3 yılda madde bağımlılarının sayısında yüzde 20 artış olduğunu belirtti.

 

 

Uyuşturucu trafiğinde “transit ülke” den “hedef ülke” haline geldik

 

 

TBMM’nin 26’ncı döneminde ‘madde bağımlılığı’ ile ilgili araştırma önergesi veren ve kurulan araştırma komisyonunun da üyesi olan Dr Murat Emir, yaptığı açıklamada “23’üncü ve 26’ncı dönemde ‘Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde Bağımlılığı ve Kaçakçılığı Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla’ TBMM’de araştırma komisyonları kurulmuştur. Yapılan bu çalışmaların, uyuşturucu arzı ve talebini asgariye indirmesi beklenirken, bugün ortaya tam aksi yönde bir tablo çıkmıştır. Bu durumun asıl nedeni, uyuşturucu trafiğinde ülkemizin artık salt “transit ülke” durumunda olmayıp “hedef ülke” haline gelmesidir” dedi.

 

 

Araştırma komisyonu raporu hasıraltı edildi

 

 

Ankara Milletvekili Emir, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede; 26’ncı dönemde kurulan Meclis araştırma komisyonu raporunun hasıraltı edildiğini ve bu kadar önemli bir konuda yapılan çalışmalar sonrasında bir eylem planı hazırlanmadığını belirtti ve sordu “26’ncı dönemde kurulan Meclis araştırma komisyonu raporundan kaç öneri şu ana kadar uygulamaya alınmıştır?”

 

 

STK görünümlü kimi yapılara 4.7 milyon TL aktarıldı

 

 

Emir önergesinin devamında; Ülkemizde madde bağımlılığı tedavisi ve rehabilitasyonunda tam anlamıyla başıbozukluk olduğunu, STK görünümlü kimi organizasyonların, toplumsal duyarlılık, gönüllülük gibi değerleri kullanarak, bilimsel metotlar içermeyen, yararı tartışmalı, sonuçları raporlanmayan, faaliyetleri hiçbir safhada denetlenmeyen sözde rehabilitasyon programları uyguladığını, STK görünümlü bu yapıların, kamu yararına iş yapıyormuş algısını güçlendirmek ve kamu kaynaklarını amaçları doğrultusunda sömürmek için madde bağımlılığı ile mücadeleyi maskeleme aracı olarak kullandığını, bu yapılara son iki yılda 4 milyon 700 bin TL tutarında kamu kaynağı aktarıldığını açıkladı.