CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Yıldız: Ezilenler yan yana olursa kaderimizi değiştirebiliriz

CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Yıldız: Ezilenler yan yana olursa kaderimizi değiştirebiliriz
19 Eylül 2014 10:05

Olağanüstü Kurultay’ın ardından yeni kadrosu belirlenen CHP’nin kadrosundaki gençlerin ne yapacağı merak konusu. Solcu kimliği ile öne çıkan Gençlik Kolları’nın bu hatta ilerleyip ilerlemeyeceği sıkça sorulan sorular arasında.

 

BirGün’e konuşan CHP  Gençlik Kolları Genel Başkanı İrfan İnanç Yıldız’a göre önümüzdeki süreçte gençlik teşkilatı eşitlik ve özgürlük taleplerini daha fazla dile getirecek.

 

Olağanüstü Kurultay sonrası çıkan tabloya CHP gençliği nasıl bakıyor?

 

Bir tarafta ötekileştirici bir dil yani ırkçılık, mezhepçilik yaparak, kimlikleri, meydanlarda yuhalatarak oy toplamaya çalışan bir çizgi. Diğer tarafta ise ilkeleri ve değerlerinden taviz vermeyen, ısrarla tüm ezilenlere ulaşmaya çalışan bir siyasal çizgi. İşte ikinci siyasal çizgiyi taşıyan CHP’dir. Bu kurultayımızla birlikte bu çizgimizin daha kararlı ve sarsılmaz olduğu ve olacağı nettir. CHP, 7 Eylül tarihi itibariyle yeni bir çıkış yakalamayı başarmıştır. Böylelikle önümüzdeki günlerde CHP Türkiye’nin her evinde umut olacak, her yoksul ve ezilen ailenin sofrasında, her ötekileşen, hak mağduriyeti yaşayan yurttaşının ve gencin gönlünde iktidar olacaktır. CHP gençliği olarak bu iddia ile yürüyeceğimiz politik hattımız Türkiye’deki ezilen tüm gençlere elini uzatacak, ülkenin dört bir yanında uzattığımız eller göreceksiniz ki karşılık bulacaktır.

 

Bu “siyasal çizgi” tanımını biraz daha somutlaştırır mısınız?

 

Bizler hiçbir ulusun diğerinden üstün olmadığını, tüm ulusal kimliklerin ve farklı kültürlerin bir arada yaşamasının bir zenginlik olduğunu düşünüyoruz. Halklara yönelik baskılara, saldırılara karşı çıkan ve halkların değerlerini savunması gerekliliğini ortaya koyan bir gençlik örgütünden bahsediyoruz. Yine bununla beraber emekçilerin köleleştirilmediği; rant ve kar hırsına kurban edilmediği bir Türkiye’nin hayalini kuruyoruz. Sınıflar arası barışın bugünün Türkiye’sinde açtığı yaraların bilincindeyiz. Bu sebepledir ki patronların işçileri köleleştirdiği bir Türkiye’yi reddediyoruz.

 

Böylesine bir sınıflar arası barışın olduğu AKP Türkiye’sinin bizlere bıraktığı acıları henüz unutmadık. Soma’da, Torunlar İnşaat’ın kanlı asansöründe yitirilen sınıfın onurlu gençleri bu uzlaşı sonucu hayatlarını yitirmişlerdir.
Yaşam Mimarı temalı lüks konutlarda bizlerin yaşamlarını anlamsızca planlayan bir anlayışla savaşmak bizlerin hangi cephede yer alacağının da net bir ifadesidir. Ezilen kimliğimizle, insan kimliğimizle Sünııisi, Alevisi, Süryanisi, Yahudisi ve Türküyle, Kürdü’yle, Arap’ı, Ermenisi, Çerkezi’yle ama tüm ezilen gençler olarak omuz omuza durabilirsek, yüreklerimiz bir olursa, bu ülkedeki siyasetin ve toplumun kaderini değiştiririz. Maraş’ı, Çorum’u, Gazi’yi, Gezi’yi, Sivas’ı yaşamak istemiyorsak bütün ezilenler el ele vermek zorundayız.

 

Peki bu yeni siyasal çizgiye CHP Gençliğinin katkısı oldu mu?

 

Tabi ki de. Kurultay tartışmalarının ortasında Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları il başkanları Nevşehir’de 26 maddelik bir manifestoya imza attı. Partinin demokrasi şöleni gerçekleşirken amacımız tüm tartışmaları siyaseten ilkesel bir noktaya çekebilmekti. Yani bir hedefler beyannamesi yayımladık. Kamuoyunda ve köşe yazarlarında etkisini gördük. Şunu söyleyebilirim ki özgür, adil, eşit bir yaşamı örme konusunda CHP li gençler kadrolarda ve kamuoyunda bu manifesto heyecan yaratmıştır.

 

Parti Meclisi ve benzeri kanallarda gençlerin temsiliyeti ne durumda? Ve önümüzdeki dönem CHP gençliğinin projeleri ne olacak?

