CHP’li Durmaz: 1 Gram altın için 4000 litre suya ihtiyaç varken; bölgede arama izni verilirse 6 milyon ağaç kesilecek!

CHP’li Durmaz: 1 Gram altın için 4000 litre suya ihtiyaç varken; bölgede arama izni verilirse 6 milyon ağaç kesilecek!
25 Aralık 2020 09:59

Tokat Milletvekili Kadim Durmaz Erbaa, Niksar ve Reşadiye ilçelerinde yapılmak istenen maden arama ile ilgili bir Araştırma Önergesi hazırlayıp 19 Kasım 2020 tarihinde TBMM Başkanlığına sunmuştu.

 
Erbaa, Niksar yöresinin Bakanlar Kurulu kararıyla “ Büyük Ova” ilan edildiği de göz önünde bulundurularak araştırılması bu maden faaliyetinin etkilerine yönelik önlemlerin alınması amacıyla Anayasa’nın 98’inci maddesi ve TBMM İçtüzüğü ‘nün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu Araştırma önergesi 23 Aralık Çarşamba günü TBMM Genel Kurulunda görüşüldü. Görüşmeler sonunda Milletvekillerinin oylamasına sunulan “Araştırma Komisyonu kurulsun, kurulan komisyonca yöremize vereceği zarar araştırılsın” niyetini taşıyan Araştırma önergesi AK Parti Milletvekillerinin oylarıyla RED edildi.
Bunun üzerine açıklama yapan Milletvekili Durmaz:
“Biz isterdik ki, siyaset üstü gördüğümüz ve yaklaştığımız bu konuyla ilgili verdiğimiz önerge ortak bir akıl ve duruşla kabul edilsin, kurulacak komisyon gelip incelesin, araştırsın. Komisyondan gelecek raporu hep birlikte görelim istedik ama bu niyetimiz kabul görmedi. Maden arama ve verdiği zararlara çok yakın bir tarihte Fatsa örneğinde şahit olduk. Biz telafisi güç, insan ve her türlü canlı yaşamını olumsuz etkileyecek, suyumuzu içilemez, toprağımızı ekilemez, bölgemizi yaşanılamaz hale getirecek, ormanlarımızı katledecek, kesilen ağacın yerine yenisinin yetişmediği zehirli bir toprak bırakacak adı ne olursa olsun yapılacak her türlü projeye çalışmaya müsaade etmeyecek ve karşısında olacağız “ dedi.
Konuyla ilgili açıklamasına devam eden Durmaz:
Erbaa ilçe merkezi, Kozlu, Çerkezfındıcak, Keçeci (Ahi Mahmut Veli), Aziz Baba, Ezebağı, Tanoba Kasabası gibi Taşova, Turhal, Amasya’da 40 köyün yaşam alanını etkileyen izin Verusa Holdingin’e verildi!
Yine Niksar’da budaklı, Bayraktepe, Eryaba, Teknealan köylerinde Esan Eczacıbaşına arama yapma ruhsatı verildi.
Yine Reşadiye de Selemen yaylası Kuyucak-Demircili yöresinden iyi haberler gelmiyor!
1 Gr Altın için 4000 litre suya ihtiyaç varken eğer bölgede arama izni verilirse 6 milyon ağaç kesilecek!
Erbaa’daki bölge antik maden galerisi olarak bilinmektedir.
Bu bölge 1. Derece arkeolojik sit alanıdır.
Burası Anadolu’nun ilk Açıkhava maden müzesi olmalıdır.

 

