O bilgisayardan geriye bir şey kaldı mı acaba?

O bilgisayardan geriye bir şey kaldı mı acaba?
8 Temmuz 2019 15:00

Ekrem İmamoğlu 31 Mart’ta seçimi kazandıktan sonra mazbatasını almış ve başkanlık koltuğuna oturmuştu.

Can Ataklı/ Korkusuz
Artık işin sahibi olarak “Ne var ne yok” diye bakabilmek ve her türlü sabotaja karşı önlem alabilmek için belediyenin bilgisayar sisteminin bir kopyasını almak istemişti.
AKP kıyameti koparmıştı.
Bir belediye başkanı nasıl olur da kendi bilgisayarının bir kopyasını alabilirdi.
Saraydan talimatlar verildi muhtemelen, yargı harekete geçti ve İmamoğlu’na “Neye bakacaksan bak, bilgisayar kopyası almak da neymiş” diyerek verilerin kopyalanmasına yasak getirdi.
(Aynı mahkeme şimdi ne yapacak, çok merak ediyorum.)
Peki İmamoğlu’nun verileri kontrol etmesinden neden korkuldu?
Neden korkulduğu çok ortada değil mi?
O tarihte belediyenin Bilgi İşlem Daire Başkanı Selim Karabulut öyle bir paniğe kapılmıştı ki “Canımı veririm size bilgileri vermem” demişti.
İmamoğlu’nun ihalelerle ilgili verileri incelemek istemesine de panik halinde karşı çıkan Karabulut,
“Şifreyi sadece ben biliyorum. Yüksek Seçim Kurulu kararını verene dek ben size şifreyi vermiyorum. Bununla alakalı görevden alabilirsiniz, soruşturma başlatabilirsiniz ama bu şifre benimle beraber yok olur gider. Canımı veririm yine size bilgileri vermem” demişti.
Sonunu biliyorsunuz.
Saray seçimi iptal etti.
Belediye 51 gün sarayın valisinin denetiminde AKP’de kaldı.
O bilgisayarlarda bilgi kalmış olabileceğini düşünmek bile saflık.
Belediyede yapılanları İmamoğlu’nun öğrenmemesi için canını bile vermeye hazır olan bir adamın 51 günde o bilgisayarı çöp haline getirmemiş olması mümkün mü?
Elbette iyi bilgisayar uzmanları tamamen imha edilse bile bilgilerin çoğunu zaman içinde kurtaracaktır ama öğrenilmesinden çok korkulan şeyleri yapanlar “Atı alan Üsküdar’ı geçti” misali kaybolup gideceklerdir.

 

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/can-atakli/arinc-daha-ilk-gunden-yuksek-maasi-hak-etti-5218632/