CHP eski Gençlik Kolları Başkanı'ndan ilginç eleştiri…

CHP eski Gençlik Kolları Başkanı'ndan ilginç eleştiri…
9 Ağustos 2013 09:34

CHP eski Gençlik Kolları Genel Başkanı ve PM üyesi Ayhan Yalçınkaya, Ergenekon davası kararları üzerinden partisi CHP’ye ince eleştiriler içeren bir yazıyı kamuoyuyla paylaştı.

İşte o satırlar:

Çok net görülüyor ki hükümet üstünü yargıyla örttüğü bir intikam hareketi içine girmiştir. Silivri’de hukukun olmadığı konusunda hukukçular da hem fikirdir.

Bu davanın hukuki değil siyasi bir rövanş kavgası olduğunu CHP son dönemlere kadar dile getirmişti. Hatta davanın savcısıyım diyen Başbakana karşı davanın avukatı olduğunu ilan etmişti partinin eski Genel Başkanı.

Rövanş davası sonuçlanmştır. Vicdanları derinden kanatan görüntüler, ve hukukun bayrağını yerlerde sürükleyen hükümlerle Silivri , adaletsizliğin ve diktanın sembolik merkezi haline getirilmiştir.

Bu neyin rövanşıdır.

Uzun zamandır CHP tarihi üzerinden Cumhuriyet tarihine yönelik saldırılar rövanş stratejisinin taktiksel duraklarıdır. Cumhuriyet bir üst yapı devrimi olarak gerçekleşmiştir Türkiye’de. Bir aydınlanma devrimidir. Bir Anadolu rönesansıdır Cumhuriyet. Bu aydınlanma hareketine karşı olan odaklar daima olmuştur. Ancak bu odaklar ilk kez bu denli muktedir ve aydınlanmanın mirasçıları ilk kez bu denli korkaktır.

Recep Tayyip ERdoğan’ın bu aydınlanma felsefesine dönük düşmanlığını anlamak mümkündür. Çünkü hayalindeki ülke bir ortadoğu ülkesidir. Bu yüzden yüzü daima ortadoğuya dönmektedir. Ama asıl soru CHP’nin korkaklığıdır.

Cumhuriyet tarihine dönük yapılan saldırıları püskürtmesi gereken CHP bu saldırılara destek kuvvet olarak( hem de daha çok demokrasi masalıyla ) güç vermektedir.

Dersimle yüzleşmeyi ilk isteyen CHP’dir. Sabahattin Ali’yi CHP öldürdü yalanını gerçek gibi ortaya koyan CHP’dir. Nazım Hikmet’i CHP sürgün etti diyen yine CHP’dir. Farkında olarak mı yapmaktadır bilmiyorum ama bu yolla daha çok demokrasiye, değil daha fazla ortadoğululaşan bir toplum yaratma hayallerine destek vermektedir.

Temel ilkelerle kavga vardır. Başbakanın temel ilkelerle ilgili görüşleri yeni değildir. Öteden beri bilinen bir gerçektir. Asıl soru CHP’nin o ilkelere nasıl baktığıdır. Tabi ki parti programından bahsetmiyorum. Yönetim sorumluluğu taşıyan insanların yaklaşımlarından bahsediyorum
Laiklik Türkiye’de tehlikede değildir diyen CHP’dir. “Yargıda cemaat kadrolaşması vardır diyemem” diyen CHP’dir. Yerel yönetimlere özerklik vaadeden CHP’dir. “Üniversitelere bizim sayemizde türban girmiştir” diyen CHP’dir. “tekke ve zaviyeler yeniden açılmalıdır “ diyen CHP’dir. “etnik ve mezhepsel köken bazında örgütleneceğiz” diyen CHP’dir. “okların ikisini atmak lazım” diyen CHP’dir. 4+4+4 yasasına muhalefeti bir yolsuzluk noktasına taşıyarak sulandıran CHP’dir. Kuran kurslarında yaş sınırlandırılmasını Anayasa Mahkemesine götürmeyen CHP’dir. “Cumhuriyet’in bekçisi olmak zorunda değiliz” diyen CHP’dir. Kurtuluş Savaşında Rumlara yönelik etnik temizlik yapılıdığı iddiası CHP’ye aittir. Mustafa Kemal kendi partisi tarafından soykırımcı ilan edilmiştir. Tayyip Erdoğan’ı diktatör olarak niteleyen CHP , O’nun uygulamalarını İsmet paşa’ya benzeterek İsmet İnönü’yü de diktatör ilan etmiş olmamakta mıdır?

