CHP Ankara İl Başk. Yılmaz: Kandan kına yakılmaz

CHP Ankara İl Başk. Yılmaz: Kandan kına yakılmaz
9 Ekim 2014 13:25

CHP Ankara İl Başkanlığı, son günlerde yaşanan gerilimle ilgili bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

 

CHP Ankara İl Başkanlığı, IŞİD’in katliamlarını kınadı. Ankara İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında konuşan İl Başkanı Necati Yılmaz, katliamların durdurulması çağrısında bulundu. Toplantıya, CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, CHP Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, CHP Ankara İl Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Demir ve Çankaya İlçe Başkanı Mehmet Perçin de katıldı. Toplantıda şu açıklama yapıldı:

 

 

“Ortadoğu’da dünya kamuoyunun gözleri önünde yaşanan katliamlar ve vahşet, her geçen gün daha da olağanlaştırılmakta, sıradanlaştırılmakta ve bu şiddet kültürü sinsi bir şekilde topraklarımıza taşınmaktadır. Vahşetin ve şiddettin her gün daha fazla zihinsel ve gündelik hayatımızı kuşatmasına sessiz ve tepkisiz kalmak mümkün değildir.

 

 

Ülkemizde yaşanan ve gün geçtikçe etki ve sonuçları ağırlaşan bu tablonun ortadan kaldırılması elbette ki hükümetin görevidir. Ancak ne yazık ki bu sorunun gidermesini beklediğimiz hükümet; bu tablonun oluşumuna bu güne kadar olan iç ve dış politikadaki yanlışlıkları ile bizatihi kendisi sebebiyet vermiştir.

 

 

Etnik kimlikler ve inançları siyasallaştırarak, halkları birbirine düşman edecek derecede nefreti, şiddeti ve gelinen noktada vahşeti olağanlaştıran, hatta kutsiyet atfeden bu süreç ülkemizde AKP tarafından yürütülen siyasetin merkezini oluşturmaktadır. AKP bu politikaları ile Ortadoğu’da istikrarı, barışı ve huzuru bozan sebeplerin en üst sırasına yükselirken, ülkemiz açısından da toplumsal barışı, güvenliği özgürlüklerimizi yok eden başlıca sebep haline gelmiştir. Ülkemizde ve bölgede sürdürülen kimlik ve inançları siyasallaştırma politikaları yurttaşlarımız ve bölge halkları arasındaki barış ve kardeşliğin en büyük düşmanına dönüşmüştür.

 

 

Olağanüstü yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanı ile Ülkemizi yönetme niyeti ile yola çıkan AKP, uyguladığı iç ve dış politikalarla bölgede ve Dünya’ da ülkemizin itibarını örselemiş ve Türkiye’yi de yönetemez hale gelmiştir. AKP hükümeti Anayasal süreçlere uyumadan ilan ettiği sokağa çıkma yasakları ile Ülkemizi, olağanüstü rejim şartlarına mahkum edilmiştir.

 

 

Ama biliyoruz ki, AKP bölgeye yaptığı müdahaleleri olabildiğince bir gizlilik içinde yürütmekte, kamuoyundan gizlenmektedir. Çünki bu politikaların ulusal ve uluslar arası hukukun karşısında savunulabilir yanı bulunmamaktadır.

 

 

AKP ÇATIŞMALARIN TETİKLEYİCİSİ OLDU

 

 

Son olarak, TBMM’den aldığı teskere ile sorunu çözme iddiası içine giren AKP’ye bu konuda ne kadar güven duyulabilir? Bu soruya sağlıklı bir yanıt vermek için AKP’ nin süreç içindeki tutumunu hatırlamak gerekir.

