Bu sefer de bodoslama batacaklar

Bu sefer de bodoslama batacaklar
28 Eylül 2014 17:30

2011’e dönelim önce kısaca.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Hatırlanırsa, 2011’e kadar Tayyip Erdoğan’ın uzunca bir müddet Beşar Esad ile arası ballı kaymaklı idi.

 

Ailece beraber tatiller yapıyorlardı, Suriye ile vizeler kaldırılmıştı filan.

 

Ortak Bakanlar Kurulu toplantıları yapılıyordu, acaip mutlulardı birlikte.

 

Erdoğan ama Esad’a onun dediklerini yapmayıp, Ortadoğu’nun ağır abisinin otoritesini çizdiği için kızdıktan sonra onu birden dünyanın en zalimi ilan etti ve onu yıkmaya karar verdi.

 

Siyasi seviyesi birbirine kızınca en ağır hakaretleri kullanan mahalle kavgası mensuplarından farklı olmadığı için daha 6 ay önce, balayları yaşadığı Esad hakkında çok ağır konuşuyor ve onu yıkacağını dünyaya ilan ediyor ve 2 haftaya kadar Şam’da namaz kılıp, Esad’ın helvasını yemeyi planlıyordu.

 

Ancak Erdoğan’ın hiçbir hesabının tutmaması gibi, bu da tutmadı ve Esad kaldı.

 

Fakat bu arada Suriye’de Erdoğan’ın Esad’a karşı elleriyle büyüttüğü çiçekleri, pardon Suriye’de konuşlanmış ve din devleti kurarak, din adına milletin gözünü oymayı, başını kesmeyi kendine hak bilen militanları Suriye’de devlet egemenliğini yer yer çok sarsabilecek hale geldiler.

 

Bu sefer oralarda yaşayan halk akın akın Türkiye’ye kaçtı.

 

Türkiye’nin birçok büyükşehir nüfusundan çok daha fazla bir nüfus Türkiye’ye geldi.

 

Erdoğan ilk başlarda bunu istedi çünkü kaçan insanları Esad’ın neden acilen gitmesi gerektiğine dair bir gerekçe olarak kullanmayı planlıyordu.

 

Fakat olay o hale geldi ki, kaçan insan sayısı artık Türkiye’nin fiziksel kapasitesini çatlatınca, geçtiğimiz hafta Erdoğan’ın kısmi yol arkadaşı ve stratejik bataklık mimarlarından Davutoğlu Kobani’deki barbar IŞİD saldırısından kaçan insanların içeri alınmaması talimatını verdi önce Valilerine.

 

Fakat durum çok berbattı, elinde, karnında bebekli kadınlar, -1-2 yaşında çocuklar, yürüyemeyen ihtiyarlar, hastalıktan bitap düşmüş ve kucaklarda taşınan insanlar vs, sınırdan içeri almamak mümkün değildi, ki, ben olsam o durumda sınırı kesinlikle ben de açtırırdım ama tabii ben vaktiyle böyle aşağılık, sefil ve de bölge karıştırıcı bir dış politikaya asla yanaşmaz, sadece ve sadece Atatürk’ün zamanında uyguladığı o olağanüstü kalitede ve nitelikli dış politika hattını takip ederdim. Neyse.

 

Onu diyordum…

 

Kobani’den kaçanlarla da iş artık o safhaya geldi ki, daha fazla insanın Suriye’de IŞİD’den kaçarak Türkiye’ye gelmesi fiziken mümkün değil artık.

 

Şimdi de, önümüzdeki günlerde Erdoğan başkanlığında toplanacak güvenlik zirvesinde bu konuların nasıl ele alınacağı bugünkü Erdoğan bağımlısı Yeni Şafak gazetesinde duyuruldu.

 

Buna göre, örneğin, IŞİD’e yönelik operasyonlar aynı zamanda Esad’ın da gitmesini hedefleyecek olmalı ve Türkiye IŞİD karşıtı batı cephesine ancak ABD Türkiye’ye IŞİD ile beraber Esad’ı da iktidardan indirme sözü verirse destek olacakmış.

 

Ancak Erdoğan bu sefer de sonuç alamayacak.

 

Çünkü ABD Esad’ı götürme gibi bir hedef artık taşımıyor.

 

Çünkü Irak deneyiminden daha beterini Suriye’de yaşayacağını kabul etmeye başladı bir süredir.

 

Öte yandan fonda bekleyen bir Rusya faktörü halen aynı güçte duruyor.

 

Esad tek başına birisi değil, ardında feci bir Rusya gücü var.

 

Dolayısıyla Erdoğan bu önümüzdeki sürede de yine olmayacak hedeflerle kendini harab edecek…

 

Tabii ülkemizi de.

 

BİZ NE YAPACAĞIZ?

 

Almanya geçtiğimiz gün kendi vatandaşlarını Türkiye’de tatil yaparlarsa, IŞİD’den gelebilecek terör saldırıları nedeniyle metro, alışveriş merkezi gibi yerlere ve şehirlerin kalabalık merkezlerine yaklaşmamaları konusunda uyardı.

 

Almanya muhakkak ki bu uyarıyı kendi istihbarat kurumlarından aldığı bilgiler neticesinde yapıyor ve bu kapsamda bildikleri şeyler var ve bu nedenle de kendi vatandaşlarını güvenlikleri açısından uyarıyor.

 

Almanlar tatil yapmaya zorunlu değil Türkiye’de ama biz ne yapacağız?

 

Şehrin kalabalık merkezine yaklaşma, metroya yaklaşma, alışveriş merkezine gitme…

 

Veya da bizim canlar patlıcan mı?

 

MUHALEFET YİNE EZİK OLMASA BARİ

 

Erdoğan önümüzdeki dönemde yine bir sürü milli çıkar yaygarası yaparak, muhalefeti sindirmeye çalışacak.

 

Mesela Ortadoğu politikalarına muhalefetten milli çıkar bahanesi ile destek isteyecek.

 

Muhalefet destek vermezse, onları milli çıkarları çiğnemekle suçlayacak..

 

Geçen sefer CHP’yi de psikolojik olarak ezmeyi başarmıştı.

 

Bakalım bu sefer de aynı başarıyı yakalayacak mı, ki, görünen yine o ki muhalefet yine ezik kalacak Erdopan karşısında.

 

Ya, acaba bir siyasi eziklik terapi merkezi kurulsa, faydası olur mu?

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Galiba bu iş tutacak
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet