‘Bütün insanları bazen kandırabilirsiniz, bazı insanları her zaman ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız’

‘Bütün insanları bazen kandırabilirsiniz, bazı insanları her zaman ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız’
25 Haziran 2019 13:46

Yukarıdaki sözü Lincoln’un söylediği genellikle söylenir ama kimi araştırmacılar sözün bir Fransız sözü olduğunu söyler.

 

 

 

Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 

 

 

Kim ilk söylemişse söylemiş çok doğru bir söz. ‘Kandırıldık’ diyenler çok oldu son yıllarda onlarla pek ilgisi yok konuşacağımız konunun. İstanbul belediye başkanlığı seçim sonuçları bir çok sebebe ya da kişilere vs bağlanıyor ama bence en büyük sebep yukarıdaki özlü sözde gizli.

 
Dünyada ve ülkemizde belediye kavramı oldukça yeni ve seçimle belediye başkanı ve meclisi seçimleri de dünya tarihi göz önüne alınca bir kaç yüz yıl bile değil. Ülkemizde bunun tarihini kısaca yazan Hüseyin Cimrin’e göre ‘ilk Paris örnek alınarak 8 Ekim 1864’te vilâyet nizamnâmesiyle başlandı.

 

 

Bu nizamnâmeye göre il ve kaza merkezlerinde seçimli üyelerden kurulan ‘Şehir Meclisi’ bulunacaktı. Ancak uygulamada ilk başlarda nasıl bir çalışma düzeni olacağı ve hukuki yaptırımları pek belirtilmediği için çalışmalar sonuç yönünden bir dilek ve temenniden öteye geçemedi. Belediyeler konusunda ilk uygulama 1868 yılında İstanbul’da yapıldı ve bütün İstanbul 14 belediye idaresine ayrıldı. Bunların başına da emekli yüksek bir memur tayin edildi. Ankara’yı başkent ilan eden yeni Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetinin 1921 Anayasası, mahallî idarelere vilâyet düzeyinde büyük özerklik tanımıştı. Ancak uygulamada bunun hayata geçirilmesine imkân yoktu.

 

 

Bu dönem sonunda Cumhuriyet idaresi Ankara’ya da İstanbul gibi ayrı bir şehremâneti idaresi getirdi. 16 Şubat 1924 tarih ve 417 sayılı kanunun tek yeniliği, seçecek ve seçilecek kimselerde emlâk sahibi olma ve emlâk vergisi verme şartı aramamasıydı. Yeni devlet imparatorluktan 389 adet belediye idaresi devralmıştı. Bu dönemde İstanbul Şehremâneti’nin problemleri ise yine sürüyordu. Şehremini Dr. Emin Bey basına karşı kendini savunurken Beyazıt Meydanı’na havuz, Heybeliada’ya iskele yaptırdığını ve şehre 300 adet sokak lambası taktırdığını icraat olarak söylemekteydi.

 

 

İstanbul’da ve Ankara’da da belediye başkanı ve meclis üyeleri seçimle gelmiyordu. 3 Nisan 1930’da çıkarılan belediye kanunu ile de şehremini isim ve unvanı ile şehremânetleri kaldırılarak bütün teşkilâtların adı belediye olduğu gibi belediye meclisi vb. unvanlar da bütünüyle genelleştirildi. Yeni Belediye Kanunu’na göre 7-18 Ekim 1930 tarihleri arasında yedi sandıkta yapılan seçimde, Cumhuriyetçi Halk Fırkası galip gelmiş ve Meclis Üyeleri arasından başkanlığa getirilen Hüsnü Karakaş Antalya’nın seçimle gelen ilk Belediye Başkanı olmuştu.’

 

 
Güneş batmayan imparatorluğun başkenti Londra’da daha yeni 2000 yılında ilk seçimle belediye başkanı seçildi. Bunun bir bakıma şehirlerde de halkı siyasi kamplara bölmesi iyi mi oldu tartışlanan bir mevzu gerçi seçilmiş belediye meclisleri uzun zamandır vardı. 2019 yılında tüm İngiltere’de 25 seçilmiş belediye reisi var. Yaşadığım Brighton şehirinde belediye meclisi bir yıl için belediye başkanı seçiyor ve bu daha çok sembolik bir başkanlık. Bu belediye başkanı şehri bir bütün olarak temsil ediyor törenlere katılıyor ve birleştirici bir rol oynuyor.

 

 
31 Mart ve 23 Haziran seçimleri öncesinde maalesef taraflar etnik ve dini motifleri kullandılar kimileri hala twit atarak bu etnik söylemi tekrarlıyor. Biri Öcalanı öteki Öcalan’ın heykelini dikeceğim diyeni kullandı umarız bunu aşarlar belediyenin işlerine koşarlar.

 

 
Atatürk kurduğu Cumhuriyet’te köylümüzü efendi yaptı ve de şehirlerimizi planlı yeşil alanlı kültür ve eğitim merkezleri yaptı ayrıca üretimi de destekledi. Tüm bunları tam bağımsız kendi yağında kavrularak yaptı.

 

 
Planlı devletcilğimiz ve şehirciliğimiz çok partili demokrasi ile sekteye uğradı hatta plan mı plav mı diye dalga unsuru oldu. Bu kimilerinin havalanlarına caddelere adını verdiği hala övdüğü Adnan Menderes yönetimde tavana vurdu şehirlerimiz allak bullak edildi ve AKP ile tavan yaptı. Demokrat Partinin verdiği hasar 1963’te Haşim İşcan’ın CHP’nin İstanbul belediye reisi olmasıyla düzeltilmeye başlandı daha sonra Ecevit CHPsi ile Vedat Dalokay ve Ahmet İsvan gibi başkanlar canla başla belediyeleri iş yapar hale getirmeye çalıştılar. Bu güzel geleneği Priştina İzmir’de Büyükerşen Eskişehir’de taçlandırdı. Darısı İstanbul’un başına.

 
Mustafa Mersinoğlu 25.06.2019 Brighton İngiltere

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı