CHP’li Arslan: 2017 büyük ekonomik riskle geldi

CHP’li Arslan: 2017 büyük ekonomik riskle geldi
7 Ocak 2017 09:57

23 kanunda değişiklik öngören 38 maddelik Emekli Sandığı torba kanun tasarısının Meclis görüşmelerinde açıklama yapan CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, 2017’nin başında ekonominin zorlu karnesini özetledi.

 

 

CHP Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklamasında şu başlıklar öne çıktı:

 

 

“Türkiye ekonomisi, başkanlık inadı taşıyan siyasi ihtiras ve gözünü partizanlık bürümüş bir anlayış nedeniyle kötü yönetilmektedir. Ülkemiz 2017 yılına tümüyle olumsuz koşullarda girmektedir.

 

 

2017 BÜYÜK EKONOMİK RİSKLE GELDİ

 

 

Biz bu tasarıyı dış ticaret hacmi 10 milyar dolar düzeyinde düşen bir ekonomik gündemde görüşüyoruz. Döviz varlığımızla döviz yükümlülüğümüz arasındaki makas giderek açılıyor ve 200 milyar dolar dolayında bir yükle bu yıla yüksek riskle giriyoruz.

 

 

TL 1 YILDA YÜZDE 21 KAYBETTİ

 

 

Dünyada son 1 yılda, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya paraları dolar karşısında ortalama yüzde 6 değer kazanırken, TL siyasi kriz, terör ve başkanlık inadı yüzünden dolar karşısında yüzde 21 değer kaybetmiştir.

Bir ekonomi düşünün ki; attığınız her siyasi adım, evlere, işletmelere yük olarak geri dönüyor. Faturayı vatandaş ödüyor, Saray’ın elektriği yanarken, evler doğalgaza hasret kalıyor.

 

 

DIŞ BORÇ KATLANIYOR

 

 

Yüksek katma değer üretemiyor, sanayisi hedeflerini küçültüyor, yatırımlar durağan hale geliyor, büyümesi geriliyor. 417 milyar dolara ulaşan dış borcumuzun 122 milyar doları devlete, 294 milyar doları özel sektöre ait. Gelecekte çevrilmesi zor bir borç ortada duruyor. Sadece 1 yıl içinde ödememiz gereken dış borç 164 milyar dolar. Mevcut ekonomik yapı içinde bu borcun zor ödeneceği gözüküyor. Hükümet, aradığı borç paranın yüzde 90’ını, ihracatımızın yarısını AB ile yapıyor ama yok yere AB ülkeleriyle restleşiyor. Hesap vermeyi elinin tersiyle iten, hukuk devleti ilkesini bertaraf eden, anayasa değişikliği uğruna Türkiye’nin gerçek gündeminden kopan, yapısal reformları erteleyen iktidarın torba tasarısını görüşüyoruz.

 

 

DOLAR ve ALTIN 3 YILDA FIRLADI

 

 

2013 başında 1 dolar 1.78 liraydı, 2016 başında 2,95 lira olan dolar, şimdi 3,60 lirayı geçti. 2013 başında 1 euro 2,36 liraydı, 2016 başında 3,22 lira olan dolar şimdi 3,79 lira oldu. 2013 başında 164 lira olan çeyrek altın, bugün 220 liradan satılıyor.

İç piyasada borç çevirmede zorlanan vatandaş ve yatırımcı, kendini güvende hissetmiyor. Hazine garantisiyle çekilen büyük özel sektör kredilerinin ödenemediği her ay, bu borcun devletin, vatandaşın, esnafın üzerine yıkılması tehlikesini taşıyor.

 

 

AHİ FONU NEREYE AKACAK?

 

 

O halde soruyorum: yeni ahi ve esnaf fonu ne işe yarayacak? Yıllar önce kurulan İşsizlik Fonu’ndaki paraların çoğu işsizimize aktarılmamıştır. Şimdi işsize ödenmesi gereken paralar da yeni kurulan Varlık Fonu’na aktarılacak. Varlık Fonu yoluyla bir de büyük projelere kaynak sağlanacak. O halde şimdi esnaf için kurulduğu söylenen Ahilik Fonu’nda birikecek paranın da yol, köprü finansmanına harcanmayacağını kim garanti edebilir? Ahilik Fonu’nun kur riskleri büyüyen tünel köprü garantilerinin finansmanında kullanılmayacağından nasıl emin olabiliriz?

 

 

EMEKLİ YOK SAYILDI, GEMİCİKLER İHYA EDİLDİ

 

 

Biz, “emeklinin 30 yılı aşmış ikramiye farkını yasal faiziyle ödeyin” dediğimizde reddeden, bütçe kısıtlı diyen iktidar, bu akşam adrese teslim kanun maddesiyle belli şirketlere kıyak geçmenin hazırlığını yapıyor.

Gemiciklerin satışından vergi almamak için bütçeden fedakarlık yapan iktidar, çiftçiye mazotta, emekliye ikramiyede hala bütçemiz yok bahanesine sığınıyor.

Yılbaşında emeklinin özel hastane muayene farkını yüzde 60 arttıran iktidar, yüzde 8 buçuk enflasyon karşısında emekliye yüzde 5 zammı bile çok görmüş, köprüye yüzde 50 zam yaparken vicdanı acımamıştır.

Emeklisini, esnafını korumayan, Türkiye’nin sanayicisini, hanelerini elektriksiz bırakan, işi gücü laiklikle uğraşmak olan iktidar artık gücünü tüketmekte, bizi büyük bir krizin içine sürüklemektedir. Bu krizin faturası ağır olacaktır.

Emeklisine, işçisine, memuruna, esnafına, sanayicisine, emeğiyle üreten ve yatırım yapanlara sırtını dönen, geçici düzenlemelerle ekonomiyi düzlüğe çıkarmaya çalışan hükümet, tarihimizin en derin ekonomik ve siyasi krizlerinden birine zemin hazırlamaktadır.”