“CHP’li belediyelere FETÖ operasyonları yapılacak ve bunun tek sebebi Kılıçdaroğlu!” başlıklı yazımı hatırlıyorsunuz. Bahsettiğim yazımdaki ABD tandaslı ilginç ilişkiler ağı nedeniyle CHP’nin isminin terörle yan yana getirilerek marjinalleştirileceğini ve CHP’li belediyelere yapılan operasyonların Kılıçdaroğlu eliyle meşrulaştırılacağını söylemiştim.

 

 

 

ABD ile organik ilişkileri bulunduğunu belgeleriyle anlattığım 10 Aralık hareketinin desteklediği Canan Şahin Kaftancıoğlu’nun attığı Tweetlerin partiyi toplumdan uzaklaştırdığını yakın zamanda herkes görecek.

Kaftancıoğlu’nu savunan isimlere bakarsanız eğer 10 Aralıkçıları, gizli ABD’cileri, CHP İstanbul İl Örgününün başında “Kobani ve 1915 olayları” üzerine ‘radikal cümlelerle’ konuşabilecek ve liderleri Demirtaş ile fotoğrafı olan bir ismi görmekten mutluluk duyacak HDP’lileri, CHP içerisinde kurultay hesabı olan Devrimci Demokratları, Artı 1 Tv ile ilişkilerini anlattığım gazetecilerden Can Dündar’ları, Özgür Mumcu’ları vs görürsünüz.

 

CHP’li olmayan herkes hanımefendiyi savunuyor.

 

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen her CHP’liye “Yallah Vatan Partisi’ne” diyen HDP’liler, Sırrı Süreyya Önder’in HDP’nin başına getirilmesi ile CHP’ye yaklaştırılması projesine -Hasip Kaplan’a “ırkçı” diyerek meseleyi savuşturma kolaycılığından uzaklaşarak- biraz kafa yorsalar ve CHP’deki bu ekibin ABD ile yakın ilişkilerine tarafsızca göz atsalar “solcuyum” deyince solcu olmadığını daha iyi görebilirlerdi.

 

 

CHP MARJİNALLEŞTİRİLİYOR, BELEDİYELERE YAPILAN OPERASYONLAR MEŞRU ZEMİN BULACAK

 

Bu desteklerin haricinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın grup toplantısında Kaftancıoğlu’nun tweetlerini dillendirdiğini biliyorsunuz. Parti içinden öncelikle Erdoğan Toprak yönetimindeki kadro Kaftancıoğlu’na sahip çıktı. Bu tartışmalardan CHP’nin marjinalleştirilerek çıkacağını herkesin görmesi gerek.

Bu sayede CHP’li belediyelere yapılacak olan FETÖ, DHKP-C ilintili terör operasyonlarının neticesinde gerçekleşmesi beklenen toplumsal desteğin de altı boşalıyor. Kaftancıoğlu’na destek veren İstanbul’daki on bir belediye başkanı bu kadarını hesaplayamamıştı muhtemelen…

 

BELEDİYE BAŞKANLARI KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMİYORLAR

 

CHP’li belediyelere operasyon tehdidinin kulislerde yüksek sesle dillendirilmeye başlanmasının akabinde Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile verdiği o çok konuşulan fotoğrafını hatırlıyorsunuz…

 

Belediye Başkanları kendilerini güvende hissetmiyorlar. CHP’deki huzursuzluğun kamuoyuna yansımasıdır bu fotoğraf karesi. Ali Kılıç da Kaftancıoğlu’nu destekledi bu arada. Kılıçdaroğlu tarafından kendilerine sahip çıkılıp çıkılmayacağından emin olamıyor Belediye Başkanları. Bu da kurultay öncesi Kemal Bey’in elini rahatlatıyor gibi görünüyor. CHP’de dikkate değer bir adaylık açıklaması gerçekleşirse eğer belediye başkanları da “Yarın bir gün operasyon yapıldığında sana sahip çıkmamızı istiyorsan delegelerinden Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için imzalarını bize getir” diyen kimi MYK üyelerinin baskısından da kurtulabilirler zannediyorum.

 

KILIÇDAROĞLU “BAZI İSİMLERİ” ÖZEL OLARAK KORUYOR

 

Kılıçdaroğlu’nun bazı isimlere “özel olarak” sahip çıkması parti içerisinde sessiz bir şekilde dillendirilen ancak yüksek sesle konuşulmayan bir gerçek.