 

 

AKP bölge ülkelerinin özellikle de Suriye’nin iç işlerine müdahaleleriyle iç çatışmaların ve savaşın tetikleyicisi olarak sürece dahil olmuştur. Sonrasında bölgeye insani yardım malzemesi götürüldüğü söylenen nakliye araçlarının aranmasına izin vermediği gibi, bu araçları arayarak görevini yapmaya çalışan güvenlik ve yargı görevlilerine engel olmuş, haklarında soruşturmalar açılmıştır. İnsani malzemenin kendilerine teslim edilmediğine dair Türkmen yetkililerin açıklamaları karşısında sessiz kalınmıştır.

 

 

IŞİD’E SİLAH SEVKIYATI YAPILDI MI?

 

 

Şimdi bir kez daha soruyor ve öğrenmek istiyoruz:

 

 

Bahsi geçen tırlarla silah sevkiyatı yapıldı mı ? Yapıldı ise, silahların türü ve miktarı nedir? Bu silahlar ne zaman, kime teslim edildi? IŞİD’e silah sağlandı mı? Yine IŞİD yetkililerinin kendilerine silah ve para yardımı yapıldığına dair açıklamalarına verecekleri bir yanıt var mı? IŞİD militanlarının ülkemizde tedavi edildiği ve tedavi edildikten sonra haklarında herhangi bir yasal işlem yapılmadan tekrar bölgeye geri döndükleri doğru mudur? Örgüte Türkiye’den ve yurttaşlarımız arasında katımlar var mıdır? Sayısı nedir? Bunun engellenmesi konusunda ne gibi tedbirler alınmıştır? Bunu engellemek için sınır güvenliği sağlandı mı? Konsolosluk rehinelerin serbest bırakılmasında IŞİD ile bir pazarlık yaşandı mı? Rehinelerin karşılığında serbest bırakılan örgüt militanları var mıdır? İddia edildiği gibi bu pazarlık içinde IŞİD’e ayrıca silah veya para verilmiş midir?

 

 

HÜKÜMETİN AÇIKLAMALARI İNANDIRICILIKTAN UZAK

 

 

Tüm bu iddialarla ile ilgili olarak, ülkemizin ve dünya kamuoyunun zihnindeki belirsizlikler derhal giderilmelidir. Bu sorular yanıtlanmadan, belirsizlikler giderilmeden TBMM’den çıkarılan teskere ile Hükümetin IŞİD ile mücadele edeceği iddia ve açıklamaları hep inandırıcılıktan uzak kalacaktır.

 

 

Uygulanan bu yanlış politikalarla Ülkemiz, AKP iktidarı tarafından gözü, kulağı ve elleri bağlı bir şekilde hızla uçurama doğru sürüklenmektedir.

 

 

Buradan AKP iktidarında kamuoyu önünde çağrıda bulunmak istiyoruz. Sorunun sebebi olan, çözümün parçası olabilir mi? Elbette olabilir. Bunun en kestirme ve en etkili yolu uygulanan politikalardan derhal vazgeçmek, yanlış yoldan geri dönmektir.

 

 

AKP’nin ileri demokrasi söyleminin içeriğini, Gezi sürecinde ve Ortadoğu Politikaları ile öğrenmiş bulunuyoruz. AKP’ nin ileri demokrasisi ayrılıktır, bölünmedir, ötekileştirmedir, kindir, nefrettir ve ortaya çıkardığı sonuç; en net ifadesi ile vahşettir.

 

 

AKP uyguladığı politikalarla Ortadaoğu’da yaşamını yitiren, sakat kalan, evleri yıkılan, Ülkelerini terk edip insanlık dışı şartlarda yaşamaya mahkum olan milyonlarca mazlum insanın ahını almıştır. Bölgede olduğu gibi yurttaşlarımızı da kimlik siyaseti üzerinden karşı karşıya getirmiş ve 23 yurttaşımızın hayıtını kaybetmesine neden olmuştur.

