Bu bir; Osman Kavala, Nafiz Kaya, Alper Taşdelen Ermeni Soykırım sergisi haberidir…

Bu bir; Osman Kavala, Nafiz Kaya, Alper Taşdelen Ermeni Soykırım sergisi haberidir…
25 Ocak 2018 14:00

Çağdaş Ses adlı CHP’lilerin özellikle İstanbul’da en çok okudukları haber sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Ece Sevim Öztürk, gündemi sarsmaya devam ediyor. Öztürk’ün yazıları daha sonra bir çok önemli gazeteci tarafından da alıntılanıyor. Öztürk’ün Çankaya Belediyesi ile ilgili deprem yaratacak yazısını aynen paylaşıyoruz.

 

 

İşte o satırlar:

 

 

CHP – ABD hattındaki “işgali” araştırmaya devam ediyorum.

 

CHP’li belediyelere FETÖ operasyonları, o belediyelerin ABD ile ilişkileri, Kılıçdaroğlu başta olmak üzere CHP’ye yönetici yapılan isimlerin ilişkileri gibi daha önce hiç tartışılmayan konularak ışık tutmaya çalışıyorum.

Amacım, ABD ile işbirliği yapmaktan çekinmeyen, kendilerini “solcu” olarak tanımlayarak muhalif düşüncedeki vatandaşları ve CHP üyelerini kandırarak kirli ortaklıklarını gizleyen isimlerin gerçek yüzlerini belgeleriyle ortaya koyabilmek.

Yazdıklarıma partililerin çok şaşırdığını görüyorum. Bu yazdığım isimlere politik olarak destek verdiğini söyleyen pek çok muhalifin bu desteği sorguladıklarını görüyorum.

Nasıl ki medyada Artı 1 Tv’de, Cumhuriyet Gazetesi’nde olduğu gibi bir ABD işgali söz konusu olup, bu doğrultuda yayımlar yapılarak muhalif basın dizayn edilmek istendiyse, CHP’deki işgal ile de tüm ana muhalefet dizayn edilmek istenildi.

 

 

CHP’DE AMERİKANCILIK: GEREKİRSE GÜLEN İLE GEREKİRSE PKK İLE YAKINLIK GEREKTİRİR

 

 

CHP’de de yönetici kadrolara sızmayı başarak bu ekip her şeyden önce Amerikan çıkarlarını gözeterek siyaset yapıyor. Amerikancılık böyledir; ABD uygun görürse ister FETÖ, ister PKK terör örgütüyle işbirliği yaptırır. O anki çıkarlarına göre şekillendirir tavrını. Herkes bunu iyi görmek zorunda.

Afrin operasyonuna böylesi farklı seslerin yükselmesi de bu yüzdendi. Bir turnusol kağıdı gibi; ABD’nin PYD üzerindeki çıkarları sebebiyle karşı çıktığı bu operasyona, -savaşa insani gerekçelerle hayır diyen samimi vatandaşların haricinde- yalan ve manüplasyonla karşı çıkanların kimler olduğuna bakarsanız demek istediğimi daha iyi göreceksiniz.

AKP’nin dış politikayı geri dönülemez bir noktaya sürüklemiş olmasının haricinde, CHP’nin dış politikada nasıl hep ABD yanlısı tavır aldığını yıllardır anlatıyorum, okuyucularım biliyor. Bugünse bu işbirliğinin nerelere ne denli sızdığını görmek beni bile hayretlere düşüyor.

 

 

CHP DÜZELMEDEN 2019’DA KAZANMAK HAYAL

 

 

CHP değişmeden hiçbir şey düzelmeyecek. Ve bu yüzden, CHP’nin içindeki ABD işbirlikçilerinin gerçek yüzleri ortaya çıksın ve 2019’da Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığının dayatılması gibi bir facia yeniden yaşanmasın diye bu araştırmalarıma devam edeceğim.

Herkes bunu böyle bilsin.

 

 

ÇANKAYA DAHA ÇOK SU KALDIRIR

 

 

En son yazımda Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ile ABD hattındaki çizgilere göz atmıştım. ABD Başkanını finanse eden Ali Rıza Bozkurt’un, Kılıçdaroğlu’nu, (Hüsamettin Özkan ile ABD gezisi yaptıktan sonra CHP örgütünü karşısına alarak Çankaya Belediye Başkanı yaptığı) Alper Taşdelen’i ve Erdoğan Toprak’ı da ağırladığını ve hemen ardından Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylaştırıldığını, o yemekte de CHP’nin tavrının konuşulduğunu yazmıştım.

