Bugün görüşülen tezkerede 1 Mart sendromu yaşanır mı?

Bugün görüşülen tezkerede 1 Mart sendromu yaşanır mı?
1 Ekim 2014 09:35

Yurt yazarı Göksel Bozkurt yazdı:

 
Dönemin  TBMM Başkanı Bülent Arıııç. kürsüden sonuçları açıkladığında son derece üzgündü. Tezkere kabul edilmiş ve Türkiye bir bilinmeze doğru sürükleniyordu…

 
Tam o anda hesap hatası yapıldığı ortaya çıktı. Sonuçlar gözden geçirildi. “Evet” oyları “ret” verenlerden fazla olmasına rağmen tezkere “kabul edilmemiş” sayıldı. Çünkü “evet” diyenler Anayasa’nın öngördüğü salt çoğunluğa ulaşmayı başaramamıştı.
Arınç’ın morali yerine gelmişti, bıyık altından tebessüm ediyor, içten içe sonuca seviniyordu…

 
Tarihler 1 Mart 2003’ü gösteriyordu. TBMM tarih yazıyor ve ABD’nin yanında Irak’a askeri harekata karşı durarak, “savaş tezkeresini” reddediyordu.

 
CHP. Deniz Baykal’ın önderliğinde önemli bir karşı duruş sergiliyordu. 80 ile 100 civarında AKP’li milletvekili de muhalefetle birlikte “savaşa hayır” diyordu…

 
Ortadoğu’yu saran ateşin her an Türkiye’ye sıçraması CHP ve AKP’li muhaliflerin dayanışması ile püskürtülüyordu…

 
Reddedilen tezkere Erdoğan’ı üzmüştü!

 

 

AKP’de sevinenler arasında sadece Arıııç yoktu. Tezkereye “gönülsüz” destek veren dönemin Başbakanı Abdullah Gül. bazı bakanlar, genel başkan yardımcıları, bazı grup başkanvekilleri de mutluydu.

 
Tezkere geçmediği için üzülen isimlerin başında ise dönemin AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan geliyordu.

 
Ve bugün…

 
AKP Hükümeti iki tezkereyi birleştirerek Meclis’in huzurunda. Birleşik “savaş tezkeresinin” hedefi Irak ve Suriye’deki derin bataklığa Türkiye’yi sürüklemeye dönük kapsamlı yetkiler içeriyor. Koalisyon güçleri havadan vurup. yerel güçleri “eğit-donat” sistemi ile IŞID’e karşı kullanmak ııiyetindeyken: AKP Hükümeti Suriye’ye “karadan müdahaleyi” içeren ve buna dahil olmaya eğilimli önerilerde ısrar ediyor. Meclise dün gece gönderilen tezkere de yabancı askeri unsurların topraklarımızı kullanmasına olanak tanıyor…

 
Erdoğan hem Batı ile arayı açmak istemiyor hem de Esad’ın güçlenmesinden rahatsız ve engellemenin yollarını arıyor. Bu arayış Türkiye’nin insani yardım ve lojistik desteğin ötesine geçip. TSK’nın tampon bölge adı altında Suriye’ye girmesi ile sonuçlanacak bir süreci tetikleyebilir.

 
AKP’li rahatsız vekiller ne yapacak?

 
İşte Meclis yarın ülkeyi savaşın eşiğine getirebilecek bir tarihi tezkereyi daha oylamaya hazırlanıyor…

 
AKP’li milletvekilleri. Meclis “savaş tezkeresi” için ne yapacak?
1 Mart benzeri “barıştan yana” bir tablo ortaya çıkabilir mi?
Öncelikle şu tespiti yapalım. Koşullar benzese de 1 Mail ile mevcut tezkere hedefleri arasında farklılıklar var.
O tezkere “ABD’nin Müslüman ülke Irak’ın doğrudan işgaline destek” anlamı taşıyordu.

 
Batı’nın “coğrafi işgal” olmasa bile “siyasi” hedefi aynı olsa da, görünürdeki gerekçesi “terör” olunca AKP’li vekillerin aynı refleksi göstermesi o kadar da kolay olmayabilir.

 
Buna karsın, parti içinde yönetimden çok farklı düşünen isimlerin olduğu da bir gerçek…
AKP’de. az da olsa bu tezkere ile bölgedeki IŞ1D ile başlayan operasyonun “radikalizmi” tetikleyeceği ve ılımlı Müslüman örgütlere uzanacağından endişe duyanlar var.

 
ISİD’den çok PKK’vı tehdit olarak gören milliyetçi kökenli isimlerin varlığı da sır değil.
Yine Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına çekileceğini düşünen liberal vekiller de endişeliler grubundalar.

 
Topraklarımıza yabancı askerin ayak basmasını içlerine sindiremeyen, Batı eli ile Müslüman bir komşu ülkeye savaş açmayı doğru bulmayanlara, Suriye’de “Asıl hedef Esad diyen” milletvekillerini de eklemek gerekir.

 
Peki. iiç dönem yasağı kapsamında olup benzer rahatsızlıkları duyanlar “hayır” der mi?

 
AKP’niıı büyük çoğunluğunun tezkerenin arkasında duracağından kuşku yok ama 50’ye yakın iktidar partisi milletvekilinin, Hacda ve yurtdışı görevde olması da “sendromu” güçlendiren bir başka faktör.

 
20 vekil sonucu değiştirebilir!

 

 

Bıı tablo ışığında Irak-Suriye ortak tezkeresi üzerine yapılan aritmetik hesaplara birlikte bakalım…
AKP’nin sandalye sayısı 312. Genel Kurul’da çeşitli gerekçelerle 50 AKP’li vekilin olmadığını düşünürsek iktidarın sayısı 262’ye düşüyor.

 
Muhalefet tam kadro katılırsa CHP (129), MHP (52).
HDP (29). Bağımsızlar (14) ve DBT (1) 225 oya ulaşıyor.

 
487 katılım olursa salt çoğunluk 243’te kalıyor. AKP tezkereyi 19 farkla geçirebiliyor ama 20 civarında “hayır” ya da “çekimser” oy tezkereyi tehlikeye sokabilir! İktidar açısından bıçak sırtı bir oylama…

 
MHP geçmişte olduğu gibi yine destek verirse, o zaman AKP’nin eli rahatlayacak.

 
Irak tezkeresinde de AKP’nin Kürt kökenli vekillerinin endişeleri var. AKP bu engeli de yine MHP oyları ile aşabilir.
Kulislerde dün akşam saatleri itibariyle AKP’nin. Hacdaki vekilleri bir uçakla getirip getirmemeyi tartıştığı konuşuluyordu.
Nitekim Davutoğlu da bugün AKP’de ikna için milletvekilleriyle kahvaltıda bir araya geliyor…

 
İşte bu hesaplar ışığında ve bizim medyanın ünlü “savaş çığlıkları” arasında Meclis bugün açılıyor ve yarın da tezkereleri muhtemelen gizli oturumda oylayacak.

 
Erdoğan’ın bugün Meclis açılış konuşması da bu bağlamda önemli olacak…
Ne dersiniz? Bir kez daha 1 Mart sendromu iktidar partisinin kapısına dayanır mı?

 
Meclis 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi Türkiye’nin Ortadoğu bataklığına çekilmesine “dur” diyerek barış yanlısı ve bir tutum alır mı? Yarın anlayacağız…