 

Bundan yaklaşık dört sene önce genel merkezimizde arkadaşlarımızla yaptığımız çalışmanın ürünüdür bu gençlik kotası. 2010 yılında önerisini sunduğumuz bu tüzük değişikliği genel başkanımız tarafından samimiyetle kabul edildi. Bizler buna bir kazanım olarak bakıyoruz. Bugün gelinen noktada kotamızın sınırını da aşarak sekiz genç arkadaşımızın listede yer alması bir umuttur. Bu arkadaşlarımızın hepsinin de liste sıralamasında ilk elli iki içinde olması da bizler için ayrı bir mutluluktur. İstanbul’da neo-liberal yağmaya karşı bir araya gelip sistemin dayatmış olduğu kentsel politikalar ile ilgili bir program hazırlığımız var. Yine Yatağan’da direnen işçilere omuz verecek ve emekçilerle beraber Muğla’da bir program düzenleyeceğiz. Yine belirlediğimiz bölgelerde Kürt ve Alevi sorunlarıyla ilgili çalıştay planlarımızı sürdürüyoruz. Son olarak Karadeniz’de ekolojik talana karşı yapacağımız bir program var.

 

Anahtar listeyi delen isimlere baktığımızda daha çok sokakta görmeye alıştığımız isimler var. Gençliğin buna ilişkin tespiti nedir?

 

Sokağın gücü her zaman siyaset üstüdür. Manisa Büyiikşehir Bld. Bşk. Adayımız Özgür Özel “Biz listeyi delmedik,deliği tamamladık” gibi bir cümle kurdu. Bu fikre katılmamak mümkün değil. Ülkemiz demokrasiye bu kadar uzaklaşmışken partimizin demokrasiyi işletmesini görmezden gelemeyiz. CHP kendi içinde demokrasiyi işletti ve kongrelerde de bu işledi.

 

Türkiye’nin bugünkü siyasal konjonktürünü nasıl tanımlarsın? Ve bu konjonktürü siz gençler nasıl değerlendireceksiniz?

 

Ekonomide sahte bir büyüme yaşayan, üretmeyen ve günden güne sürekli tüketen bir toplum düşünün. En büyük hizmet sektörlerinden birisi olan inşaat sektörünün her gün yeni bir iş cinayetine sebep olduğu gerçeğiyle yaşamak zorunda bırakılan aileleri düşünün.

 

Bölgesinde emperyalizmin hakemliğinde bir barış süreci götüren Rojava’da gerici çetelere destek verip kendi coğrafyasında barış naraları atan sahte ikircikli bir politkanın sahteliğinden söz ediyoruz. Ortadoğu’ya barışı aşiret seçkinlerinin getiremeyeceği gerçeği ortadadır. Ortadoğu’ya solun ve anti-emperyalizmin gerçek savunucularından kurulu bir politik hattın inşası gereklidir. Bölgede ulusal niteliği aşacak yeni bir söylem gerekliliği elzemdir. Kimliğe dayalı siyaset yapmadan, bütün kesimlerin demokratik haklarını savunan yeni bir siyasal anlayış ihtiyacı vardır. Yeni süreçte biz gençlere ciddi görevler düşmektedir.

 

Anadil ve laiklik konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Bir kez daha Dünya’ııın her yerinde yasaklı olan ve yok olma tehdidiyle karşı karşıya bulunan bütün dillerin korunması için sizin aracılığınızla buradan çağrı yapıyorum. Çocuğun üstün yararını gözeterek anne ve babalar çocuklarına mutlaka kendi dillerini öğretmelidir. Bu tarihi ve vicdani bir sorumluluktur. Laiklik konusuna gelince laiklik anlayışımız, inanç özgürlüğüdür. Ezilen, dışlanan tüm inanç ve kültür gruplarının üzerindeki baskıcı, tekçi otoriteyi reddetmektir. Dini inancı ve kültürleri özgür kılarken siyasi kazançlar için sömürülmesine engel olmak, bu hassas duyguları kutııplaştırmanın aracı olarak kullanmamak, siyasi etiğimiz ve görevimizdir.

 

Son olarak BirGün okurlarına mesajını alalım:

 

Ben buradan şehit olan tüm basın emekçilerini, Metin Göktepe şahsında anıyorum. Tüm BirGün ailesinin ve okurlarının bu çizgiyi tüm baskı ve zorbalığa rağmen sürdürdüğünü görüyorum. Birleşik bir muhalefet için omuz omuza yürümenin ve Gezi sonrası önemini kavradığımız barikat kardeşliğinin hepimize önemli katkısının olduğunu düşünüyorum. Son olarak CHP gençliğinin önümüzdeki günlerde Türkiye’nin siyasal tıkanmışlıklarına akılcı çözümler bulacağını ve yaratılan suni gündemlere vakit harcamayacağını söylemek isterim.

 

 Kaynak: Birgün Gazetesi / Can Uğur