CHP’li Aydoğan: 2 yıl süren OHAL’in üstünden geçen süreçte akıllardaki soru: Türkiye ne zaman olağanlaşacak?

CHP’li Aydoğan: 2 yıl süren OHAL’in üstünden geçen süreçte akıllardaki soru: Türkiye ne zaman olağanlaşacak?
20 Temmuz 2020 13:14

CHP’li Turan Aydoğan, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından 21 Temmuz’da ilan edilen ve yedi defa üçer aylığına uzatılarak iki yıl süren olağanüstü hal (OHAL) üzerinde 2 yıl geçtiğini, sonrasında 7145 sayılı Kanun’la OHAL’in kalıcı hale gelmesinin sağlandığını ve sürecin sancılarının hala devam ettiğini söyledi.

 

 

 

CHP İstanbul Milletvekili Avukat Turan Aydoğan, darbe girişimini lanetlediklerini ifade ederek şunları söyledi: “OHAL süreci 2018 Temmuzuna kadar uzatıldı. Fakat o iki yıl içinde iktidarın yaptığı tasarruflar memleketin altını üstüne getirdi. O süreçte neler oldu? FETÖ ile mücadele kapsamında çıkarılan KHK’lar iktidara muhalif olan her kesime gözdağı için kullanıldı. Cadı avına dönüşen bir süreçti ve çok fazla masum insanı maalesef acımasızca yaşayan ölüye dönüştürdüler. Sürecin ülkeye verdiği en büyük zararlar kanun hükmünde kararnamelerle oldu. Anayasa’ya aykırı kararnameler çıkarıldı. OHAL’in gerekli kılmadığı KHK’lar koyuldu önümüze. Biz parti olarak itiraz ettik, AYM’ye gittik fakat eli kolu bağlı bir yargı sistemi içinde değerlendirmeler gerektiği biçimde yapılmadı, AYM değerlendirme yetkisinin olmadığını beyan etti hem de 1992 yılında buna ilişkin emsal kararlar varken. OHAL boyunca, iki yılda toplam 36 KHK yayınlandı. KHK’larla on binlerce insanın işinden edildi.”

 

 

DERİN BİR ‘ADALETSİZLİK’ ÇUKURU AÇILDI MEMLEKETE

 

 

Darbe girişimiyle bağlantılı davalar nedeniyle on binlerce kişinin tutuklandığını, daha fazlası da gözaltına alındığını hatırlatan Aydoğan, “Partimiz, darbe girişiminin birinci yıldönümünde yayınladığı raporda 169 bin 13 kişi hakkında adli işlem yapıldığını açıklamıştı. O süreçte muhalifler hak ihlalleri yaşanmasın diye çok büyük mücadele verdi. Bu mücadele karşısında iktidar muhalifleri, kendilerinin daha önce iş ortaklığı yaptığı ve ne istedilerse verdiği FETÖ ile bir göstermeye çalıştı ki hala bu tutulacak hiçbir yeri olmayan iddia ile güneşi balçıkla sıvayarak algı yönetmeye çalışıyorlar. Burada dikkat çekilmeye çalışılan, FETÖ dışında iktidara muhalif olan toplumun birçok kesimine; bilim insanları, gazeteciler, siyasilere uygulanan baskı ve zordu. KHK’larla kapatılan kurumlar, OHAL gölgesinde yapılan referandum ve seçim de işin diğer boyutu. Bu süreçte yaşananlar ülkenin belki de 20 yıl geriye gitmesine neden olan adımlardı. Derin bir ‘adaletsizlik’ çukuru açıldı memlekete. Bunları her fırsatta dile getirip iktidarı uyardık fakat bugün geldiğimiz noktada işlerin maddi manevi daha kötü bir hal aldığını görüyoruz.” dedi.

 

 

SÜREKLİ OHAL

 

 

21 Temmuz 2016’dan beri uygulanan OHAL’in 18 Temmuz 2018 günü sona erdiğini ancak, iktidarın OHAL’i kalıcı hale getiren 7145 sayılı Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u 25 Temmuz 2018 günü TBMM’den oy çokluğuyla geçirdiğini vurgulayan Aydoğan, “Komisyon görüşmeleri sırasında bu değişikliğe şiddetle karşı çıktık. Beraberinde yaşanacak sorunların altını çize çize anlattık fakat iktidar kendi varlığını sürdürmek için ülkenin geleceği pahasına bu yasayı çıkarttı. Bugün yaşanan ekonomik sorunlardan tutun da toplumun huzuruna kadar her meseleyi doğrudan olumsuz etkileyen bir sürecin başlangıcına imza attılar. Bugün geldiğimiz noktada FETÖ ile mücadele konusunda ne kadar ilerleme kaydedilmiş? Devletin içine işlemiş olan bu örgüt ne kadar uzaklaştırılmış? Bunu elbette yine ülkeyi yöneten siyasi erk biliyor. Fakat bu anlamda hala tehlike olduğunu her fırsatta dile getiren de yine iktidarın kendisi. Sürekli OHAl’i bu ülke vatandaşlarına reva görenler ülkeyi ne zaman olağan hale getirecekler? Ya da getirebilecekler mi? Bu sorunun yanıtı onların bugüne kadar yürüdükleri yolda açıkça görülüyor.” şeklinde konuştu.

 

 

KİM, NEDEN YATIRIM YAPSIN?

 

 

Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazın yaşanan bu süreçlerle doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Aydoğan, “Yargısı bağımsız olmayan, yargısına güvenilmeyen bir ülkeye kim yatırım yapar? Olayları topyekûn değerlendirmek gerekir. Siyasi belirsizliklerin ve güvensizliklerin yaşandığı bir ülkede kim, neden yatırım yapsın? İktidar kendi varlığını sürdürmek için ülkenin tamamını gözünü kırpmadan ateşe atmıştır. Biz her fırsatta söylüyoruz; bizim uyarılarımız herkesin güvenliği için yapılan uyarılardır. İktidarlar gelir geçer, kalıcı olması gereken hukuktur, adalettir.” ifadelerini kullandı.

 

 

ÜLKE NE ZAMAN VE NASIL OLAĞANLAŞACAK?

 

 

Adaletsizliklerin ortaya çıkardığı tablonun çok iç açıcı olmadığını fakat o tabloyu değiştirmenin de mümkün olduğunu söyleyen Aydoğan sözlerini şöyle sürdürdü, “İfade ettiklerim elbette can sıkıcı fakat bu bizlerin vazgeçtiği anlamına asla gelmemeli. Bu memleket bizim. Biz ülkemizi seven, demokrasi sevdalısı insanlar sayesinde bizlere dayatılan bu tabloyu bambaşka bir hale getirebiliriz. Yeter ki inanıp fırçayı elimize alalım ve güneşi çizmeyi başaralım. Biz bugün bu inançla hareket edersek, adaleti, hukuku sağlarsak kapımıza çantalarıyla gelecek binlerce yatırımcı olacak. Ekonomi de düzelecek, huzur ortamı da hızla sağlanacak. Demokrasiye inanmış herkesin desteği gerek bunun için. Sayın Genel Başkanımızın da söylediği gibi “Dünyanın tüm demokratları birleşmeli” işte o gün sözünü ettiğim güneş bizim şu anki karanlık tablomuzu aydınlatacak. Bu da çok geç bir tarihte olmayacak.”