Hep söylüyoruz. Ortada üç AHİM kararı var.

 

 

Sleyman Kılıç / Yurt

 

 

Anayasa Mahkemesi de bu kararları teyit ediyor.

 
Kararların özeti de şu: Cem Evleri İbadethanedir. Alevilik sadece kültür değil, inançtır. Alevi çocuk ve gençlere din dersini zorunlu kılamazsınız. Alevi inancının eğitimi için genel bütçeden pay ayrılmalıdır.

 
Türkiye bir hukuk devletiyse, bu kararlara uymalıdır. Adalet anlayışı da, İslam anlayışı da bunu gerektirir.
Ama Eşari ve Vahabi İslam anlayışı bu kararların uygulanmasını engelliyor.

 
Hiç bahaneye gerek yok.
Peki, ne olacak?

 
Aleviler özerk bir Alevi yapılanması için düğmeye bastı. Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar altında Alevi Diyaneti için 2-3 bin katılımcı ile dede, zakir, demek yöneticilerinin de dâhil olduğu büyük buluşmayı’ erteledi.

 
Bu arada 3. AHİM kararı geldi.

 
Cem Vakfı Onursal başkanı Prof. Dr. izzettin Doğan, beraberindeki yol arkadaşlan ile yarın bir basın toplantısı ile bu konulan, Alevilerin ne istediklerini anlatacak…

 
Prof. Dr. İzzettin Doğan Alevilerin gerek inanç, gerek kültürel anlamda haklannı koruyan bir kişidir. Sözü dinlenen bir isimdir. Bakalım ne diyecek?

 
Alevilerin ne istediği ortada.

 
Tanınmak istiyorlar. Bunu da kanunlar çerçevesinde, haklarını istiyorlar. Alevilik bir inançtır.

 
Tarif ile yaşanmaz. Hele hele dışandan asla ve asla tarif edilemez.

 
Ne yazık ki, mevcut iktidar bunu yapmıyor.

 
Cem evlerine kilit vuran CHP belediyeleri

 

 

Peki, sadece iktidar mı?

 
Maalesef hayır.

 
İzmir YURT temsilcisi Serkan Güler, inanılması güç bir uygulamayla ilgili bir habere imza attı. Araştırdım, maalesef doğru. İzmir’de kültür merkezi bünyesinde bulunan cem evlerini Alevi kardeşlerimiz gönlünce kullanamıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MYK kararına göre CHP’li belediyeler, cem evlerinin elektrik ve su paralannı ödemek zorundalar.

 
İzmir’deki belediyeler bu karara uyuyor…

 
Ama çok daha kötü bir şey yapıyor.

 
Cem evlerinin anahtarlan, belediye bekçilerinin elinde. Kapalı duran cem evferi, Perşembe günleri ve cenaze günleri ancak açılıyor, inanılır gibi değil.

 
Altındağ, Torbalı, Selçuk, Limontepe, Küçük Çiğli, Evka2, Toros Gültepe cem evlerinde durum aynı.

 
Daha vahimi, Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın Cem Vakfına ait arsada cem evi yapma iznini dernek başkanı Songül Yaşar’ın başkanlıktan ayrılmasına bağlaması. Serkan Güler bu tavnn nedenini araştınnca ortaya kişisel çekişme çıkmış.

 
Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan’ın itirazının sebebi, Yaşar’ın ağabeyi Aziz Buga’nın CHP’de muhalif kanatta yer alması.
Çok ama çok yazık…
Yazıklar olsun.

 
Peki, bu durumdan CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun haberi yok mu?

 
Var tabii ki. Var olmasına var da sonuç yok.

 
Bazen düşünüyorum de bu kafaya Kılıçdaroğlu ne yapsın ki? Hangi biri ile uğraşsın.

 
Ama diğer taraftan da diyorum ki ‘Bu da Sayın Kılıçdaroğlu’nun görevi. Bir karar almış, yerine getirecek. Getirmek zorunda.
Bazı CHP’li Belediyeler sadece ‘hizmetlerde’ değil, cem evleri başta olmak üzere benzer konularda da sınıfta kalıyor.

 
Sonra da bize kızıyorlar.

 
Biz olmayan şeyleri yazmıyoruz, eşeleyip de çıkarmıyoruz. Ayağımız takılanlar bunlar.

 
Üstüne gitsek, ‘turpun büyüğü heybede’ misali neler çıkacak neler?

 

CHP kokuşan yerel yönetimlerin üstüne parti ayrımı yapmadan gidiyor.

 
Ahmet İsvan, Ali Dinçer, Murat Karayalçın, Aytekin Kotil gibi Türk belediyeciliğinin yüz akı ‘sosyal demokrat’ yerel yöneticilere layık isimlere yeniden kavuşmamız için CHP’nin ‘bağırsak temizliğine’ ihtiyaç var.

 
Anlaşılan bu kendiliğinde değil, ‘lavman’ yöntemi ile olacak. Olana kadar  devam edecek.

 
Siz de hiç kızmayın Sayın Kılıçdaroğlu! Başta hemşerim Veli Ağbaba olmak üzere, ‘bu tür sorunlan çözün’ talimatı verdiğiniz MYK üyelerine kızın.

 
Talimatlarım niye eksiksiz uygulanmıyor diye…