Bu gecenin kadrini bilmek gerek!

Bu gecenin kadrini bilmek gerek!
30 Mayıs 2019 08:20

Halkın Habercisi ailesi olarak, Kadir Gecenizi Tebrik eder. Allah Tekrarını Nasip Etsin. Yaptığınız tüm ibadet ve dualarınızı Allah kabul etsin. Amin…

 

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

 

 

31 Mayıs Cuma günü’nü Cumartesi gününe bağlayan Ramazan-ı şerifin 27’ci gecesi, gece Kadir Gecesidir.

Şüphesiz Cenab-ı Allah’ın tevhidi: İbadetlerin aslı, hidayetlerin kaynağı ve mü’min ile müşrik arasında ayırıcı bir unsurdur.

Kadir gecesinin önemi, Kadir Suresi’nde izah edilmektedir…

Bu gecenin mana derinliğinde, bu müberek gecenin ehemiyetine inanarak, sabah namazına kadar, Kuran okuyarak, namaz kılarak eda etmeliyiz.

Kadir gecesi demek, azamet ve şeref gecesi demektir. Kur’an-ı Kerim de başka hiç bir geceye bu denli önem atfedilmemiştir. Çünkü bir bakıma Kadir, kıyamet ve üstün değer manasını ifade eder.

Bu gecenin kadrini bilen ve onu iyilikler ve ibadetleriyle ihya eden kimse Allah katında yüksek değer ve şeref sahibi olur. Bu gecede yapılan ibadetler, için de Kadir gecesi bulunmayan bin aydan daha hayırlıdır.

Türk İslam dünyası olarak, dinimize ve dünyamıza ait görevlerimizi eksiksiz yapmalıyız. İyilik ve yardım bakımından akraba ve etrafımızdaki insanları gözetmeliyiz.

Yaptığımız her işte Cenab-ı Hakkın rızasını aramalıyız. Her gecemizi Kadir gecesi ve her günümüzü Cuma günü gibi mübarek bilmeli ve bu vakitleri de ihya etmeliyiz.

İşte o zaman dünyanın gerçek huzurunu ve Ahiretin ebedi saadetini elde edebiliriz.

Hindistan da İslam dünyasının önde gelen din görevlilerinden, Hafız, Mevlevi Seyyid Asaf Ali hocanın;”Kadir gecesi, 11 (On bir) defa Ayetel Küsü’yü, 100 (yüz) defa Kadir Suresini, ayrıca 1000 (bin) defa da İhlas Suresini okumalıyız” önerileri de anlamlıdır…

Bu mübarek gece Türk İslam dünyasının, birlik-beraberliği yönündeki dualarımızın kabulüne, büyük bir fırsattır.

Kur’an-ı Kerim, Müslümanlara inanmışlığın verdiği bir histir ki; Kur’an-ı Kerim’in verdiği bu his, İslam dünyasını ilerleme-gelişmeye sevk eden en büyük kudret kaybnağıdır…

Kur’an fakirlere teselli verir. Haksızları ayıplar. Mevki makam ve zenginlik imtiyazı (Ayrıcalık) tanımaz. Kur’an, riyakarlık duygularıyla Müslüman görünüp makamlarını, çıkar amaçlı kullananlara ve devletin malını talan edenlere karşı Kur’an, korkusuz doğru yolu gösterir…

Huzur islamda, Allah’ın emir ve yasaklarına uyma samimiyetindedir.

İnsanlar daima huzurlu olmak, temel hedeftir.

Zengin-fakir demeden herkes onun için mücadele eder…

Yalnız bu dünya için değil, ahiret için de aynı duygu ve düşüncedeyiz. Huzur ve sağlığı arayalım ve huzura nasıl ulaşabileceğimizi bulmaya çalışalım.

Kur’an öyle bir sestir ki onu bütün dünya dinleyebilir. Bu sesin aksi saraylarda, çöllerde, şehirlerde, devletlerde çınlar.

