CHP’li Emir: Ankaralılara Kızılırmak suyunu içirdiğini itiraf eden Gökçek hakkında yasal işlem başlatılmalı

CHP’li Emir: Ankaralılara Kızılırmak suyunu içirdiğini itiraf eden Gökçek hakkında yasal işlem başlatılmalı
21 Ağustos 2017 12:08

CHP’nin doktor kökenli Ankara Milletvekili Murat Emir, kirliliği, yüksek oranda sülfat, sodyum ve klorür bulunduğu bilimsel olarak tespit edilen Kızılırmak suyunun, Ankara içme suyuna verildiğinin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek tarafından itiraf edildiğini belirterek, Ankaralıların sağlığı için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBBB) konuya el koyması gerektiğini kaydetti. Meclis’te araştırma komisyonu kurulması için CHP’li milletvekillerinin verdiği önergede, İ.Melih Gökçek hakkında, ‘halk sağlığını tehlikeye attığı’ gerekçesiyle yasal işlem başlatılması için girişimde bulunulması da istendi.

 

 

 

 

CHP’li Emir ve partili milletvekili arkadaşları, “Ankara içme suyu şebekesine verilen Kızılırmak suyunun, sağlık ve maliyet açısından değerlendirilerek, halk sağlığında bugüne kadar yarattığı ve bundan sonra yaratacağı etkiler ile ülke kaynaklarının daha fazla israf edilmemesine yönelik gerekli önlemlerin alınması; bu konulara ilişkin yapılacak tespitlerin ardından çıkacak olumsuz sonuçlarda ihmal ya da kastı belirlenen yetkililer hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılabilmesi için” TBMM Başkanlığı’na, araştırma komisyonu kurulması amacıyla önerge verdi. Araştırma önergesinin gerekçesinde, şöyle denildi:

 

 

“Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Ülkemizin büyükşehirlerinde de, temiz ve ucuz suya erişim her zaman öncelikli konular arasında yer almıştır. Özellikle iklim değişimine bağlı sıcaklık değerlerinin yüksekliğinden kaynaklı bu konu, günümüz merkezi ve yerel yönetimlerinin kesintisiz çalışmalar yürütmesi gereken bir önemdedir.

 

 

Ülkemizin başkenti ve nüfus açısından ikinci büyük şehri konumundaki Ankara’da, ne yazık ki temiz ve ucuz içme suyuna erişim, yıllardır sorun olmaktan çıkarılamamıştır. Başka birçok konuda olduğu gibi içme suyuna ilişkin de bilimsel olmayan, ‘mega proje’ adı altında uygulamalara imza atan İ.Melih Gökçek yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi, bu sorunun temel kaynağıdır ve bugün Ankaralılar, sağlık açısından birçok tehlike içeren Kızılırmak suyuna mahkum edilmiş durumdadır. Ankara’da yaşayan milyonlarca insanı ilgilendiren Kızılırmak’tan şehir şebekesine su verilmesine ilişkin ciddi gelişmeyi, halkın karşısına çıkıp hesap vermek yerine her zaman yaptığı gibi Twitter’deki hesabından, gayrı ciddi bir şekilde itiraf eden İ.Melih Gökçek, attığı mesajda “Şimdi gelelim Kızılırmakdan su verilme işine.. Evet Ankara’da barajlar alarm verdiği için biz aylardır Kızılırmak’dan su veriyoruz. Elbette Kızılırmak suyu diğer barajlarımızdan gelen su kadar lezzetli değil ama susuzluk mu yoksa lezzeti olmasa da su dersiniz.. Biz su deriz…” diyecek kadar konunun önemini kavrayamamıştır.

 

 

Kızılırmak suyunun Ankara’ya aktarılmasına ilişkin süreç hatırlanacağı üzere 2007’de birden gündeme gelmişti. 2007 ve birkaç yıl öncesinde giderek yaygınlaşan doğal, yapay göl ve akarsulardaki su azalması, su yetersizliği, susuzluk sorunları üzerine Ankara Büyükşehir Belediyesi, Devlet Su İşleri’nin hazırladığı Master Plan Raporu’nda Ankara’ya içme suyu olarak ancak 2034 yılında getirilmesini öngördüğü Kızılırmak suyuna ‘acele çözüm’ olarak sarılmıştı. Kirliliğinin yanı sıra yüksek oranda sülfat, sodyum ve klorür bulunduğu tespit edilen Kızılırmak suyu, İ.Melih Gökçek yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi’nce, 126 km civarında uzun bir iletim hattıyla Ankara’ya ulaştırılmıştır. İ.Melih Gökçek yönetimi, Ankara’nın su ihtiyacını karşılamak açısından önemli bir alternatif olan, projesi bitmiş Işıklı-Gerede Sistemi için ise kılını kıpırdatmamış; konuyla ilgili 9 Mart 2004 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin, Hazine Müsteşarlığı’na gönderdiği yazıda, “DSİ’nin Gerede Sistemi Projesi’ne ihtiyacımız yok, Ankara’ya uzun yıllar yetecek suyumuz var, önceliğimiz metro yatırımıdır. Gerede Projesi’nin işletme gideri fazla” gerekçeleri ileri sürülerek proje rafa kaldırılmıştır. Metroyu da vaat edilen tarihlerde bitiremediği, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı’na bırakmak zorunda kalan bu yönetim anlayışı, Ankara’ya sürekli ve temiz su getirmeyi de başaramamıştır.

 

 

Kızılırmak suyunun Ankara’ya getirilmesi vatandaşa ağır bir fatura da çıkarmıştır. Suyun Ankara’ya pompalanması yüksek elektrik maliyetlerine yol açmış, bu da Ankaralıların suyu daha yüksek bedelden tüketmesine neden olmuştur. Sadece bu yılın 01 Ocak ile 31 Temmuz arasındaki 7 ayında Ankara şebeke suyuna yaklaşık yüzde 11.6 oranında zam yapılmıştır. Vatandaşların büyük çoğunluğunun içme suyu olarak damacanaya yöneldiği göz önüne alındığında Ankara’da suya erişim fahiş fiyatlara çıkmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası’nın, “Kızılırmak suyu ve Ankara içme suyu ile ilgili’ raporundaki “Ankara içme ve kullanma suyu temini barajlarının işletilmesi doğru bir şekilde yapılamadığından, enerji ve kaynaklar israf edilmektedir. Mevcut kaynaklar değişik gerekçelerle gözden çıkarılmakta bunların yerine ‘acil’ olarak pahalı çözümlere gidilmektedir” görüşleri de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin sorumsuz su politikasına işaret etmektedir.”