CHP’den tutuklama kararına tepki

CHP’den tutuklama kararına tepki
14 Haziran 2017 18:00

CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin Meclis’te olağanüstü toplanan CHP milletvekilleri Meclis Genel Kurulunu terk etti.

 

 

 

 

 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, olağanüstü toplantı sonrasında Meclis Genel Kurulunda söz aldı. Özel, Enis Berberoğlu hakkında verilen cezaya ve tutuklanmasına ilişkin kararın ‘faşizm’ olduğunu savunarak “Kamuoyu biliyor ki bu davanın hakimi savcısı da aynı kişidir. Alınan karar faşizmin kendisidir. CHP bu faşizmle bugüne kadar mücadele etti ve bugünden sonrada mücadeleyi gösterecektir.” dedi.

 

 

Enis Berberoğlu’nun eşinden açıklama

 

 

ENİS Berberoğlu’nun eşi adliye önünde açıklama yaptı. Adliyedeki polis merkezinde eşinin yanından çıkan Oya Berberoğlu yaptığı açıklama, “Morali gayet iyi. Zaten Türkiye’de hukukun h’si yok. Protesto ediyorum çok büyük haksızlık. Enis içeriye giriyor ancak burada CHP tutuklanmıştır” dedi.

 

 

Karardan sonra CHP milletvekilleri açıklama yaptı

 

 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay;

 

 

(Berberoğlu’nun tutuklanması) “Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik bir devlet zorbalığıdır. En açık faşist diktatörlüklerde bile olsa olsa ana muhalefet partisine karşı yapılabilecek bir uygulama ile karşı karşıyayız. Ama unutulmamalıdır gerek CHP, gerek diktatör karşıtları, Türkiye’de bu güzel ülkenin diktatörün çiftliği olmasına müsaade etmeyeceklerdir.”

 

 

“Önünde daha istinaf mahkemesi süreci varken, Yargıtay süreci varken ve geçmişte çok örnekler olduğu halde Kadri Enis Berberoğlu TBMM üyesi olmasına rağmen bugün bu adliyede, yürütmenin emrindeki, yürütmenin gladyösü şeklinde karar veren hakim tarafından tutuklanıyorsa bu tuzun koktuğu yerdir.”

 

 

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı önünde, Enis Berberoğlu’nun tutuklanması sonrasında açıklama yaptı. Altay, “Bir yerde adliyenin olması orada adaletin olduğu anlamına gelmez. Bugün Türkiye’de yargının tefessüh ettiğini, yürütme organı tasallutu, tahakkümü ve emri altına bütünüyle girdiğinin acı bir örneği ile karşı karşıyayız. Bir ülkede yargıçlar verecekleri kararlar bakımında ‘diktatörü nasıl hoşnut ederim, vereceğim karar diktatörün bana nasıl sempatiyle bakmasını sağlar, beni nerelere yükseltir’ diye düşünerek karar veriliyorsa, böyle adalete, böyle yargıya lanet olsun” dedi.

 

 

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ’NE YÖNELİK BİR DEVLET ZORBALIĞIDIR”

 

 

Engin Altay, “Bu karar muhalefete gözdağı kararıdır aynı zamanda. Bu karar Adalet ve Kalkınma Partisi’nden hoşnut olmayan, antidemokratik uygulamasından rahatsız olan, müşteki olan herkese karşı bir gözdağı kararıdır. Aynı zamanda bu karar son yapılan mühürsüz seçimde ‘hayır’ tercihinde bulunan ‘demokrasi yaşasın, yürüsün’ diyen bütün topluma da bir gözdağıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik bir devlet zorbalığıdır. En açık faşist diktatörlüklerde bile olsa olsa ana muhalefet partisine karşı yapılabilecek bir uygulama ile karşı karşıyayız. Ama unutulmamalıdır; gerek CHP, gerek diktatör karşıtları, Türkiye’de bu güzel ülkenin diktatörün çiftliği olmasına müsaade etmeyeceklerdir. Ne yapılması gerekiyorsa bunu yapacağımızdan herkesin emin olmasını istiyorum” diye konuştu.

 

 

Altay, “Bugün görüşülen bu dosya Recep Tayyip Erdoğan’ın uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanmasının ana zeminini oluşturun bir dosyadır aynı zamanda. Gün gelecek, bugün milletvekilimizi tutuklama kararı olarak işlem yapılan bu evraklar, bu dosyalar nedeniyle Recep Tayyip Erdoğan uluslararası mahkemelerde savaş suçlusu olarak yargılanacaktır. Bu haber ilk yapıldığında Recep Tayyip Erdoğan ‘ben onu öyle bırakmam’ demişti hatırlarsanız. Şimdi, Recep Tayyip Erdoğan’ın o gün söylediği gerçek oldu. Ama Erdoğan unutmasın, bu millet ve CHP onun yaptıklarını yanına bırakmayacaktır. Bundan herkesin emin olmasını istiyorum” dedi.

