CHP kurultayındaki farklı hesaplar!

CHP kurultayındaki farklı hesaplar!
8 Temmuz 2020 11:49

Son günlerde CHP’nin nasıl bir parti? Olduğu soruluyor. Hemen yanıtlayalım; “CHP, Cumhuriyet’in kurucu partisidir!”

 

 

Fikri Sağlar / Birgün

 

 

CHP; “Tam bağımsız Türkiye’nin kurtuluşu ve kuruluşunda öncülük yapan, çürümüş bir kökten yeni ve modern bir ülke yaratılması için mücadele eden sol bir partidir.”

CHP; “Misyonu ve programı emperyalizme karşı, insan odaklı, emeği en yüce değer olarak kabul eden, aynı haklara sahip eşit yurttaşlığı önceleyen, özgürlük sınırlarını genişleten, doğa ve çevre bilincini geliştiren, üreten ekonomi ve adil paylaşımı gerçekleştirmek adına çaba gösteren bir sosyal demokrat bir partidir!”

CHP; “Çağdaş, laik ve demokratik bir devletin ancak, evrensel hukuka inanan ve yurttaşlarının sosyal güvencelerini sağlayan temeller üzerinde var olabileceğini bilen bir partidir!”

Ve CHP; insanları kulluktan kurtaran, yurttaş olmaları için evrensel tüm değerleri oluşturan ve bu mücadelede bedel ödeyen öncü bir partidir!

CHP, halkın egemenliğini kabul eden demokratik düzenin siyasi bekçisidir.

Emek sömürüsüne karşıdır. Emekçilerin iş ve aşının güvencesidir.

 

 

Başta kadınlar ve gençler olmak üzere, ırk, inanç, yaş, cinsiyet, cinsel tercih gibi tüm farklılıkların birlikte barış içinde yaşaması hedefler. Çoğulcu kültür bir zenginliktir. O nedenle kültürel gelişmenin önünü açar. İnsanların yaşam biçimlerini korur, onların örf ve adetlerinin gelecek kuşaklara aktarılması için her türlü koruma ve geliştirici önlemleri alır. Toplumsal hakların, birlikte yaşamanın tutkalı olduğunu bilir. Dayanışmanın, eşitlik ve özgürlük kadar önemli olduğunu topluma anlatır.

Örgütlü yaşamdan yanadır. Devletin demokratikleşebilmesi ancak, örgütlü toplum ve özgür birey sayesinde oluşacağını bilir! Bu nedenle; TBB; TTB, TMMOB gibi kitlesel örgütler ile her türlü STK’lerin oluşması, kooperatifleşmenin yaygınlaşması ve sendikaların varlığının etkinleşmesini ister. Çevre ve doğanın korunmasını yaşamsal öncelik olarak görür. Doğal ve kültürel varlıkların gelecek kuşaklara bırakılacak en değerli miras olduğunu bilerek hareket eder. Bir yandan yenilenebilir enerjinin gereğini yerine getirirken, diğer yandan doğanın dengesinin bozulmasına, ekolojik düzenin yıkılmasına neden olan rant projelerinin karşısında durur”

 

 

CHP’nin en önemli özelliği, siyasi iktidarlar ve egemen sınıflar tarafından dışlanmış emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, aydınların, devrimcilerin, kemalistlerin partisi olmasıdır! CHP ezilenleri, mağdurları, siyasal çoğunluğun tasallutundaki azınlıkları korur. CHP, eşit yurttaş hakkı verilmeyen, kimlikleri inkâr edilen, sömürülen, köleliğe terk edilen insanların yanındadır. Kürt sorununun çözümü ile iç barışın sağlanması ancak demokrasi bilincinin gelişmesi, siyasal ve sosyal hakların aynı ve eşit olmasıyla mümkün olduğunu bilir.

Saydığım ilkeler CHP’nin kimliğidir ancak son 10 yılda uygulanmamaktadır! Son CHP yönetimleri, tabanının sahiplenmesine rağmen laik, demokratik Cumhuriyet ilkelerini yeterince koruyamamış, otokrasiyi hedefleyen iktidara karşı toplumsal muhalefete önderlik yapamamıştır! Bu durumu fırsat gören AKP, laik demokratik rejimi değiştirmiştir! Yasama, yürütme ve yargı tek elde birleşmiş, yargı bağımlı hale gelmiştir. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemiyle devlet bir partinin eline geçmiştir. Partili devlet, diğer partili kişi ve kurumlara yaşam hakkı tanımamaktadır!

 

 

CHP’nin son 10 yılda aldığı seçim yenilgilerinin nedeninin ilkeleriyle uyumlu olmayan kadroların yönetimde bulunmasıdır! Cumhurbaşkanlığını RTE’nin kazandığı 24 Haziran seçimi sonrası yanlış gidişatı tartışmak ve başarısız yönetim kadrolarını yenileştirmek için 634 kurultay delegesinin Olağanüstü Kurultay çağrısı o kadrolarca gerekçesiz olarak reddedilmişti. Bugün de başka bir hesap yapılıyor! Büyüyen Covid19 salgınına rağmen alelacele verilen Kurultay kararıyla bu kadroların parti yönetimde kalmasının alt yapısı oluşturuluyor. Malum kadroların rahatça seçilebilmesi için salgın fırsat bilinerek, yönetim için ortaya çıkacak başka adayların fiziki zorlamalarla adeta önü kesiliyor. İddiaya göre kurultay salonu 1300’ü aşan delegenin sadece 900’nü alabiliyor. 4 saatlik sürede yüksek sesle konuşmanın ve dolaşmanın yasaklandığı bildiriliyor. Onur üyelerine ve PM’ye adaylığı için gerekli 10 imzayı almak için salona giriş yasaklanıyor.

Demem o ki; salgının oluşturduğu yaşam riskine rağmen herkesin karşı çıktığı CHP kurultayı iktidar yolunu açmayacaktır. Aksine kendi evinde hak hukuk ve adaleti oluşturmayan bir partinin toplum indindeki görüntüsünü daha da karanlık hale getirecektir… CHP bunu hak etmiyor!

 

 

https://www.birgun.net/haber/chp-bunu-hak-etmiyor-307398