İlaçla tedavisi mümkün olmayan ”ruhi ve bedeni” hastalıklar için yedi gün, yedişer defa hulusu (Gönül temizliği) kalp ile okuyan kimseyi Cenab-ı Allah, o mübtela olduğu hastalıktlara şifa verir, buyuruyor.

DUA: ”Ya mubdielberaya ve muidefa bade fenaiha bikudretihi bihürmeti Muhammedin ve ehli beyti Muhammed.”

Hindistan’nın ünlü din görevlilerinden hafız-Mevlevi Seyyid Asaf ali hoca diyor ki: Hastalığı yenmek için, “7 Ayetel Kürsü, üç İhlas, bir Felek, Bir Nas Suresini okuyup daha sonra, şu duayı yapınız. Dua: “Allahümme rabben nasi ezhibil be’se eşfi enteş şafi la şifae illa şifaüke şifaen la yüğadiru sekamen”

Meali: “Allah’ım! Sen bütün insanların rabbisin. Bunun ızdırabını gider. Şifayı veren sensin. Senden başka şifa veren yoktur. Buna hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver.” diye dua ediniz.

Kur’an-ı Kerim de bazı şifa ayetleri:

1- “Ve iza meridtü fe hüve yeşfiyn.”

2- “Fihi şifaün linnasi inne fi zalike le-ayeten likavmin yetefekkerun.”

3- “Ve şifaün lima fissuuduri ve hüden ve rahmetün lil mü’miniyn.”

4- Ve yeşfi sudure kavmin mü’miniyn.”

Bu Sureleri daima okumayı alışkanlık haline getirelim ki, Cenab-ı Allah şifa versin.

Numan Aladağ diyor ki: ”Kur’an okuyup Cenab-ı Allah’a inanan inançlı insanlar, hastalıklara karşı daha güçlü irade sahibi olup sabır edip şifaya kavuşuyorlar.”

Cenab-ı Allah’a inanan ve maneviyatları güçlü olan insanlar hastalıkların sebep olduğu acıları daha az hissetmekte ve şükür edip hastalıklarıyla yaşamaya daha çabuk adapte olmaktadırlar. Allah’a inanan hastaların hastalıkların sebep olduğu acılarla daha kolay mücadele ettiklerini, bunun da hastalığın tedavisi için önemli bir etken olduğunu unutmamalıyız. İradeyi güçlendirmek, hastalığın yarısını tedavi etmek demektir.”

Hindistan’lı fizik doktoru diyor ki: “Namaz kılan ve Kur’an okuyan hastalarımın romatizmal hastalıklara yakalanmamaları dikkatimi çekti. Ayrıca düşünce ve her türlü gerginlikten de uzak kalmaktadırlar.”

Onun içindir ki, Kur’an okumasını bilenler ve dinlemeye özen göstern hastalar için, Kadir gecesi bir fırsattır.

Numan Aladağ diyor ki: ”Sadakat ve samimiyetle müslümanım diyenler, Cenab-ı Allah’a su ve hava kadar muhtaç olduğunun bilincinde olmalıdır.”

“Samimi müslüman o kimsedir ki, kendisine bir ihtiyacını söyleyen müslüman kardeşini mahrum etmez, ihtiyaçlarını karşılar.”

“Kalbini Cenab-ı Allah’dan çevirip dünya işlerine odaklananlar ve aşırı isteklere düşen, bela kefenine sarılır ve pişmanlıklar mezarına gömülür.”

Kur’an-ı Kerimin öğrettiği esaslar, bireysel ve toplumsal huzurun, adaletin, birlik ve beraberliğin, eşitliğin kaynağıdır.

Bu kaynaktan nasiplendiğimiz kadar, huzurlu, birlik ve beraberlikte sorunsuz, adil bir toplum olmanın güzelliklerini yaşayacağız.

1- Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: Kadir gecesinde okunacak dua: ”Allahümme inneke afüvvün tuhibül afve fa’fi anni” dusını okuyun buyuruyor.

Manası: (Allah’ım sen çok affedicisin, affı seversin, beni affet.) diye dua et buyurdu.