 

Kılıçdaroğlu bunu hep yapıyor. Kemal Bey’in kongre öncesinde Canan Şahin Kaftancıoğlu’na destek vermesi için telefon açtığını bildiğim milletvekilleri var. Ancak gelin görün ki, Erdoğan Canan Hanım’ın tweetlerini sayısız televizyon kanalında canlı yayında anlattıktan sonra Kılıçdaroğlu hanımefendiye sahip çıkmadı ve “kendisi cevap verecek” dedi. Sayın Kaftancıoğlu da bu duruma şaşırmıştır zannediyorum.

 

ATATÜRK PORTRESİNİ İNDİRMESİNE RAĞMEN…

 

Zira, geçtiğimiz günlerde gazeteci Adnan Bulut TBMM’deki odasındaki Atatürk’ün portresini indirden CHP üyesi yöneticinin MYK üyesi Zeynep Altıok olduğunu fotoğraflarla ispatladı, malumunuz. Bu mesele tartışılırken, Kılıçdaroğlu Zeynep Hanım’a sonsuz destek vermiş ve Aylin Hanım’ı partiden ihraç ettirmişti, hatırlarsınız. Belli ki Canan Hanım Zeynep Hanım kadar vazgeçilmez değil Kemal Bey için.

 

Canan Hanım bu durumu yeni öğrenmiş olsa da, Kemal Bey’in huyunu suyunu yıllar evvelinden bilen belediye başkanları, haliyle kendi gelecekleriyle ilgili endişeleniyorlar. Nihayetinde Kemal Bey’in danışmanı FETÖ’den gözaltına alındı, aylar süren yargılama sonrasında hüküm giydi ve bu süre zarfında Kılıçdaroğlu bu isme de asla sahip çıkmadı. Yargılama sürerken dahi sessiz kaldığına göre ceza alacağını biliyordu demek ki. İlginç, değil mi? Kemal Bey düşene sahip çıkmıyor, kimsenin düşerken paçalarına tutunarak kendisini de uçuruma sürüklemesine izin vermiyor.

 

Ancak gazetecilik sezgilerimle hissettiğim üzere, Kılıçdaroğlu’nun bu kez “elini tutmak zorunda kalacağı” bir isimden söz edeceğim size:

 

Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen.

Taşdelen, Kılıçdaroğlu’nun ve yakın çevresinin pek ziyade sevdiği bir isim. Kılıçdaroğlu, Hüsamettin Özkan ile birlikte ABD’ye bir ziyaret gerçekleştirmiş, bu ziyaretin ardından Taşdelen’i adaylaştırmıştı.

Parti örgütü bu emrivakiye karşı çıkmış ancak Kılıçdaroğlu, bu tepkilerin hiçbirine kulak asmamıştı.

2014’ten bugüne kadar Taşdelen’in de isminin geçtiği sayısız yolsuzluk haberi çıktı. Örgüt toplantılarından kavga, gürültü eksik olmuyordu. Kılıçdaroğlu, Ankara’dan yükselen tüm yolsuzluk kokularına karşın da sessizliğini korumuş, Taşdelen parti içinde hep görünmez bir zırh sahibi olmuştu.

 

KILIÇDAROĞLU ÇANKAYA HABERLERİNİ GÖRMEZDEN GELDİ

 

Oysa Kılıçdaroğlu, Ataşehir Belediyesi ile ilgili yolsuzluk iddiaları dillendirildiği vakit “Bir sıkıntı varsa benim belediye başkanım gereğini yapar” demişti. İlgezdi de kendisi hakkında suç duyurusunda bulunup, tüm soruşturmalardan aklanmıştı.

Man Adası dosyası ile Kılıçdaroğlu tarafından Erdoğan’ın ailesinin hedef alındığı o günlerde, misilleme olarak Ataşehir Belediyesi’nin görevden alındığını bilmeyek yok. İlginç olansa Kemal Bey’in Ataşehir konusunda bu kadar “fedakâr” davanırken, başka “bazı” belediyeler hakkında yolsuzluk haberleri çıktığında, o başkanları da kolundan tutarak savcılığa götürmemesiydi.

Alper Taşdelen de bu özel isimlerden birisi oldu hep.

Taşdelen 2016’da Ensar Vakfı ile birlikte FETÖ uydurması olan “Kutlu Doğum” haftasını etkinliğini düzenleyen müftülüğe destek vermişti. Parti ve ülke kamuoyu bu haberle sallanmış, Kılıçdaroğlu ise bu noktada bile tek kelime dahi etmemişti.