 

 

Bizler için; Suriye ve Irak’da başlayan IŞID katliamlarına ve halkımızı sokaklarda karşı karşıya getirine yansımalarına ilgisiz ve duyarsız kalmamayız. Hükümetin bölgeye asker göndererek veya çatışan guruplara silah göndererek savaş ortamına dahil olma hevesi karşısında kararlı bir tutum sergilemek ve etkili bir kamuoyu oluşturmak durumundayız Bölge halkına ve Kobani’ye her türlü insani yardımın yapılması, oradaki masum halkın korunma amaçlı olarak topraklarımıza kabul edilmesi insanlık görevidir.

 

 

Gelinen bu süreçte; AKP’ nin ülkemizi ve bölgemizi kimlik, inanç ve mezhep ayrımcılığı siyaseti üzerinde kutuplaştırma ve çatıştırmaya dayalı politikaları karşısında biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak; ülkemizin kurtuluş ve kuruluşunda ortaya koyduğumuz birleştirici gücümüzü, içinden geçtiğimiz bu zor süreçte de en etkili şekilde ortaya koymaya devam edeceğiz. Birlikteliğimizin daha da güçlenmesi için çaba göstererek AKP’nin Ortadoğu’da koruyup, gözettiği İŞİD terörünün provokasyonlar üzerinden ülkemize taşımasına izin vermeyeceğiz.
Bu anlamda tüm yurttaşlarımıza seslenmek istiyoruz.

 

 

Yaşanılan bu vahşet karşısında tepkilerini ortaya koyan yurttaşlarımıza da sağduyu, itidal ve provokasyonlara karşı bilinçli ve dikkatli davranmaları için çağrıda bulunuyoruz. Kutuplaşma ve güvensizlik duygularının ortamı provokasyonlara daha da açık hale getireceğini hatırlatmak istiyoruz. Tüm yurttaşlarımızın “ Yurtta Sulh, Dünya’da Sulh” anlayışı ile birlikte düşünme, birlikte davranma ve birlikte yaşama arzularını daha da güçlü tutmalarını bekliyoruz. Atatürk ve Bayrağımız birlikteliğimizin ve özgürlüğümüzün simgesi olan ortak değerlerimizdir. IŞİD vahşetini protesto edenler arasında bu değerlerimize ve çevreye yapılan provokatif saldırılar, mazlum ve masum insanları yalnızlaştırma ve katliamları meşrulaştırma amaçlıdır. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz. Zulmü ve şiddeti her ne sebeple olursa olsun asla mazur görmeyeceğiz. Çünkü biz biliriz ve inanırız ki bir masumu öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. Bölgede savaşı ve şiddeti tezgahlayanları, teşvik edenleri, destekleyenleri lanetliyoruz. Kimliği ve rengi ne olursa olsun, bütün insanların dünyanın tüm coğrafyalarından barış ve huzur içinde yaşamasını arzuluyoruz.

 

 

Bizim için bölgede yaşanan ve sinsice ülkemize ithal edilmeye çalışan bu şiddetin ve vahşetin sebep olduğu feryatların dili tektir, feryadın Türkçe, Kürtçe, Arapça olmasının önemi yoktur. Bu feryatların Musul’dan, Kobane’den, Adana’dan veya Diyarbakır’dan gelmesinin de bir farkı yoktur. Bu feryatlar yüreklerimizi aynı yerden acıtmakta ve kanatmaktadır.

 

 

Kan dökülerek, yapılan siyaset; en kirli siyasettir. Kan dökerek iktidara tutunmaya çalışanlara son kez bir Anadolu özdeyişiyle seslenmek istiyoruz. “Kandan kına yakılmaz “

 

 

İçinde bulunduğumuz bu süreçte birlik, bütünlük, dayanışma ve birlikte yaşama arzumuzu daha da pekiştirmeye her günden daha fazla ihtiyacımız var. Bu sebeple 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı “Yurtta sulh, Cihan da sulh” şiarı üzerinden en görkemli şekilde Tandoğan Meydanı’nda tüm yurttaşlarımızla birlikte çoşkuyla kutlayacağız.