Halkınhabercisi’nde bugün yer alan haberden aktarıyorum önce biraz…

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
“2019’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi CHP içinden farklı açıklamalar, farklı değerlendirmeler gelmeye devam ederken, bu konuda önce çıkan başlıklardan biri de Abdullah Gül ismi üzerindeki tartışmalar oldu. CHP’de 2019 tartışmaları şimdiden kafaları karıştırmış durumda. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimde “sağcı” bir aday göstereceği iddiaları parti kulislerinde ağırlık kazanırken, bu iddialar Kılıçdaroğlu’nun “Adayımızı açıklamış olsaydık lime lime ederlerdi” sözleriyle daha da güç kazanmıştı. Bu ismin İlhan Kesici olabileceğine ilişkin iddialara henüz bir yalanlama gelmezken, bir diğer tartışma başlığı da Abdullah Gül olmuş durumda.”

 

 
Ben CHP içinde bunların konu olmasını son derece anlamsız ve zararlı olarak telakki ediyorum.

 
Zira Abdullah Gül üzerinden bir tartışma yürütmenin ne anlamı olabilir ki…

 
Şurası açık ki, CHP Abdullah Gül’ü ya da başka herhangi birisini aday göstermemeli, kendi adayını çıkarmalı.

 
Ki, ben Kılıçdaroğlu’nun Gül’ü CHP adayı olarak düşünmediğinden eminim.

 
Kılıçdaroğlu’nun Gül hakkında söylediklerinden çıkacak sonuç, eğer Saadet Partisi Gül’ü aday olarak çıkarır da, Gül birinci turda Erdoğan’dan fazla oy alırsa, CHP’nin adayı da Gül’den az oy alırsa, CHP’nin 2. turda Erdoğan’a karşı Gül’ü destekleyeceğidir ki…

 
Yani, tamamen şatlı kip durumları bunlar.

 
Ayrıca da bu durumu, Gül’ün CHP’nin adayı olacağı şeklinde yorumlamak zihinsel bir eksiklikten başka birşey olmaz.

 
Ayrıca CHP içinde aklını Gül’e takmış olanların şu şekilde differenciated, yani ayrıştırılmış düşünce haline bir bakmalarında yarar var…

 
1-Abdullah Gül elbette CHP’nin adayı olmamalıdır ama Abdullah Gül, Erdoğan’dan çok farklıdır
2-Kimseyi hapse tıkmaz
3-Dış politikada Türkiye’yi uçurumun dibine uçurmaz
4-Savaş çıkarmaz
5-Gazetecileri hapisten çıkarır
6-Basının üstüne 7 kollu canavar gibi dalmaz
7-Mülkiyet hakları ile top gibi oynamaz

 
Allah aşkına bu farkı görmüyor musunuz?

 
Evet, tabii ki Çankaya noteri gibi davrandı.

 
Ama Erdoğan’dan çekindiği için.

 
İstemediği, içinin almadığı birçok şeyi onayladı.

 
Korktuğu için.

 
Ne yani korkan ile korkuya sebep olan arasında fark yok mu?

 
Basit düşünün biraz ve basit kalın.

 
Ki, lafınız bir anlam taşısın.

 
ERDOĞAN NEDEN İYİMSER GÖRÜNDÜ

 
Dün Varna’daki AB zirvesi sonrası Erdoğan AB ile arası iyiymiş gibi konuştu.

 
Bunu yapmasının sebebi, Türkiye-AB ilişkileri çok bozuk algısının euro’yu daha da yükseltmemesi idi.

 
Dün olanı ise, AB Konseyi Başkanı Jean Claude Junkner şöyle açıkladı…

 
“Bir çözüme ve anlaşmaya ulaşamadık zira konuların sinir uçları çok hassastı.”

 
Bu arada, Junkner bir de, Afrin operasyonunun uluslararası hukukla koordine edilmesi gerektiği gibi bir cümle kurdu ki, AB bununla Afrin’in uluslalarası hukuka uygun görmediğini ilk kez açıkça deklare etmiş oldu.

 
Bu tür suçlamalar, ABD’den, Rusya’dan filan değil ama AB’den geldiği zaman ilerisi için olumsuz sinyaldir.

 
Zira bu, uluslararası hukuk işlerine bakan mahkemeler AB’nin siyasi aurasının etkisi altındadır.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan