Yurt Gazetesi köşe yazarı Göksel Bozkurt yazdı.

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlıı, Haziran 2015 seçimlerinin bir hayli zorlu geçeceğini görüyor olmalı ki,parti vitrinini oluşturur oluşturmaz kampanya için düğmeye bastı. Olabildiğince erken davranıp kendisini meydanlara atmak, vaatlerini halka anlatmak istiyor. O nedenle ilk iş olarak CHP’nin hedeflerine ilişkin bazı temel metinler kaleme alınmasını istedi. Kamuoyu ile ne düşündüğünü net biçimde paylaşıp partililerini kampanyaya, meydanlara, sokaklara konsantre etmek istiyor.

 

O metinlerden ilki de “Demokrasi ve Özgürlük Manifestosu” olacak. CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar yönetimindeki bir ekip tarafından kaleme alınan “manifestoya” son şeklini Parti Meclisi (PM) verecek. Manifesto kurultay öncesinde başlayan “eksen kayması” başta olmak üzere tüm tartışmaları sonlandıracak, belli konularda partinin kimliği, duruşu, hedefleri ve çözüm önerilerini net biçimde ortaya koyacak.

 

CHP’nin Kürt meselesinde alacağı tutum önemli. Zira seçim öncesi açıklanan “Demokrasi ve Özgürlükler Manifestosu” ağır aksak yürüyen çözüm sürecini derinden etkileyebilir. Öteden beri HDP sözcüleri sürecin devamı ve çözüme ulaşma noktasında CHP’nin desteğine önem veriyor. Bu bağlamda Sezgin Tanrıkulu, ABD’deki konferansa ilk kez davet edildi. HDP Eşbaşkanı Sefahattin Demirtaş’m Yurt’a verdiği söyleşide dile getirdiği 2015 seçimlerine dönük CHP’nin de içinde olacağı güçlü bir sol “ittifak” çağrısı da dikkat çekiciydi. (Kılıçdaroğlıı Miliyet’e verdiği demeçte ‘Seçimlere yönelik bugünden ittifak sözü vermek doğru değil. Şu anda böyle bir şey de söz konusu değil’ dedi)

 

Doğrusu, Kılıçdaroğlu’nun kurultayda “etkili bir çıkış” yapacağı da ileri sürülmüş ancak “Yerel Yönetimler Özerklik Şartının kabul edilmesi” önerisinin ötesine geçilememişti. Kurultay atmosferinin de etkisiyle anadilde eğitim konusuna ise hiç değinilmemişti. Ancak Kılıçdaroğlıı, belli kesimlerin eleştirisini alacak olsa da seçim öncesinde temel konu Kürt meselesine ilişkin çözüm önerilerini net biçimde ortaya koymadan yürüyemeyeceğini görüyor. O nedenle de manifestonun ağırlıklı bölümünde Kürt sorununun çözümüne dönük önerilerin yer alması beklentisi yüksek…

 

Çift dilli eğitim

 

İzlenimim o ki; CHP’nin “demokrasi ve özgürlükler” açılımının alt yapısını 1989’da Deniz Baykal önderliğinde hazırlanan SHP’nin Kürt Raporu ve bugüne kadar kaleme alınan diğer belgeler oluşturacak. Manifestoda CHP anadilde eğitim konusunda şaşırtıcı bir adım atabilir. Bugüne kadar “anadilde öğrenim hakkını” savunan CHP, bir adım ileri giderek “anadilde eğitim insan hakkı” diyebilir. Eğitimin nasıl olması gerektiğine ilişkin farklı ülkelerden model önerileri de taranıyor. Avusturya modeli de bunlar arasında. O modele göre. anadilinin Türkçe olmadığını beyan eden vatandaşlar, temel eğitimlerini çift dille yapabiliyor. CHP, çocuğun yararı açısından pedagoglardan da destek alarak bu model üzerinde çalışıyor. Manifestoda Kürt sorununun çözümüne dönük başka öneriler de yer bulacak. Öne çıkanlardan bazıları şöyle: “Yüzde 10 barajı tamamen kaldırılmalıdır. Koruculuk sistemine son verilmelidir. Topraksız köylülere mayınlı araziler temizlenerek dağıtılmalıdır. Diyarbakır Cezaevi müzeye dönüştürülmelidir. Faili meçhul cinayetler aydınlatılmalıdır. Nevroz resmi bayram ilan edilmelidir. Terörle Mücadele Yasası ve diğer yasalardaki antidemokratik hükümler ayıklanmalıdır. İşkence ve faili meçhul cinayetlerde zaman aşımı kaldırılmalıdır. Bölgeye dönük sosyal paketler hazırlanmalı, deneyimli bürokratların görev yapması sağlanmalıdır. Yerel Yönetimler Özerklik Şartı kabul edilmeli ve tiim Türkiye’yi kapsayacak biçimde uygulanmalıdır.”

 

Bölgeye özel ekonomi modeli!

 

CHP, bölgenin kalkınmasına dönük özel ekonomi önlemlerini içeren bir model üzerinde de duruyor. Bölgenin ekonomik kalkınmasına dönük teşviklerin arttırılması. işsizliğin önlenmesi, yatırımların arttırılması, devletin doğrudan fabrika açması, modern tarım kooperatifleri kurulması amacıyla köylüye gerekli mali desteğin sağlanması, tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi öneriler arasında… CHP’nin “Demokrasi ve özgürlükler Manifestosu’na girmesi muhtemel başlıklardan bazıları şöyle:

*Demokrasi, özgürlükler ve insan hakları alanındaki tıkanıklığın önü açılmalı. Bu alanda gerekli anayasal ve yasal düzenlemeler vakit kaybetmeden yaşama geçirilmelidir. “Siyasi Partiler ve Seçim Yasası değiştirilmeli, antidemokratik hükümler kaldırılmalı. Lider sultasına son verilmelidir.

* Yargıyı siyasi baskılardan kurtaracak kapsamlı bir reform yapılmalıdır. “Düşünce ve ifade özgürlüğü güvence altına alınmalıdır. Toplantı, gösteri ve örgütlenme özgürlüğü geliştirilmeli. herkes özgürce ve hiçbir baskı atında kalmadan bu hakkını kullanabilmelidir. ” Din ve vicdan özgürlüğü korunmalı ve eksiksiz yaşama geçirilmelidir. Her inanca eşit imkan tanınmalıdır. Herkes inancını rahatça yaşamalı ve ibadetini yapabilmelidir. Cemevleri ibadethane olarak kabııl edilmelidir. “‘Basın ve ifade özgürlüğü eksiksiz yaşama geçirilmelidir. Bu özgürlükler yasal güvenceye alınmalıdır. Konuşmak ve yazmak terör suçu kapsamından çıkartılmalıdır. “‘Kişisel verilerin korunması ve iletişimin güvenliği sağlanmalı, yasadışı dinlemelere son verilmeli internet özgürleştirilmelidir.