Siyanürlü altın arayışından sadece Erbaa, Niksar, Taşova değil Yeşilırmak havzasında olan Çarşamba ve Terme ovaları da olumsuz etkileyecektir!
Bölge 1. Derece deprem bölgesidir, 42 depreminde Erbaa’nın yeri değişmiştir. Günümüzde 7.2 büyüklüğünde deprem beklentisi vardır!
Bu maden projeleri; Ak Parti hükümetinin yayınladığı,
Yer altı ve yer üstü sularını koruma yönetmeliğine ( 7 Nisan 2012 tarihli)
İçme suyunu koruma yönetmeliğine (28 Ekim 2017 tarihli )
Avrupa Birliğine giriş için taahhüt edilen Yeşilırmak havzası koruma programına aykırıdır!
Bu maden projeleriyle, bu vadiye özel Karakaya milli koyun ırkı yok edilecektir!
Bir yandan her haneye 100 koyun dağıtacak, diğer yandan yaylaları, su kaynaklarını siyanürle zehirleyeceksiniz.
180 bin küçükbaş, 80 bin büyükbaş, 14 bin kovan arının sonu gelecektir!
İl genelinde 600 bin ceviz ağacına ilave 2021 yılında da dikilmek üzere 500 bin ceviz yetiştirip dağıtıp dikimine destek vereceksiniz, sonra bu alanları maden arama ile zehirleyeceksiniz.
Bu maden projeleriyle, meyve, sebze, coğrafi işaretli Erbaa sarma yaprağı ve omega 3 deposu Niksar cevizi yok olacaktır!
2000 hektarlık yani 20 bin dönümlük büyük bir alanda arama çalışmalarına başlayan şirketin faaliyetleri, “ Boğalı ve Sakarat “ yaylalarını,
Niksar Gürçeşme ve Gökçeli Kasabaları, Tepeyatak, Beyçayırı, Oluklu, Eryaba, Bayraktepe, Budaklı, Sarıyazı ve Dalkaya köylerini,
Reşadiye’de meşhur Selemen Yaylası, Demircili ve Kuyucak denilen bölgesini kapsayacak bu maden projeleriyle, ekosistem dengeleri değişecek,
Bu maden projeleriyle, deprem ve heyelan potansiyeli dikkate alındığında yüksek riskli madencilik kazaları yaşanabilecektir.
Önceden Taşova-Erbaa-Niksar-Reşadiye D-100 karayolu güzergâhından planlanan Merzifon-Gürbulak yolunun Amasya-Tokat istikametine kaydırılması ile ilgili CİMER’e sorulan soruya verilen cevapta D-100 karayolunun Kuzey Anadolu Fay Hattında kaldığı, bu fay hattının belli periyodlarla büyük ölçekli depremler üretiyor olmasının ciddi bir dezavantaj olduğu belirtilmiştir.
Buna rağmen verilen ve depremi tetikleyecek maden arama ruhsatları kesinlikle iptal edilmelidir.
Ayrıca Tokat Meteorolojik Kuraklık Durum 3 Aylık Değerlendirme Raporu’na göre “Olağanüstü Kurak” iller arasındadır.
Bu maden projeleriyle, küresel iklim değişimine karşı direnme gücü düşecektir.
Madencilik faaliyetleri kısa vadede Tokat İlini, orta ve uzun vadede ise tüm Yeşilırmak ekosistemini olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olacaktır. Bölgede altın ve bakır madenciliğinin gerçekleşmesi halinde, aşağıdaki maddeler halinde açıkladığım olumsuz etkilerin oluşması kaçınılmazdır olacaktır.
• Bölge su döngüsü değişecek, yeraltı ve yerüstü su kaynakları kirlenebilecektir.
• Stres altındaki Yeşilırmak Nehri kirleticileri hazmetme kapasitesini kaybedebilecek, canlı yaşamı sonlanabilecektir.
• Bölge (özellikle Sakarat Dağı) ormanları ciddi zarar görecektir. Bağlantılı ekosistemlerde çöküşler yaşanabilecektir.
• Bölge habitat parçalanması yaşayacak; biyolojik çeşitlilik olumsuz etkilenecektir.
• Hava kalitesi düşecek, buna bağlı çevre ve halk sağlığı sorunları oluşabilecektir.
• Toprak kirliliği oluşacak ovaların üretim potansiyeli düşecektir.
• Bölge meraları ve hayvancılığı son derece olumsuz etkilenecektir.
• Bölgedeki ulusal ve uluslararası koruma nitelikleri taşıyan habitatlar bu vasıflarını kaybedecektir.
• Bölge ekosistem dengeleri değişecek, başta Erbaa ve Niksar ilçeleri olmak üzere civar yerleşimlerde ciddi ve toplu halk sağlığı problemleri baş gösterebilecektir.
• Bölgenin deprem ve heyelan potansiyeli dikkate alındığında yüksek riskli madencilik kazaları yaşanabilecektir.
• Bölge ekosistemlerinin ekolojik hizmetleri büyük ölçüde olumsuz etkilenecektir.
• Kısa vadede değerli madenlerden elde edilen gelire karşılık, orta ve uzun vadede “ekosistem yararlarının olumsuz etkilenmesi sonucu” elde edilen maddi değerin yüzlerce katı düzeyinde ekonomik kayıplar oluşabilecektir.
• Bölgenin küresel iklim değişimine karşı direnme gücü düşecektir.
• Bölge tarımsal ürünlerin marka değerleri düşebilecek, iyi tarım uygulamaları ve organik tarım potansiyeli ve ekoturizm değeri büyük zarar görecektir.
• Bölge uzun yıllar sürecek kronik çevre sorunları yaşayabilecektir.
• Bölgedeki dış göç daha da artacaktır.

 

 

Ülkemizin zenginleşmesine karşı değiliz. Ama attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değmeli!
Eğer yöremizi, ülkemizi kalkındırmak istiyorsak bu güzel doğayı tahrip edip, yöreyi yaşanmaz kılmanın yerine doğaya dost kalkınma projelerini destekleyin.
Eğer madenle doğa, su, orman, mera, ova çatışıyorsa ülkemize ve gelecek nesillere karşı vicdani sorumlulukla tercihinizi doğadan yana kullanın!
Unutmayalım “doğanın yararına olmayan hiçbir şey insanın yararına olamaz! “
Bir kez daha çok net ifade ediyorum; Erbaalı da, Niksarlı da, Reşadiyeli de, tüm Tokatlılar siyaset üstü yaklaştığı maden arama konusunda toprağımızın üstü altından değerlidir, yaşam alanlarımıza, doğamıza, suyumuza, yaylalarımıza dokunmayın diyor. Tokat ’lının sesini duyun ve bu arama ruhsatlarını iptal edin!