 

 

KILIÇDAROĞLU’NDAN TAŞDELEN’E İLGİNÇ ZİYARET

 

Bugün Kılıçdaroğlu, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i makamında ziyaret etti. Bu ziyaretin sebebini yorumlayabilmek için birkaç ev toplantısına ve ABD ziyaretine benimle birlikte göz atmanızı istiyorum sizden. Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaretini “çöküşün son çırpınışları” olarak yorumlamak gerek. Ancak nafile bir çaba.

 

Bahsettiğim yazımda Kılıçdaroğlu’nun Ekmeleddin İhsanoğlu’nu adaylaştırarak Erdoğan karşısında CHP’nin kaybetmesine parti içinde tek başına karar alarak, bu hezimetin bedelini ödemediğini anlatmıştım.

Kılıçdaroğlu’nun o seçimin kaybedilmesine neden olduğunu, siyasi zeminin bir daha onarılmayacak şekilde çatlamasına sebep olduğunu söylemiştim, biliyorsunuz.

 

Ekmeleddin İhsanoğlu kararını Kılıçdaroğlu’na aldıran ve Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirecek bu hamleyi CHP’ye emrivaki ile dayatan gücün ABD olduğunun işaretlerini göstereceğim şimdi size.

 

Haziran 2014’te kurulan yemek masasından söz edeceğim.

 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 10 Aralık Hareketinin en büyük destekçilerinden olan Erdoğan Toprak, CHP’nin dış işlerinden sorumlu olan MYK üyesi Faruk Loğoğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın eski müsteşarlarından Türk Tanıtma Vakfı Başkanlığı yapan Kemal Baytaş ve Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen, ABD – Türkiye ilişkilerinde önceki yazılarımda anlattığım Ekim Alptekin gibi ilginç roller üstlenen Ali Rıza Bozkurt’un Bilkent’teki altın evinde bir araya geliyorlar. Kılıçdaroğlu ile çok yakın olan dönemin Cumhuriyet gazetesi çalışanı Utku Çakırözer de yemekte bulunuyor. Kendisi Kemal Kılıçdaroğlu tarafından adaylaştırılarak Cumhuriyet Halk Partisi’nen milletvekili yapıldı.

 

YEMEKTE CUMHURBAŞKANI ADAYININ KİM OLACAĞI KONUŞULUYOR

 

CHP Genel Başkanı ve yanındaki isimler, ABD Başkanının Orta Asya Başdanışmanlığını yapan Ali Rıza Bozkurt’un evinde bir araya geliyorlar. Misafirperverliği ile bilinen Bozkurt, ağırlamaları için Boğaziçi’nde yalı alan bir işadamı aynı zamanda.

 

 

CHP’li yöneticiler, Erdoğan’ın karşısına kimin aday yapılacağı üzerine uzun sohbetler ediyorlar. Kemal Baytaş Kılıçdaroğlu’na Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili bir soru soruyor ve Kılıçdaroğlu da MHP ile ortak aday olabileceğine işaret ediyor. Birkaç gün sonra da Kılıçdaroğlu ile Bahçeli, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu ortak aday olarak açıklıyorlar.

 

UTKU ÇAKIRÖZER CUMHURBAŞKANLIĞI ANKETİNİ NEDEN MANUPLE ETMİŞTİ?

 

Şimdi düşünüyorum da… Bu yemekten yaklaşık bir ay önce Utku Çakırözer bir yazı yayımlamıştı… Yazıda CHP’nin kamuoyu araştırmasından söz etmiş ve bu araştırmada maniplasyon yaparak, verileri başka türlü sunmuştu. Ben de araştırmayı bulmuş ve Çakırözer’in maniplasyonunu kaleme almıştım. Şimdi meseleye uzaktan bakıp Çakırözer’in neden adaylık anketini yanlış bir şekilde aktardığını daha iyi anlayabiliyorum.

Utku Çakırözer’den ankette maniplasyon yapmasını Kılıçdaroğlu mu istemişti acaba?

 

BUSH’UN SEÇİM KAMPANYASINI YÜRÜTTÜ

 

Biz yeniden ev sahibi Ali Rıza Bozkurt’a dönelim. “Müthiş Türk” lakaplı işadamı, yirmiden fazla ülkede inşaattan madene, petrolden ticarete kadar birçok alanda iş yapan, “küresel sermayenin” Türkiye’deki temsilcilerinden biri diyebileceğimiz kadar beynelmilel bir şahsiyet. Bush’un seçim kampanyasını yürütmüşlüğü dahi var, finansörlerinden. Aynı zamanda ABD’de Cumhuriyetçi Parti üyesi bir siyasetçi. 2013 Ocak’ta Kılıçdaroğlu ile yanlarına aldıkları 42 işadamıyla birlikte birlikte Çin’e gitmişti, yani Kemal Bey ile de yakın ilişkiler içerisinde. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu ilan edeceğinin sinyalini nasıl verdiğini, bir gün yazacağı “Ali Rıza’s Table Talk” minvalinde bir hatıratta kaleme alacaktır zannediyorum.

