Yurt yazarı İdris Akyüz yazdı:

 

 

Bazen CHP’nin ne yapmak istediğini anlamak mümkün değil. Hani ne derler; anlayan beri gelsin… Aynen öyle! Geçen ay, “olağanüstü olmasına karşın” çok güzel bir kurultay yaptılar. Demokratik bir yarış oldu ve Kemal Kılıçdaroğlu, güven tazeleyip, yeniden genel başkan seçildi. Kimi çevrelerce eleştirilse de yeni bir Parti Meclisi ile bir MYK oluştu.

 

 

Sandık ki; CHP artık bundan sonra kendini 2015 Haziran seçimlerine kilitleyip buraya odaklanacak! Ama nerdeee! CHP yine iç meselelerine döndü. Kulis haberlerine göre rivayet odur ki CHP Merkez Yürütme Kurulu, aralarında İstanbul ve İzmir’in de bulunduğu 21 il yönetimini bir operasyonla görevden almaya hazırlanıyor! Öte yandan, bir yıl ertelenen olağan Kurultay’ın da seçim takviminin işletilmesi planlanıyor. Bu plana göre; delege seçimleri ile ilçe ve il kongreleri yapılacak, ancak kurultay toplanmayacak. Kurultay, yine öngörüldüğü gibi Haziran 2015 seçimlerinden sonra yapılacak.

 

 

***

 

 

Olacak şey değil! Sanki, 2015 seçimlerinde ortaya çıkabilecek bir başarısızlığa kılıf hazırlamak gibi bir durum. Böyle bir algı yaratmanın ne âlemi var? O zaman ne diye olağanüstü kurultay topladınız? Ertelediğiniz seçim takvimini işletip, bu yılın aralık ya da en geç 2015’in Ocak ayında yapsaydınız ya kurultayı! Böylece “tabandan-tavana” bir yenilenme sağlanır ve yeni bir sinerji ile seçime gidebilirdiniz. Neden bu fırsatı kaçırdınız? Ve şimdi neden yarım yamalak bir yenilenme arayışı içerisine giriyorsunuz? Bilemiyorum… Dedik ya; akıl sır ermez CHP’de yaşananlara!

 

 

Şimdi insanların ağzını tut tutabilirsen! Kimi “tatlı su kurnazlığı” diyor… Kimi, kılıf arayışı diyor. Kimileri de Kılıçdaroğlu’nun, “Kendini ve kadrosunu garantiye almaya çalıştığını” söylüyor.

 

 

İşin bir diğer manidar tarafı ise; eğer seçim takvimi yeniden başlatılırsa, il ve ilçe örgütlerinde görev alacak partililerden, seçimlerde aday olmamalarının istenecek olması… Bu da 2015 seçimlerinde adayların önseçim yerine “Merkez yoklaması” ile belirleneceğine yorumlanıyor. Eğer böyle bir uygulama söz konusu edilirse, yani adaylıkla ilgili yöntem olarak önseçim “olmazsa olmaz”dan çıkarılırsa korkarım ki CHP ile ilgili beklentiler, yeni bir bahara kalacak! Bu, partiye gönül veren milyonlarca insana haksızlık değil mi? Bunca insan CHP iktidarı için daha ne kadar bekleyecek?

 

 

***

 

 

Kanımca, CHP Genel Merkezi büyük bir yanılgı içerisinde. Genel Başkan Kılıçdaroğlu da dahil, partideki geleceklerini garanti sanıyorlarsa aldanıyorlar. Hatırlatmak isterim ki; 1.100 delegenin oyu ile Genel Başkan seçilen Deniz Baykal, kurultaya bile gelemedi. Bir diğer hatırlatma; son olağanüstü kurultayda Kılıçdaroğlu’na 944 delege imza verdi ama 740 oyla genel başkan seçildi. 177 oyla aday gösterilen Muharrem İnce ise 415 oy aldı.

 

 

Kısacası demem o ki; CHP’de sonuçlar asla “çantada keklik” değil. Hele hele “Allah korusun” bir seçim yenilgisi söz konusu olursa, yönetimdeki herkese “sıradan vatandaş” olmanın ne anlama geldiğini bugünden öğrenmelerini öneriyorum. Çünkü CHP örgütünün ve bu partiye gönül veren sıradan seçmenin artık sabrı tükendi. Bir kuşak gidiyor ki; CHP’nin iktidarı için oy vermek nasip olmadı onlara. Bari yeni kuşakların umudunu tüketmeyin! CHP gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi koca bir partiye daha fazla haksızlık etmeyin!