 

 

ABD BAŞKANININ FİNANSÖRÜ “MÜTHİŞ TÜRK”: ALPER TAŞDELEN’İN NİKAH ŞAHİDİ

 

 

Alper Taşdelen’le ilgili olarak, bu ilişkileri desteklemek amacıyla birkaç meseleye daha değineyim. Alper Taşdelen, Nurkezban Celebcioğlu ile nikah masasına oturuyor ve Taşdelen çiftinin nikah şahitleri de o yemeğin ev sahibi “müthiş Türk” lakaplı Ali Rıza Bozkurt oluyor.

 

1

*Celebcioğullarının CEPA AVM ve Çankaya Belediyesi ile ilgili yolsuzluk haberlerine girersem yazı amacından sapacak, merak eden biraz internette gezinirse oldukça ilginç bilgilerle karşılaşabilir.

 

Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı Anıl Sevinç’in ABD ilişkilerine de aynı yazımda değinmiştim zaten. Bu yazımda Çankaya’daki diğer başkan yardımcısına da göz atmanızı rica edeceğim:

 

Nafiz Kaya.

Çankaya Belediyesinde “Kültür ve Sosyal İşler, Sosyal Yardım İşleri, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler, Muhtalık İşleri ve Destek Hizmetler Müdürlüklerinden Sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı” olarak görev yapıyor.

 

 

ÇANKAYA BELEDİYESİ ELİYLE SÖZDE ERMENİ SOYKIRIMI PROPAGANDASI

 

 

Kasım 2015’te beyefendinin sorumluluğunda olan bir etkinlik düzenleniyor.

Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde Sanart Estetik ve Görsel Kültür Derneği tarafından, “Dildilian Kardeşlerin Objektifinden Bir Ermeni Ailesinin Yitik Geçmişine Tanıklıklar (1872-1923)” isimli sergiye yer veriliyor.

2

 

SERGİNİN ORGANİZATÖRÜ OSMAN KAVALA!

 

 

Sergiyi yapan isim Tsolag Dildilian’ın torunu olan Armen Marsoobian. Bu şahsı araştırdığımda Southern Connecticut State University’de 1915 Soykırımına Ermenilerin Edebi ve Sanatsal Yaklaşımları (Armenian Literary and Artistic Responses to the Genocide of 1915) isimli bir ders verdiğini gördüm. Dünyanın her yerinde Türkiye’nin soykırımcı bir ülke olduğunu anlatıyor.

 

Peki kimdi bu etkinliğin organizatörü?

Osman Kavala.

Şimdi tutuklu bulunan Osman Kavala’nın yönetim kurulu başkanı olduğu “Anadolu Kültür”, bir aile fotografyası gibi görünen soykırım propagandasını organize ediyor hem de CHP’li belediye eliyle!

 

3

 

CHP’nin oylarıyla kazanılan bir belediye olan Çankaya’da Başkan Yardımcılığı yapan Nafiz Kaya da Osman Kavala ve 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” olarak nitelendiren ve bu hususta dersler veren Armen Marsoobian ile birlikte bu etkinliği düzenliyor.

Nafiz Kaya, bu propagandaya imkan sağladığı için kendisiyle ne kadar gurur duyduğunu şu tweetiyle anlatıyor:

 

4

Fotoğrafta Armen Marsoobian ile Osman Kavala’yı da yan yana görüyoruz:

5

 

HRANT DİNK “EMPERYALİZMİN ALÇAK HAKEMLİĞİNİ KABUL ETMİYORUM” DİYORDU

 

1915 olayları tehciri için “Atalarım ‘kıyım’ derdi, ben ‘yıkım’ diyorum ve o yıkım olmasaydı ülkem daha güzel bir yer olurdu, biliyorum. Ve geleceğimi geçmişimin içinde boğmaya çabalayan emperyalizmin, alçak hakemliğini, kabul etmiyorum” diyen ve katledilen sevgili Hrant Dink’in barış dilini kullanmak yerine acıları körükleyerek ABD’nin istediği doğrultuda hareket eden bu isimlere CHP’li bir belediyenin “soykırım propagandası için” yer açması kabul edilemez.

 

CANAN KAFTANCIOĞLU VE ERMENİ MESELESİ

 

Canan Kaftancıoğlu da 1915 olaylarını “Ermeni soykırımı” tabiri ile yadetmişti biliyorsunuz. Tweeti ilk gördüğümde çok şaşırmıştım, şimdi baktım silmiş tweetini. “Silmedim” diye de yalan söyleyip “solcu olmayan anlayamaz” gibi bir şeyler gevelemiş. Tweeti silmesini anlayabiliyorum. Zira, CHP programı açık bir şekilde meseleden “Sözde Ermeni soykırımı iddiası” şeklinde söz ediyor:

“CHP, Sözde Ermeni Soykırımı iddiası ile ülkemizin haksız önyargılarla suçlanmasına karşı bugüne kadar Partimiz öncülüğünde sürdürülen kararlı duruşa sahip çıkmaya devam edecektir.”

 

PARTİ SUÇU İŞLEYEN BİR İL BAŞKANI

 

CHP İstanbul İl Başkanı seçilen hanımefendi, CHP’nin programı ile uzaktan, yakından alakası olmayan bir isim ve parti suçu işliyor.

Canan Kaftancıoğlu önemsiz; sözünün arkasında durabilecek, düşüncelerini özgürce açıklayabilecek biri değil. Sol literatürle slogan atıp, bir liberal gibi düşünüyor ve yaşıyor. “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını “bireyci değil” diye reddediyor kadın. Solun evrensel değerleri, toplumsal olanı bireyselciliğin önünde tutar. Hanımefendi bilmiyor muhtemelen, mühim değil. Bahsi geçen sloganın aksine PKK’lı Sakine Cansız’ı “militer” bulmuyor oluşu meselesine de girmeyeceğim.

 

ATATÜRKÇÜLERİ DOLABA KAPATMAK İÇİN ADAYMIŞ

 

Ancak kongreden bir gün önce CHP’yi İstanbul’da iktidar yapmak için değil de “Gardırop Atatürkçülerini dolaba kapatmak için adayım” demiş olmasına değinmemek olmaz. Hele ki bu demeci kendisine yoğun desteğini sonuna kadar hissettiğimiz Aydın Doğan’ın medyasına vermişse.

CHP bunca yıldan sonra ilk kez, referandumda İstanbul’u AKP’den almıştı, malumunuz. Şimdi tüm amacının CHP’deki Atatürkçüleri gardıroba tıkmak olduğunu söyleyen bu hanımefendiyi artık ciddiye alıp kelâm etmek gereksiz diye düşünüyorum. Ben kongreden önce uyarımı yapmıştım, artık kendisine oy veren kimi CHP’li milletvekilleri esnaf gezisine çıktığında düşünsün.

Canan Kaftancıoğlu önemsiz ancak, biraz önce sözünü ettiğim etkinliğe dönersek eğer…

 

OSMAN KAVALA: ABD’Lİ SOROS’UN TESEV’İNİN KURUCU ÜYESİ

 

Osman Kavala önemli.

Zira kendisi TESEV’in kurucu üyelerinden.

6

TESEV, dünyanın en zengin adamlarından olan Macar – Yahudi asıllı ABD’li spekülatör George Soros’un Türkiye’de desteklediği think-tank kuruluşu. Kurucuları Türkiye’nin önde gelen sermayedarları ve ABD çıkarlarını her şeyin önünde tutarak hükümetlere “nasıl siyaset yapacaklarını” dayatır hale gelen bir kuruluş. Pek çok yasa paketi TBMM’nin gündemine gelmeden hemen önce TESEV’in gündemine geldi hep. Soros’tan vakfa fon sağlayan dönemin başkanı Can Paker aynı zamanda Soros Vakfı’nın da başkanlığını yaptı. TESEV üyelerinden Cüneyt Zapsu, Erdoğan’ın ABD ilişkilerinin de mimarı. Zapsu, Amerikalı think-tank kuruluşu AEI’deki konuşmalarından birinde, Büyük Ortadoğu Projesi’nin nasıl uygulanacağını anlatıyordu.

Bu ilişkilere başka yazılarda yeniden değineceğim, ancak…

 

KILIÇDAROĞLU’NUN TESEV ÜYESİ OLDUĞUNU BARIŞ YARKADAŞ ORTAYA ÇIKARMIŞTI

 

Soros’un TESEV’inin Osman Kavala gibi önem arz eden diğer bir kurucu üyesi daha vardı:

Kemal Kılıçdaroğlu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da TESEV’in 183 No’lu üyesi olduğunu, şimdi CHP İstanbul Milletvekili olan Barış Yarkadaş’tan gazetecilik yaptığı sıralarda öğrenmiştik.

