Bir Cermen topluluğu Vandallar ve sokaklarımızdaki aksi

Bir Cermen topluluğu Vandallar ve sokaklarımızdaki aksi
9 Ekim 2014 09:11

Geziden bu yana her toplumsal tepkinin vandallıkla ilişkilendirildiği bir sürece şahit oluyoruz.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

Adını, Batı Hun İmparatorluğu’nun başlattığı kavimler göçü sebebiyle topraklarından sürülen ve Avrupa’nın güneyine gitmeye zorlanan cermen topluluklarından Vandallar’ın, 4.yy. sonlarında 200.000 savaşçıyla Roma’yı ele geçirip yağmalamalarından alan vandallık kelimesi, Türkçe’de tahripçilik anlamına gelmektedir.

 
Vandalizm günümüzde daha çok, kişinin başta kamu malları olmak üzere çevresindeki ekonomik değer taşıyan öğelere zarar verme eğilimine referans olarak kullanılmaktadır.

 
Daha çok örgütsel bir eylem içinde bireysel gelişen bir davranış biçimidir.

 
Ancak taklit edilme kapasitesi yüksek olan bu bireysel davranış çok kısa süre içerisinde sistematik ve örgütlü bir eyleme dönüşme yeteneğine de sahiptir.

 
Örneğin çok masumane başlayan bir eylemin tek bir kişinin provoke etmesiyle, şiddet içeren bir eyleme dönüşmesi ihtimali kuvvetle muhtemeldir.

 
Üstelik vandalizm, ayrım gözetmeksizin toplumsal olayların kontrolsüz geliştiği her coğrafyada yaşanabilir.

 
İngiltere’de Ağustos 2011’de polisin siyahi bir genci öldürmesiyle kontrolden çıkan protesto olaylarından sonra yaşanan kundaklama ve yağmalama olayları,

 
Amerika’da Kasım 2012’de Sandy kasırgasının ardından yaşanan ve tarihe Sandy Yağması olarak geçen yağmalama olayları,

 
Filipinler’de Kasım 2013’te tayfun felaketi sonrasında çıkan yağmalama olayları,

 
Yakın tarihimizin önemli örneklerinden sadece bir kaçıdır.

 
Türkiye’de isevandalizm kelimesi gezi olayları sonrasında sıkça kullanılmaya başlandı.

 
Araştırma sonuçlarına göre yaklaşık 4.5 milyon insanın çevre duyarlılığı adına ve bireysel olarak katıldığı masum protesto gösterileri, iktidarın sert ve katı müdahalesinin etkisiyle yön değiştirip  şiddet eğilimli fanatik grupların kontrolüne girmişti.

 
Bu fanatiklik milyonlarca insanın desteğini almış bir çevre duyarlılığı bilincini hızla yok ederek, çevresine verdiği zararlaen baştaki amacına ihanet eden bir noktaya dönüşme tehlikesini de beraberinde getirdi.

 
Çünkü bazı çevrelerde akılda kalan ve geziyi sembolize eden şey halkın çekilmesinin ardından sokaklarda yaşanan fanatizm oldu.

 

Neyseki bu olumsuzluklara prim vermeyerek tarihte hak ettiği yeri alacak olmasına rağmen gezi sürecinde,  siyasi partilerin ve özellikle iktidarın topluma doğru mesajlar vermeyi başaramadıkları da görüldü.

 

Çünkü bu durumlarda en gerekli şey olan toplumu yatıştırıcı ve uzlaşmacı adımların atılması ihmal edilmişti.

 
Halk buna rağmen büyük bir duyarlılıkla hareket etmiş ve kendisi çekilene kadar sokakları provakatif eylemlere teslim etmeme başarısını göstermişti.

 

Bugün ise sokaklarımız dünden daha karışık.

 
Bugün de mazlumluk duyarlılığı ile ve bir siyasi hareketin çağrısıyla inildi sokaklara.

 
Muhtemel bir trajedi yaşanma ihtimaline dikkat çekmek amacıyla sokaklara inme çağrısı yapanların,bu çağrıya uyan kalabalıkların kontrolsüz davranışlarının, ihtiyaç duydukları toplumsal desteği toplumsal karşıtlığa dönüştürebileceklerini hesaplamaları gerekirdi.
Ancak hesaplayamadılar.

 
Sayın Selahattin Demirtaş’ın olanları farkettiği anda yaptığı “Bayrakve Atatürk büstünü yakanları kınıyorum. Bunlar batıdan doğuya destek gelmesin diye yapılan provokasyondur” açıklamaları artık geç kalmış açıklamalardı.

 
Vandalizm istediği ortama en iyi şekilde kavuşmuş ve hedefine kardeşlik duygusunu aldığı provakatörleri sahaya herkesten önce inmişti.

 

Barışçıl gösteriler her yandan hançerlenmeye ve amacından sapmaya başladı.

 
Umalım ki bir trajediye dikkat çekilmek istenirken çok daha büyük başka trajedilerin fitili ateşlenmiş olmasın.

 
Ne yazık ki daha şimdiden birbirleriyle çatışan gruplardan 22 can yaşamını yitirmiş durumda.

 
Ancak daha önemlisi doğu-batı ekseninde hızlı bir ayrışmanın yaşanmaya başlanması ihtimalidir.

 
Sorumluluk herkesten çok sokaklara inme çağrısı yapanlar ile bu çağrıya uyanlara düşüyor.

 
Ancak şiddete şiddetle karşılık vermeyi düşünen hiç kimse ile bu kaos ortamını sonlandırma kudretine sahip hiçbir güç bu sorumluluktan muaf değildir.

 
Söz konusu olan vatandır ve ne gidecek başka bir yerimiz ne de gitmek isteğimiz vardır.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?