2- Bu Mübarek Kadir gecesinde, kaza namazı kılmalı, Kur’an-ı Kerim okumalı ve okuyan varsa dinlemelidir.

3- Kabristanlıklar ziyaret edilerek Kur’an okumasını bilenler, Kur’an okusunlar, bilmeyenler ise bildiklerini okusunlar.

4- Bin aydan hayırlı olmak ile beraber meleklerin yeryüzüne inerek şafak zamanına kadar Kur’an okuyarak, namaz kılarak, dua ederek, imkanlarımız kadar fakirlere hayır hasenat yapmak ve yardımda bulunma çok sevaptır.

Böyle mübarek geceleri fırsat bilerek her zaman’kinden daha fazla Cenab-ı Allah’a karşı vazifelerimizi, sadakat ve samimiyetle yapmalıyız. Kadir gecesi, dünya ve ahiretimiz için en büyük fırsat ve saadet kaynağı olduğunu hiç bir zaman unutmamalıyız.

Resulullah Efendimiz’in ruhuna salat-ü selamlar göndermeli, bu geceyi sahur ve sabah namazına kadar eda etmeliyiz.

Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: ”Kim inanarak ve mükafatını da yalnız Cenab-ı Allah’tan umarak Kadir Gecesini ihya ederse, geçmiş günahları affedilir.”

NOT: Haram yiyen çıkarcılar, bu hadis-i şerif-i okuyup ve Kadir gecesini fırsat bilerek, edindikleri her türlü haram olan şeyleri iade etmelidirler ki, Cenab-ı Allah dualarını kabul edip, günahlarını affetsin.

Her türlü ahlaksızlıkların ana aktif maddesi, rüşvet, riyakarlık (İkiyüzlülük), raf bedeli şartı ve kara paradır. Eğer ki bu para hareketlilikler, Maliye ve tüm güvenlik güçleri tarafından sigara yasağı gibi kontrol edimediği zaman, insanların böyle mübarek günleri eda etmemesine sebep olup, Şeytana tapmak demektir. Acile Maliye Bakanlığı bu kara para hareketliliğine dur demelidir ki, insanların her türlü günah işlemeleri frenlenmiş olsun. “Lafla müslümanım, Milliyim demek olmaz.”

Utancı giden kimsenin kalbi de ölür. (Hz. Ömer r.a.)

Ne söylediğine ve hangi zamanda söylediğine dikkat et. (Hz. Ebubekir)

Cahillerin kalbi dudaklarında, alimlerin ağzı kalplerindedir. (Hz. Ali r.a.)

Değerli okuyucular,

”İnsana en yakın zaman atidir” kelamı, ne kadar yerinde bir söz! Dün denecek kadar yakın bir tarihte, Mübarek Ramazan-ı şerifi eda etmenin heyecanı ile sevinirken, bayrama yaklaşmışız. Bu Mübarek aydan ayrılmanın üzüntüsü, bayramın sevinci kadar büyüktür.

İslamın şartlarından bulunan Orucun farz kılındığı, Kur’an gibi muhteşem bir kitabın indirildiği Ramazan-ı şeriften ayrılmak çok zor oluyor. Lakin bin aydan hayırlı bir geceye kavuşmak için bu ayrılığa katlanmak gerekiyor. Ayrılıkta kavuşma, kavuşmakta ayrılış, üzücü ve tad, birlikte ve iç içe sunulmuş bulunmaktadır.

Kadir’in bu yüce değeri nereden gelmektedir?

Cenab-ı Allah’ın kitabı olan Kur’an-ı Kerim, Kadir’de indirilmiştir. Kadir, gerçekten değeri yüksek bir gecedir. Kur’an’ın bu gecede inmeye başlaması ile kıymeti bir kat daha arttı. Zira sultana saray gerekirdi. Kur’an sultanına Kadir gecesi zarf oldu. Kitab-ı ilahinin ineceği zamanın, diğer zamanlardan daha üstün bir değere sahip olması tabiidir. Kur’an-ı Kerim’in bu gecede indirilmesi geceye ikinci bir şeref kazandırmış oldu.

