Bugün AİHM’de bir TSK dosyası görüşüldü

Bugün AİHM’de bir TSK dosyası görüşüldü
16 Nisan 2014 17:30

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden bir mail aldım.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Mailde, bugün (16 Nisan, Çarşamba), TSK içinde gerçekleşmiş bir olayla ilgili bugün yapılacak bir duruşmanın haberi veriliyordu.

 

Askerlik görevini Diyarbakır-Kocaköy’de jandarma eri olarak yaptığı esnada, 13 Şubat 2004’de yaralanıp, daha sonra hayatını kaybeden 1983 doğumlu Cihan Tunç’un ölüm nedenine ilişkin anne ve babasının AİHM’e yaptığı başvuru 24014/2005 No ile kabul edilmiş ve duruşma bugün.

 

Dosya hikayesine baktığımda şu dikkatimi çekti…

 

Hakimler kurulu olayı anlatırken, ölen jandarma eri Cihan Tunç’un ölümünün gerçekleştiği esnada Kocaköy’de bulunan ve Jandarma Komutanlığı tarafından korunan petrol rafinerisinin önünde görev yaparken ölmüş olmasına vurgu yapılması.

 

Tabii ki, bu bölgedeki petrol rafinelerilerinin bölgedeki PKK tehlikesi nedeniyle TSK tarafından korunması çok normal bence ama dosyada bunun öne çıkarılmasının sebebini karar açıklanınca anlayacağız.

 

Öte yandan, AİHM dosyasının esasını, ölen jandarma eri Cihan’ın ölüm sebebi olarak savcının, “Silahı ile oynarken öldü” kararına varmış olmasına anne-babasının yaptığı itiraz teşkil ediyor.

 

Bu dosyanın güncel siyasal boyutu ise, benim açımdan şu…

 

AİHM’in bu kararından TSK’ya temel bakışı hakkkında somut bazı ipuçları ortaya çıkacak.

 

Bu da, AKP Hükümeti tarafından ezilmiş ve açılmış çok sayıda siyasi davaya muhatap olan TSK mensuplarından gelen başvurulara verilecek cevaplar açısından önemli.

 

Bu bakımdan, karar çıkınca yazarım zaten.

 

HANGİ MAHKEME KARARI SİYASİDİR, HANGİSİ DEĞİLDİR

 

Bu Hükümetin adamları Anayasa Mahkemesi’ni siyasi olmakla suçluyorlar ya…

 

Anayasa mahkemeleri zaten asıl olarak makro siyasal mahkemelerdir.

 

Yani, ait oldukları devletin kurallarını korurlar.

 

O devletin niteliğine aykırı eylemleri yargılar ve o eylemleri durdurmayı amaçlar ve bunu yaparken temsil ettikleri devletin kurallarının ve bu çerçevede birey haklarının muhafazasını ön plana alırlar.

 

Ama bunu yaparken somut olguları objektif olarak dikkate almak ve örneğin yolsuzluk davalarında delillendirmeyi evrensel hukuk normlarına göre oluşturmak durumundadırlar tabii ki.

 

Peki bu kural dışında siyasi amaçlı olarak verilen ve demokrasiye adil yargılamaya uygun olmayan siyasi mahkeme kararları nasıl olur?

 

Buna bazı örnekler vermek istiyorum…

 

1-Diyelim ki, bir mahkeme yolsuzluk davası görüyor. Aslında suçlanan kişi o yolsuzluğu yapmamış ama yolsuzlukla suçlanan kişi iktidarın muhalifi. Mahkeme de Hükümet kontrolü altında ve söz konusu kişiye karşı eksik ve kasıtlı bazı olguları kullanarak onu mahkum ederse..

 

2-Keza, yolsuzlukla suçlanan kişi o yolsuzluğu yapmış olmakla beraber, söz konusu mahkeme tarafından hükümet yoluyla yönlendirilip, söz konusu zanlıyı aklamaya çalışırsa

 

3-Mahkemeler hükümete muhaliflere, söz konusu hükümetin istekleri doğrultusunda, temel hak ve hürriyetleri ilgilendiren alanlarda ve İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olarak ceza verirlerse (örneğin Erdoğan’ın açtığı karikatür ve köşe yazısı gibi davalarda söz konusu kişilere ceza veren hakimlerin hemen tümü Hükümet etkisi altında siyasi kararlar veren hakimlerdir)

 

4-Hükümetlerin demokrasi düzeni oyuncularını (basın, STK, muhalif siyasi parti vs) tehdit altına aldığı dönemlerde, hükümetlere karşı durdurucu karar almak, o hükümeti fokuslamak ve her kararını dikkatle inceleyip, gerektiğinde hemen durdurmak anayasa mahkemelerinin görevidir. Bu durumda anayasa mahkemeleri söz konusu hükümeti hedef alma hakkına sahiptir anayasal düzen gereğince. Ve, bu durum AYM’leri olumsuz anlamda siyasi karar veriyor şeklinde damgalama hakkını vermez siyasi iktidarlara.

 

Yargı ne zaman olumsuz anlamda siyasidir, yüksek mahkemeler ne zaman makro siyasal davranmak zorundadırlar, hangi mahkeme kararları ve nasıl, hukuk devleti düzenine aykırı kararlar verildiğinde mahkeme kararları olumsuz anlamda siyasi olur gibi konularda bence henüz çok daha fazla ayrıştırma yapmalı olduğumuz bir dönemdeyiz. Ve, bu dönem uzun sürecek. Ben sadece kısaca değindim konuya.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar