CHP liderinin çağrısı

CHP liderinin çağrısı
19 Eylül 2014 09:44

Milliyet yazarı Serpil Çevikcan yazdı:

 

 

Dün, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuğuyduk.
Gündemdeki sıcak konulara ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Sohbetin ilk bölümü, yeni dönemde Cumhurbaşkanı ve Başbakan’la el sıkışma, ilişkilerde yumuşama ve muhataplık meselesine dairdi.
Kuşkusuz bu konu, bir nezaket olayının ötesinde anlam taşıyor. Zira, Türkiye’nin önündeki üç temel sorun alanı, bir partinin ya da hükümetin değil, bütün taraflarıyla topyekun devletin sorumluluğunda.
Nedir bunlar?
Yeni, çağdaş, özgürlükçü bir anayasa, çözüm süreci ve AB’ye tam üyelik hedefi.
Türkiye’yi gerçekten, “yeni Türkiye” yapabilecek bu üç başlık, mümkün olan en yüksek uzlaşmayı zorunlu kılıyor.
Ana muhalefetsiz yeni anayasa, muhalif kesimleri dikkate almayan bir çözüm süreci finali düşünmek demokrasinin tarifi açısından bile sorunlu.
Biz CHP lideriyle sohbet ederken, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben bir konuşma yapıyordu.
1982 Anayasası ile sağlıklı bir demokratik yapılanmanın mümkün olmadığını söyleyen Dinçer, “Çözüm sürecinin niteliği gereği muhalefetin ve sivil toplumun da katkılarının varılacak hedef açısından önem taşıdığına inanıyoruz. Bilhassa ana muhalefetin bu sürecin dışında kalmasını çözümün sağlığı açısından riskli buluyoruz” ifadelerini kullandı.

 

‘Köprüleri atan kaybeder’

 
TÜSİAD Başkanı’nın, “Kutuplaşmanın bertarafı konusunda eğer somut bir ilerleme kaydedemezsek, üzerinde önemli uzlaşmalar gerektiren reform alanlarında; örneğin çözüm sürecinde ve yeni anayasada yol alamayız” sözleri önemliydi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı salondaki şu sözleri de not edildi:
“Enerjinizi kutuplaşmaya değil yeni Türkiye’ye sarf edin. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak benim birincil görevim budur. Çözüm sürecini ileriye taşıyarak, paralel yapıyı tasfiye ederek 2023 hedeflerine ulaşacağız… Eski kırgınlıkları muhafaza etmenin hiçbir faydası olmaz. Sadece hükümetin bu hassasiyeti taşıması yetmez. Bütün siyasi partiler ve STK’ların bu hassasiyeti taşımaları gerekir. Zaman, yumrukları sıkma değil tokalaşma zamanıdır.”
Önceki gün sohbet ettiğimiz Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da yeni bir dönemden söz etmişti.

 

‘İlk düğme yanlış iliklendi’
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın yeni bir anlayış, daha pozitif bir bakış açısıyla her türlü ilişkiye açık oldukları mesajını vermiş, çözüm süreci ve yeni anayasa başta olmak üzere 2023 hedeflerine ilerlerken köprüleri atanın kaybedeceğini ifade etmişti.
TÜSİAD Başkanı’nın özellikle çözüm sürecinde, “dışlandığını” ima ettiği CHP’nin lideri Kılıçdaroğlu’nun bize yaptığı değerlendirmeler ise tokalaşma şansının yanlış başlangıçlarla heba edildiği yönünde.
Özellikle Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından tabiri caizse gömleğin ilk düğmesinin yanlış yerden iliklendiğine inanan Kılıçdaroğlu, Davutoğlu’nun ilk açıklamalarında CHP’yi eleştirmesinden büyük rahatsızlık duyduğunu vurguladı.

 

Toplumsal mutabakat şart

 
Türk demokrasisinin zemin kaybettiğini, susamayacağını, Erdoğan’ın da Davutoğlu’nun da eleştirilere tahammül göstermesi gerektiğini söyledi.
Çözüm sürecinin hiçbir aşamasına ilişkin bilgi sahibi olmadıklarının altını çizdi.
“Madem yeni dönem diyorsunuz, bunu gösterin” çağrısı yaptı.
Bu çağrı, iktidar-muhalefet ilişkilerindeki tamiri zor aşınmaya rağmen ne kadar karşılık bulacak bunu göreceğiz.
Ancak, en tepeden en aşağıya herkesin kutuplaşmadan şikâyetçi olduğu Türkiye, 2015’te çözüm sürecinde finali oynayacak, yeni anayasanın ilk adımlarını atacak, AB yolunda daha sağlam adımlar atacaksa ana muhalefetiyle, bütün toplum kesimleriyle, sanayicisiyle, sokaktaki vatandaşıyla yeni bir toplumsal mutabakat sağlamak zorunda.