Kadir’in, kadri bilinirse, ondan istifade edilir. Değeri bilinmedikçe her gece Kadir olsa ne istifademiz olur. Bunun içindir ki ”Her gördüğünü Hızır bil, her geceni Kadir bil” buyruluyor. Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: ”Kim (faziletine) inanarak ve (Allah’ın rızasını) umarak Kadir gecesinde (İbadet için) kalkarsa geçmiş günahları affolunur” buyuruyor.

Üzüntüyü, sadece kendi ümmetinin kısa ömürde fazla hayra koşmayacağından ileri gelmekte idi. Cenab-ı Allah, Habibi’nin kalbini hoş etmek için bu geceyi ikram etti. Bir gecede bin ayın sevabını lütfedeceğini vaad buyurdu.

Değişik rakamlar taşıyan kağıt paraların, birbirinden fark ve üstünlüğü, ne kağıtlarının ebatından ve de niteliğinden ileri gelmektedir. Sadece darbhanenin vurduğu üzerindeki rakamdan doğmaktadır. Kadir gecesinin değeri de, manevi darphanede böyle basılmıştır. Mevlamıza göre ne güçlük var.

Makam ve mevkilerini, çıkar amaçlı kullananlar, Kur’an-ı Kerim’e, İslamiyete ve vatana verdikleri zararları göz önüne alarak, bu riyakarlık duygu ve düşünceleriyle işledikleri günah ve suçlara ortak olmamamız için, dikkatli olmamız gerekir. Eğer çıkarcılara, bile bile destek verdiğimiz zaman, onların tüm faaliyetlerine ortak olacağımızı unutmayalım.

İslam alemi olarak, biliriz ki sabır; ahlaki esasların en yükseği ve hatta ana mayasıdır. Sabır denilen meziyete sahip olmayan insanlar bencil düşünce ve dünya işlerini ön planda tutma ahlakına sahip olmaları münasebetiyle riyakarlığını onaylayan insanlardır.

Tıpkı bunun gibi ahlak bakımından en üstün bir mevki ihraz etmiş olanlar da mutlaka sabır denilen meziyete sahip olan kimselerdir. Zira; hem dünya yaşamındaki engelleri yenmek, hem de Allah yolunda bazı tahammülü güç eziyet ve cefalara katlanmak, nefsin hoşuna gitmeyen sıkıntılara razı olmak Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmak tamamen sabır denilen ahlaki üstünlük sayesinde mümkündür.

Değerli müslüman kardeşler,

Cenab-ı Allah sabredenleri huzur, sağlık ve saadetle müjdeliyor. Oruç tutarak sabredenlerin dünyada ve kendi huzurunda nail olacakları yüksek mevkiden ve saadetten çok bahsediyor. Allah’ın bu methine layık olmak vicdan sahibi insan için en büyük şeref değil midir?

Cenab-ı Allah nice Kadir Gecesine Emsal-i Azisesiyle tekrar bizleri eriştirmesini feyiz ve bereketilerinden faydalandıran kullarının kervanına cümle İslam aleminie nasip etsin. Amin…

Niyetlendiğimiz her şeyde, Cenab-ı Allah bizleri muvaffak kılsın. Eğer başarırsak, fazilet tek olan Cenab-ı Allah’a aittir.

Cenab-ı Allah, Vatanımıza, Bayrağımıza, toprağımıza göz dikenleri, ayrım yaparak çıkar amaçlı makamlarını kullanan Riyakarları, kahr-ı perişan etsin, bu çıkarcılara fırsat vermesin. Amin…

Cümle vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.

Kaynakça:

Hindistan’nın, ünlü İslam alimi hafız Mevlevi Seyyid Asaf Ali

Diyanet işleri Başkanlığı 207 No’lu yayını

Bazı Hadis-i şerif’lerin kaynakçası, Erzurumlu Hafız Abdullah Aldır Hoca

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun