Bir yılda iki doğum ve tedirginlik

Bir yılda iki doğum ve tedirginlik
18 Nisan 2012 13:10

Hz. Muhammet’in doğum günü Müslümanlar tarafından Mevlit Kandili olarak yüzyıllardır kutlanmaktadır.

Hz. Muhammet’in doğum günü Müslümanlar tarafından Mevlit Kandili olarak yüzyıllardır kutlanmaktadır.

 

 

 

 

 

Hilmi Saral  H&H YORUM

 

Süleyman Çelebi’nin Mevlit adlı mersiyesi İslam’ın yüce peygamberini en güzel anlatan şiirlerden biridir. Mevlit’in güzelliği bizim toplumumuzda o kadar benimsenmiştir ki sadece kandillerde değil, düğün, nişan, sünnet gibi törenlerde de yaygın bir biçimde okunmaktadır. Güzel sesli Mevlithanlar tarafından okunan Mevlit, Türkçe bilen bilmeyen, Müslüman olan olmayan herkesi etkileyebilecek güzelliktedir.

 

1989 yılından bu yana Hz. Muhammet’in doğumu sadece bizim ülkemizde “Kutlu Doğum Haftası” adıyla kutlanmaya başlandı. Hicri Takvime göre Mevlit Kandili, Miladi Takvime göre Kutlu Doğum olmak üzere Peygamberimiz bir yılda iki kez doğum günü kutlanır duruma getirildi. Böyle bir gariplik de ancak bizde olur. Mevlit Kandili her yıl on üç gün öne geliyor. Kutlu Doğum Haftası 16-20 Nisan günlerine sabitlenmiş.

 

2012 Kutlu Doğum Haftası’nda Başbakanımızın yaptığı konuşmayı dinliyorum. Konuşmasında, Seçmeli Kuran Dersi ve Hz. Muhammet’in Hayatı derslerinin gerekliliğini anlatıyor. Peygamberimizin örnek yaşantısını övüyor. Güzel konuşuyor, güzel şeyler söylüyor.

 

Konuşmasında, “Efendimizin çocuklara yolda selam vererek hatırlarını sorduğunu, gözyaşlarını sildiğini, kuşu ölen bir çocuğa baş sağlığına gittiğini” anlatıyor. Aklıma Aydın’da Recep Tayyip Erdoğan tarafından boynu sıkılan, boynunda çizikler olduğu doktor raporuna bağlanan ve “devlet büyüklerine hakaret”ten gözaltına alınan ilköğretim öğrencisi geliyor.

 

Başbakan konuşmasında, “Peygamber Efendimizin hayatında, bırakınız bizim için, bizim çocuklarımız için, başka dinlere mensup toplumların çocukları için bile bir tek olumsuz sahne bulmak asla ve asla mümkün değildir” diyor. Aklıma Pozantı Çocuk Islah Evinde taciz ve tecavüze uğrayan çocukların sesini duyuramadığı yetkililer geliyor. Aklıma Irak’ta bizim desteğimizle Amerikalılar tarafından öldürülen, tecavüz edilen, çırılçıplak soyulup üzerlerine işenen Müslümanlar ve onların çocukları geliyor.

 

Başbakan konuşmasını, “Hayatında sadeliğin timsali oldu. Ne giyim kuşamında, yeme içmesinde, ne de dünya serveti karşısında sadelikten asla taviz vermedi” diye sürdürüyor. Benim aklıma çocuklarına gemicik ve villalar alan, eşinin parmağındaki pırlanta servet değerinde olan dünyanın en zengin devlet adamlarından biri, Recep Tayyip Erdoğan geliyor.

 

Başbakan konuşmasında, “Peygamberin hayatının öğrenilmesinden tedirgin olanların tedirginliğinin yersiz olduğunun” altını çiziyor. Ben de hak veriyorum ona. Peygamberimizin hayatının öğrenilmesinden tedirgin olmak için hiçbir neden yoktur.

 

Peygamberimizin örnek yaşantısından kim niçin tedirgin olsun ki? İnsanları tedirgin eden bizzat Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptıklarıdır.

 

[email protected]