Cemaate büyük kumpas! Hidayet Karaca: Obama’ya Cemaati bitirmek için dosya verdiler

Cemaate büyük kumpas! Hidayet Karaca: Obama’ya Cemaati bitirmek için dosya verdiler
12 Mart 2014 10:07

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’dan gündeme bomba gibi düşecek bir iddia geldi…

 

Hidayet Karaca, Mayıs ayında yapılan ABD ziyaretinde Başbakan Erdoğan’ın Hizmet Hareketini bitirmek için ABD Başkanı Obama’ya dosya sunduğunu ama aynı tarihte Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ı da Fethullah Gülen’in yanına göndererek, “Bir emirleri var mı sor” diye gönderdiğini açıkladı.

 

Kim kime kumpas kurmuş diye soran Karaca “. Sayın Bülent Arınç, siz Hocaefendi’ye iyi niyetlerle geldiğinizde, Hocafendi’yle alakalı bir dosya veriliyor. Bu nasıl bir iştir. Bunu açıklamaları gerekir.” dedi.

 

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, “Gündem Özel” programında, Samanyolu Haber Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Metin Yıkar ’ın konuğu oldu ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

Gündeme dair değerlendirmelerine, “Şu anda bir muhalif rüzgar esiyor gibi gözükse de, bu esen rüzgar geçici olacaktır ve sabit kadem olanlar, inançlarını ve değerleri doğrultusunda yer değiştirmeyenler bunun sonunda hak ettikleri yere gelmiş olacaklardır.” sözüyle başlayan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, hizmetin bu süreçte neden böyle bir algıyla karşı karşıya kaldığını basit bir şekilde anlattı.

 

‘CAMİA NEDEN HEDEFTE?’ SORUSUNUN CEVABINI VERDİ

 

Ulus devlet modelinden itibaren sürekli Türkiye’de aslında bir düşman konsepti üretildiğini ve bu düşman konseptine göre de siyasetler geliştirildiğini söyleyen Hidayet Karaca, hükümetin camiaya karşı neden cephe aldığını şu tespitlerle ifade etti:

“ İlkokulda da öğretildiği üzere ‘Türkiye 3 tarafı denizlerle, 4 tarafı ise düşmanlarla çevrili’ şeklinde konsept çöktükten sonra, Türkiye kendi içinde düşmanlar üretmeye başladı. Sağ-sol çatışmaları, hala devam eden Kürt-Türk çatışmaları, Sunni-Alevi, Kominist-Faşist diyerek bir el sağ tarafına sağcı, soluna solcu gibi üretilen bir düşman algısıyla ülkede bir takım huzursuzluklar ve yapılanmaları gerçekleştiriyordu. Daha sonra kendini muhafazakar ve demokrat olarak tanımlayan AK Parti’nin iktidara gelmesiyle, mütedeyyin insanların kendisini desteklediklerini kabul ediyorlardı. Bundan önceki süreçte irtica gündeme gelmişti ve inanan insanlar irtica adı altında sürekli bir algıyla, projeyle karşı karşıya kalarak tedirgin ediliyorlardı. Bu süreçte ise Ak Parti iktidarında irtica gündemden düştü, bu sefer de farklı argümanlar gelmişti. Yani vesayet dediğimiz nokta içerisinde asker, yargı, STK’lar, medya, sendika, TÜSİAD, iş alemi.. Bunlar ötekileştirilmişti. Bunlar da hiçsizleştirilip pasifize edildikten sonra tek bir nokta kalmıştı, o da bağımsızlığıyla, hiç kimseye biat etmeyen, örnekleri kendisinden olan hareket olarak Hocaefendi’nin kanaat önderliğini yaptığı bir hizmet hareketiydi. İşte hizmet hareketi burada düşman konseptine getirilerek, karşı taraf haline getirilerek nefret söylemleriyle bir hedef haline getirilmiştir.”

 

“FİİLİ BİR DARBE ORTAMINDA YAŞIYORUZ, HUKUK ASKIYA ALINDI”

 

Hizmeti bitirme düşüncesinin 17 Aralık’ta başlamadığını söyleyen Karaca, sürecin 2004 MGK’sıyla başladığını, 2014 MGK’sıyla da finalize olduğunu belirtti.