 

FARUK LOĞOĞLU: ANTİ-AMERİKANCI DEĞİLİZ

 

Yemekteki diğer isimlerden olan Faruk Loğoğlu, “Anti-Amerikancı değiliz”, “Suriye ilişkileri sayesinde ABD ile balayındayız”, “AKP gibi düşünüyoruz, Kürecik’teki radar üssünden rahatsız değiliz” açıklamaları ile ABD’ye yakınlığını her fırsatta dillendiren ve Kılıçdaroğlu tarafından partinin dış ilişkilerini belirlemesi için MYK üyesi yapılan bir isim.

 

 

Kendisine yönelik bu husustaki eleştirilerim yıllar öncesine dayanıyor. Loğoğlu Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti için “muhatap bulamaz” dediği vakit Kemal Bey tarafından gözden çıkartılıp yerini Murat Özçelik’e bırakmak durumunda kalmıştı.

 

 

KILIÇDAROĞLU GÜLENCİLERLE KAHVALTIDA

 

Faruk Loğoğlu deyince hemen altı ay öncesine, Aralık 2013’e götürmek istiyorum sizi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gülen’in ABD’deki temsilcileriyle kahvaltıda buluşmuştu. CHP’nin o zamanki Bursa Milletvekili Aykan Erdemir ise onursal başkanlığını Fethullah Gülen’in yaptığı Rumi Forum’da bir toplantıya katılarak basın mensuplarının sorularını yanıtlamıştı.

 

AYKAN ERDEMİR GÜLEN’İN VAKFININ TOPLANTISINDA

 

Gülencilerle kahvaltı da yapan Kılıçdaroğlu ve Loğoğlu tepkilerin geleceğini hesaba katarak “Her kesimi kucaklayacağız, tepkiler önemli” değil demişti. Bu kahvaltı CHP örgütlerinde bir hayli tartışılmıştı o dönem, çok iyi hatırlıyorum.

Kahvaltıdan sonra Aykan Erdemir’in de katıldığı ve Gülen’in onursal genel başkanlığını yaptığı vakfın toplantısında 25 Washingtonlu yer almıştı. Kılıçdaroğlu’nun Devlet Bahçeli ile birlikte Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ismini açıklamasının altı ay öncesinden söz ediyorum.

Kılıçdaroğlu’nun kulağına Ekmeleddin İhsanoğlu ismi o toplantılarda mı fısıldandı acaba?

Ziyaret sırasında çekilmiş bu fotoğrafı da tarihe not düşmesem olmayacak…

 

 

Turkic American Alliance (TAA) Başkanı Faruk Taban ve Kılıçdaroğlu yan yana… Faruk Taban Obama, Joe Biden gibi isimlerle bizzat görüşebilen bir isim aynı zamanda. Bunlar da yakın zamandaki fotoğraflarından… FETÖ’den iadesi isteniyor aynı zamanda şu anda Taban’ın.

 

Aykan Erdemir’in ismi de 17-25 Aralık dosyasının ABD’de yeniden açılması olarak yorumlanan Reza Zarrab’ın yargılandığı New York’taki davaya belge gönderilmesi ile anılmıştı geçtiğimiz haftalarda. Aydemir hakkında açılan soruşturmayı da iddiaları da reddetmişti yaptığı açıklama ile. Ancak Aydemir’in katıldığı bu toplantılar da insanın aklını bulandırmıyor değil.

ALPER TAŞDELEN MASANIN NERESİNDE?

Kılıçdaroğlu’nun örgütün istemiyor oluşuna kulak tıkayarak Çankaya’nın başına oturttuğu Alper Taşdelen, o özel yemeğe katılacak kadar “verimli” ilişkilere sahip görünüyor. Basına yansıyan yolsuzluk haberlerinden söz etmeyeceğim. Ben Taşdelen’in Başkan Yardımcısı Anıl Sevinç’ten söz etmek istiyorum.