Reagan ve Teatcher hayranları CHP’den milletvekilidir. Saidi Nursi hayranları CHP’den milletvekilidir. Habur’dan giriş yapan PKKlıların avukatı CHP’den milletvekilidir. Vekil olması bir yana yönetimdedir. AKP’nin ülkeyi bölünmeye götürecek yeni anayasasına destek veren, CHP’nin “yetmez ama evetçi” milletvekilleri ve yöneticileridir. Ülkeyi belki de iç savaşa kadar varabilecek bir sürece sürekleyecek olan sözde barış sürecine kredi veren CHP’nin genel başkanıdır.

Bu örnekler Cumhuriyet’in kuruluş felsefesiyle tek sorunu olanın Tayyipgiller olmadığını ortaya koymaktadır. Tabi ki bu yapı Cumhuriyet Halk Partisi demek değildir. CHP parti programında yazan ilkeler bütünüdür. Bu ilkelere inanmayan bir grup liberal sağcı partide etkin haldedir. Zaman zaman Genel Başkanın açıklamalarına yansıyan ve CHP programıyla bağdaşmayan sözler bu gurubun eseridir. Kuşkusuz herkes inandığını savunmakta özgürdür . Ancak inandığını inandığı partide savunmalıdır. İstifa eden bir CHP Genel Başkan Yardımcısı CHP’ye partiyi ideolojik anlamda değiştirmek için geldiğini ama hayal kırıklığına uğradığını söylemiştir. Böyle bir misyonu bu arkadaşa veren güç nedir. Bu ne gereksiz bir özgüvendir. CHP bir fikir klübünün değil, misyonu olan ve büyük işler başarmış bir partinin adıdır. Bir partinin genetik kodlarını değiştirmenin yasal yolları vardır. Hasbel kader yönetim değişti diye partilerin iddiaları değiştirilemez. Şimdi görülmektedir ki partinin ideolojik iddiası saman altından su yürütülerek değiştirilmeye çalışılmaktadır. Gündeme dair yapılan açıklamaların altındaki imzayı görmediğiniz zaman hangi partiye ait olduğu bazen anlaşılamamaktadır.

Yerel seçimler yaklaşırken partime dönük eleştiri yapmayı hiç bir zaman uygun bulmamıştım. Ancak yaşanılan süreç alışılagelmiş bir süreç değildir. Ergenekon davası bir süredir yaşanan bölünme, şeriata yaklaşma ve tiranlaşma yolunun somutlaşmış halidir.

Müebbet hapis sadece sanıklara değil koca bir topluma verilmiştir. AKP ve Pkk vesayeti altına alınmak istenmektedir toplum. Buna karşı durabilecek tek güç CHP’dir. Gezi olaylarıyla baş gösteren diriliş sadece otoriteye karşı bir kalkışma değil aynı zamanda Cumhuriyetin temel değerlerine sahip çıkma hareketidir. CHP’nin bu durumdan çıkarması gereken dersler vardır. Yere düşen Atatürklü bayrağı gençlik yeniden kaldırmıştır.

Şimdi ne susmanın ve korkmanın zamanıdır. CHP oyun bozanlık yapıyor eleştirilerine uğramamak adına Türkiye’nin bölünmesine kardeş kavgasına sürüklenmesine ve bir ortadoğu ülkesi haline gelmesine seyirci kalmak iktidarın yapacağından daha az ihanet olmayacaktır.
Yerel seçimlerden de başarıyla çıkmanın yolu ilkelerimizi köşe yazarlarının hazırladığı müzayedelerde satışa çıkarmak değil, o ilkelere kıskançlıkla sahip çıkmaktır.

Ergenekon kararları Apo’nun serbest bırakılmasının yolunu açmanın bir aracı gibidir. Şimdi yerel seçimlerdeki adaylık iddialarımızı ülkenin menfaatlerinden geriye atmanın tam zamanıdır. CHP kendine gelmeden Türkiye kendine gelemez.