7

 

Şöyle yazmıştı Yarkadaş:

 

“Kılıçdaroğlu, Açık Toplum Enstitüsü kurucusu Soros’un desteklediği TESEV’in 183 no’lu kurucu üyesidir. Vakfın kurulması için gerekli olan “vakıf senedi”nin de hissedarlarıarasındadır. TESEV’in kurucuları, üyeleri ve mütevellileri arasında Ethem Sancak, İnan Kıraç, Can Paker, Asaf Savaş Akat, Nuri Çolakoğlu, Osman Kavala, Tarhan Erdem, Gazi Erçel, Jak Kamhi, İshak Alaton Cüneyt Zapsu ve Bülent Eczacıbaşı gibi isimlerin olduğunu hatırladığımızda,Kılıçdaroğlu’nun “kafa karışıklığı”nın sebepleri daha iyi anlaşılacaktır.

Kılıçdaroğlu, 2001 – 2002 döneminde hisse sahibi olarak mütevellileri arasına girdiği ve ideolojik gıdasını aldığı TESEV’den o denli etkilenmiştir ki; CHP’nin duracağı yeri de bu yüzden bir türlü belirleyememiştir.

Bu hafta yapılacak olan CHP MYK’da bu planın en radikal adımı atılacak. CHP İstanbul İl Başkanı eski SODEV’ci ve 10 Aralık Hareketi Üyesi Oğuz Kaan Salıcı, İstanbul’daki 14 ilçenin başkanlarının görevden alınması ve yerlerine Karayalçın’la SHP’de çalışmış 14 ismin getirilmesi için “yeni bir hamle daha” yapacak. Salıcı, ilk hamlesi perşembe günü başarısızlığa uğramasına rağmen, şansını yine deneyecek. Bu hamle gerçekleşirse, CHP’nin İstanbul’daki 14 ilçe başkanı görevden alınacak. Yerlerine ise SODEV, 10 Aralık Hareketi ve Karayalçın’ın SHP’sinde görev almış kişiler “paraşütle”getirilecek.”

Yarkadaş’ın tam yedi yıl önceki yazısı ne kadar da ilişkiler ağını açık bir şekilde gözler önüne seriyor, değil mi?

Aynen dediği gibi oldu.

Kılıçdaroğlu her “kafası karışmış” gibi görünen adımında, ABD’li Soros’un desteklediği TESEV’den etkileniyor ve CHP’nin duracağı konuma bir türlü karar veremiyordu.

Afrin için bir gün “kefenliler gitsin” diyor, öbür gün “tam destek” veriyordu.

10 Aralık hareketinin yıldızları birer birer “paraşütle” partinin tepelerine konduruluveriyordu.

Kılıçdaroğlu partiye Genel Başkan olur olmaz partiye üye olmuş olanlar, bir anda çok kritik yerlerde yönetici oluyorlardı.

Osman Kavala’ya CHP’li belediyeler, Ermeni soykırımı propagandası için sergi imkanı sağlıyor ve bununla gurur duyuyorlardı.

 

Böyle CHP’lilik olur mu?

 

CHP İstanbul İl Kongresi’nde tam sonuçlar açıklanmak üzereydi. Kaftancıoğlu, destekçileri ile birlikte divana doğru yürüyordu. O an divanın üstündeydim. İlginç bir ana tanıklık ettim. 10 Aralık hareketinin adayı olan Kaftancıoğlu’nun kongreyi kazandığı anlaşıldığı an bir karmaşa oldu. O an oluşan kaosu durdurmaya çalışan ve Kaftancıoğlu’nu korumaya çalışan bir genç, kalabalıktaki arkadaşlarını şu sözlerle şöyle sakinleştiriyordu:

 

“Abi gözünü seveyim, yapmayın. Hepimiz SODEV’liyiz, yapmayın.”

Hepiniz SODEV’li, hepiniz TESEV’li, hepiniz 10 Aralıkçıydınız.

Ancak hiçbiriniz, hiçbir zaman CHP’li olmadınız.

 

http://www.cagdasses.com/yazarlar/ece-sevim-ozturk/451/chpde-amerikancilik-osman-kavalaya-ermeni-soykirimi-sergisi-actirtti