 

ÇANKAYA’DA BİR BAŞKAN YARDIMCISI ANIL SEVİNÇ

 

Havacı Recai Sevinç’in oğlu olan Anıl Sevinç ABD‘de Küresel Rekabet Stratejileri programına katılan, dikkat çekici bir isim. Çankaya’da Fen işleri, Park Bahçeler, Temizlik İşleri, Veteriner Hizmetleri, Zabıta, İşletme, Sivil Savunma ve Çevre Müdürlüklerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı” olarak görev yapıyor.

 

15 Temmuz’dan bir ay önce Anıl Sevinç’in sorumluluğunda olan alanlardan olan Park Bahçeler’le ilgili bir hizmet gerçekleştirilerek, park yapılıyor. Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’in ev sahipliği yaptığı parkın açılış törenine parkın açılışına Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl, CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan Orgeneral Akın Öztürk, Korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan, Tuğgeneral Kemal Akçınar, Ersin Eser, Aydın Gündüz ve Nevzat Büyükceran katılıyor.

AKIN ÖZTÜRK İLE PARK AÇILIŞI

Açılışa katılan komutanların neredeyse tamamına yakını 16 Temmuz sabahı tutuklanıyor. Akın Öztürk’ün darbe teşebbüsündeki rolünü çok önemsiyor ve bu hususu özellikle araştırıyorum, okuyucularım biliyor. Bu park için Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından Çankaya Belediyesi’ne bir F5 uçağı hediye ediliyor ve parka montajı gerçekleştiriliyor.

15 Temmuz’un bir ay öncesinde Akın Öztürk ile bir araya gelmek, ABD ile ilişkileri bu kadar açık olan isimlerle Ekmeleddin İhsanoğlu’nun isminin belirlenmesinin hemen öncesinde aynı yemekte buluşmak, yerel seçimlerin öncesinde ABD’ye ziyaret etmeden adayları belirleyememek ve ABD’den Çankaya’ya transfer ismi Çankaya’nın iki numarası yapmak…

Alper Taşdelen, Ali Rıza Bozkurt’un yemek masasından 15 Temmuz’un bir ay öncesinde F5 uçağıyla park açılışı yapacak ilişkiler ağını bu denli başarılı bir şekilde örebildiyse, Kılıçdaroğlu’nun kendisine sahip çıkacağı noktasında şüpheye düşmesin derim ben.

Melih Gökçek’in yerine getirilen yeni Başkan Mustafa Tuna ile sarılıp kucaklaştıkları o “samimi” fotoğrafı hatırlıyorsunuz. “Bu kucaklaşma yeterli olacak mı” endişesini taşıyor Alper Bey belli ki, Kılıçdaroğlu’nun ziyaretini dokuz ayrı tweetle, paylaştığı fotoğraflarla duyurma gereği duydu.

Doğan Taşdelen’in oğlu Alper Taşdelen’i Hüsamettin Özkan ile yaptığı ABD gezilerinin akabinde belirleyen Kılıçdaroğlu, Alper Taşdelen’e bu sürpriz ziyareti gerçekleştirdiğinde ne anlattı acaba?

 

CHP’Yİ ABD Mİ YÖNETİYOR?

 

Görüyorsunuz işte… CHP ile ABD arasındaki organik bağın varlığı Canan Şahin Kaftancığoğlu’nun adaylığı ile artık su götürmez bir gerçeklik olarak karşımıza çıktı.

1999’da Başbakan Bülent Ecevit iken Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın yardımları ile Fethullah Gülen’in ABD’ye geçişinin sağlanmasını da bu denkleme oturtursanız eğer, Abdullah Öcalan’ın CIA tarafından Türkiye’ye teslim edilmesi ile ABD’nin yeni Türkiye projesini daha rahat anlayabilirsiniz.

15 Temmuz sonrası NATO’cu askerlerin de tasfiye edilmesini hesaba katarsanız eğer, AKP ile ABD arasındaki bağların kopmak üzere olmasına karşın, CHP’nin mevcut yönetimi üstündeki ABD etkisinin hala İstanbul İl Başkanı’nı belirleyebilecek kadar güçlü olduğunu gözlemeniz de hiç zor olmayacaktır.

Bu durumda CHP – ABD hattında 2019 planı ne olacak?

Onu da CHP kurultayının sonucu belirleyecek.

 

Ece Sevim Öztürk / Çağdaş Ses

http://www.cagdasses.com/yazarlar/ece-sevim-ozturk/450/chp-abd-hattinda-ince-bir-cizgi-alper-tasdelen-masanin-neresinde