Şu an da hükümetin yaptığı fiili bir darbe ortamında yaşadığımızı söyleyen Samanyolu Yayın Grubu Başkanı, “Hukukun askıya alındığı, insanların konuşamadığı, medyanın susturulmak istendiği, iş aleminin tamamen pasifize edildiği, bir şey söylenildiği zaman üzerlerine gerek maliyeciler tarafından, gerekse başka şekilde gidilerek susturulduğu bir dönem yaşıyoruz.” dedi…

 

“BİAT ETMEYEN HİZMET HAREKETİNİ BİTİRME PROJESİ DERSHANELER ÜZERİNDEN YAPILACAKTI”

 

Hidayet Karaca, bir evrensel insanlık projesi olan, dünyada ve Türkiye’de itibar gören sivil toplum örgütü Hizmeti karşı tarafa getirerek, bu sefer biat etmeyen, kendi değerleriyle kendi örnekleriyle hareket eden bir yapıyı tasfiye etme projesi yapıldığını belirtti ve “Bu projede altını ısrarla çiziyorum, 2004 MGK’sında alınan bir karar ve orada başlayan süreç ise dershaneler üzerinden yapılacaktı. 2014’te de bu resmileşmiştir.” diye konuştu.

 

“DERSHANELERİN KAPATILMASI İÇİN 2004 MGK’SINDA SÖZ VERİLDİ”

 

Başbakan’ın defalarca söylediği, “Dershaneler noktasında biz bunu çok önceleri arzu ediyorduk’ sözlerini hatırlatan Hidayet Karaca, dershanelerin kapatılması için 2004 MGK’sında söz verildiğini şu ifadelerle anlattı:

 

“Bunun için kaç tane bakan değişmiş Türkiye’de. Her değişen bakan da ‘Biz dershaneleri kapatmak istiyoruz’ diyor. Ta ki bu döneme kadar. Peki dershaneler niçin kapatılmak isteniyor? Çünkü 2004 MGK’sında verilmiş sözler var. Peki dershaneler niçin hizmet açısından bu kadar önemli? İnsanlığa bir şeyler verebilmek amacıyla. Hiç kimse oradan para pul elde etmek için bunu yapmıyor. Dershanelerin önemli bir kısmı da belki finanse ediliyor oranın yönetim kurulları tarafından. Ama hizmeti bitirme operasyonunda dershanelerden başlanarak buradan bir algı yönetimine gidiliyor.”

 

“PEKİ HANİ 17 ARALIK’TI HER ŞEY?”

 

Takvim Gazetesi’nin, ‘Başbakan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın, 2013 Mayıs ayındaki görüşme esnasında, Obama’ya hizmeti bitirmek adına dosya sunduğunu’ yazdığını ve bunun yalanlanmadığını belirten Hidayet Karaca, bunun gerçekliğinin ortaya çıktığını ifade etti ve “Peki hani 17 Aralıktı her şey?” diye sordu…

 

“16 MAYIS’TA ABD’DE YAPILAN GÖRÜŞME KUMPASI KİMİN YAPTIĞINI GÖSTERİYOR”

 

“İmkanlar olmadı ve Hocaefendi ile Başbakan görüşmesi olmadı. 16 Mayıs’ta, Beyaz Saray’da Başbakan, MİT Müsteşarı, Davutoğlu, Obama ile görüşürken sayın Bülent Arınç neredeydi? Hocaefendi’nin yanındaydı. O da Hocaefendi’nin ziyaretine gelmişti.” diyerek o döneme dair şu çok önemli açıklamaları yaptı:

 

“En çok konuşulan meselelerden bir tanesi kumpas konusu. Kim kime kumpas kurmuş? Sayın Arınç Hocaefendi’yi ziyarete geliyor. Sayın Başbakan’ın selamlarını getiriyor. Bir emirleri tavsiyeleri var mı dediği yerde yalanlanmadığına göre, 16 Mayıs’taki Beyaz Saray’daki o görüşme. Onu da yandaş medyanın gazetesinden biz öğreniyoruz… Bir taraftan hizmet hareketi ile ilgili dosyayı Amerika’ya verirken, öbür taraftan başka bir hükümet üyesini gönderiyorlar Hocaefendi’ye ve emriniz var mı diye soruyorlar. Peki kim kime kumpas kuruyor? Bir: hizmete bir kumpas var mı? Bir taraftan selamlarınızı getireceksiniz, iyi niyet dileklerinizi getireceksiniz, öbür taraftan da sizinle alakalı orada bir dosya verilecek. İki: Herkes sağduyusuna vicdanına itimat ettiği, toplumda da Bülent abi olarak daha çok bilinen Başbakan Yardımcısı sayın Bülent Arınç’a bu yapılır mı? Şimdi ben de buradan soruyorum. Sayın Bülent Arınç, siz Hocaefendi’ye iyi niyetlerle geldiğinizde, Hocafendi’yle alakalı bir dosya veriliyor. Bu nasıl bir iştir. Bunu açıklamaları gerekir.”