 

 

“BU TUZUN KOKTUĞU YERDİR”

 

 

Engin Altay, “Türkiye dünyada 180 ülke arasında basın özgürlüğü noktasında 155. sıralara kadar inmişken, demokrasinin zerresi ortada kalmamışken Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu tarz antidemokratik uygulamaları, OHAL uygulamaları, yargıyı siyasallaştırmak sureti ile bir korku imparatorluğu oluşturma çabaları beyhudedir, nafiledir. Önünde daha istinaf mahkemesi süreci varken, Yargıtay süreci varken ve geçmişte çok örnekler olduğu halde Kadri Enis Berberoğlu TBMM üyesi olmasına rağmen bugün bu adliyede, yürütmenin emrindeki, yürütmenin gladyösü şeklinde karar veren hakim tarafından tutuklanıyorsa bu tuzun koktuğu yerdir. Türkiye’de artık herkesin Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bu uygulamalarının iş ve eylemlerinin Türkiye’ye ne kadar büyük bir zarar verdiğini bu olaydan daha açık bir göstergesini kimse bulamaz” şeklinde konuştu.

 

 

“DEMOKRASİYE ZOR VE GÜÇ ŞARTLARDA YAŞATMAK KONUSUNDAKİ KARARLILIĞIMIZI DA YÜCE MİLLETİMİZE BEYAN VE TAAHHÜT EDİYORUM”

 

 

Altay, “Silivri’de Ergenekon davaları görülürken, orada kurulan mahkeme için çadır mahkemesi demiştik. Şimdi İstanbul Adliye Sarayı’nın da bir çadıra, bir sirke dönüştüğü, soytarıların krala şirin görünmek için yargıç kisvesi altında bu tarz hukuk dışı hiçbir hukuk normuyla bağdaşmayan kararlar vermesini kamu vicdanının takdirine bırakıyorum. Mahkeme kararlarının meşruluğu kamu vicdanındaki karşılıkla doğru orantılıdır. Bu mahkeme kararını aziz milletimizin vicdanına havale ederken CHP olarak TBMM grubumuzla, parti genel merkezimizle, CHP’nin bütün üyeleriyle birlikte direneceğimizi, yargının siyasallaşmasına boyun eğmeyeceğimiz, demokrasiye zor ve güç şartlarda yaşatmak konusundaki kararlılığımızı da yüce milletimize beyan ve taahhüt ediyorum” dedi.

 

 

ENİS BERBEROĞLU’NUN AVUKATINDAN ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

 

 

Tutuklama kararı sonrası Enis Berberoğlu’nun avukatı Murat Ergün adliye önüne açıklama yaptı. Avukat Murat Ergün, “Az önce mahkeme tarafından müebbet hapis cezasına çarptırılan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu haksızlığa, hukuksuzluğa uğramıştır. Ben yıllarca Silivri’de FETÖ ile mücadele etmiş bir avukat olarak ve müvekkilim görevini yaparken FETÖ ile mücadele etmiş bir basın mensubu olarak, bugün burada FETÖ’cülükle suçlanıp mahkum olmaktan utanç duyuyoruz. Unatcımızın kaynağı bizim yaptığımız eylemler değil hukuk adına bize yapılandır. Hukuk adına utanıyoruz. Enis Berberoğlu’nun avukatı olmaktan onur duyuyorum; çünkü hiçbir zaman hukuksuzluğa teslim olmadı. Hep doğruları söyledi. Ayrılmadan önce söylediği son söz: ‘Eğer memleket için hayırlı olacaksa bir kere değil 10 kere müebbet yemeye hazırım. Bu hukuka ve demokrasiye doğru gidişin bir başlangıcı olsun.’Sabit ikametgahı var denen damatların serbest bırakıldığı, iyi uyuyamıyor uykusu kaçıyor denilen damatların serbest bırakıldığı yerde; her duruşmaya gelen, öğle yemeğinde şu arkadaki kafede tost yiyip tekrar duruşmaya gelen İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu kaçma şüphesiyle tutuklandı. Ben mahkemelerin verdiği karara saygı duyuyorum, saygı duymak zorundayım; ama kabul etmiyorum, reddediyorum. Özellikle bu gerekçeyi, tutuklamayı şiddetle reddediyorum. Bu tutuklamanın benim vicdanımda, aklımda, hukuk bilgimde yeri yoktur. Bu yapılan hukuksuzluğu Türk Milleti’ne şikayet ediyorum. Biz hukukçular olarak hukuk mercilerinin neresi olduğunu biliyoruz, itirazımızı da yapacağız. Ama burada hukuksuzluğa uğrayan milletin vekilidir” dedi.

 

 

“GAZETECİLİĞİ CEZALANDIRMA GİRİŞİMİDİR”

 

 

Erdem Gül ise, “Ülkede gazetecilik yapılmasını engellemeye yönelik bir davadır. Gazetecilik açısından hakikaten vahim durumdayız. Dosyadaki iki haber dışında ortaya konulmuş hiçbir delil bulunmamaktadır. Kopkoyu bir hukuksuzluğun ortasındayız. Üzüntülüyüz. Gazeteciliği cezalandırma girişimidir” diye konuştu.

 

 

Kaynak: Nursima KESKİN / ANKARA, (DHA) – Hayati KILIÇ – Yüksel KOÇ-Hasan YILDIRIM – Özgür EREN-Gülsel KENARLI / İstanbul DHA