‘Beni çöpün yanında yatırdılar’

‘Beni çöpün yanında yatırdılar’
1 Eylül 2013 08:00

Tahliye edilen Kemal Avcı yaşadığı süreci anlattı.

 

Midesindeki ülser ilgisizlikten cezaevinde kansere dönüşen Kemal Avcı’dan dehşete düşüren iddialar.

DHKP/C üyesi olduğu iddiasıyla 10 Aralık 2012’de tutuklanan Kemal Avcı, midesinin 4’te 3’ü alındıktan ve defalarca kanama geçirdikten sonra tahliye edildi. 26 yaşındaki Avcı, kanser olduğunun tutuklandığı sırada İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ndeki polisler tarafından bilindiğini belirterek “Emniyette ‘Sen kansersin, şimdi cezaevine gideceksin. Orada bu işin sonu yok. Artık sana da bir ölümsüzdür sloganı atarlar’ dediler” diye konuştu.

Midesindeki ülser cezaevi ortamında tedavi edilemediği için ileri derecede kansere dönüşen Kemal Avcı, özgürlüğünün ilk gününde sorularımızı yanıtladı. Kansere yakalanma sürecinin 2011’de Kandıra F Tipi Cezaevi’nde kalırken başladığını anlatan Avcı, “Hastaneye sevk edilmiyordum. Avukatımın ısrarı sonucu doktora gönderildiğimde doktor bana bu mideyle nasıl bu kadar yaşayabildiğimi sordu” dedi.

Slogan atarlar…

Kandıra F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildikten sonra tedavi için geldiği Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde gözaltına alındığı belirten Avcı, şöyle devam etti:

“Tutuklandığımda İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde hastalığımı biliyorlardı. Bana orada ‘Sen kansersin, hâlâ neden buralara geliyorsun? Şimdi cezaevine gideceksin. Orada bu işin sonu yok. Artık sana da bir ölümsüzdür sloganı atarlar’ dediler. Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne sevk edildiğimde ‘Hoşgeldin Kemal Avcı’ diyerek çıplak aramaya çalıştılar. Benden önce dosyamı gördükleri için ‘Biz seni iyileştiririz’ burada diyerek içeride saldırdılar.”

Avcı, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nden hastaneye sevk edildiğinde midesindeki ülserin ileri derecede kansere dönüştüğünü ve kötü huylu olduğunu öğrendiğini aktardı. Her Edirne yolculuğundan sonra 2 gün yataktan kalkamadığını anlatan Avcı, “Cezaevinden hastaneye ring aracıyla kelepçeli olarak götürülüyordum. Kan kusarken komutan ‘Ne yapayım? Ölürsen öl’ diyordu. Durumum ciddileşince beni 2 Temmuz’da Edirne’ye kimseye haber vermeden sevk ettiler. Burada çöp tenekelerinin yanında yatırdılar. Ertesi gün gönderdiler” dedi.

‘Morga sevk edilir’

Midesinin 4’te 3’ünün alındığı ameliyattan sonra yaşadıklarını da şöyle anlattı: “19 gün hastanede kaldım. 15 gün de mahkûm koğuşunda kaldım. Doktorların ‘bu hasta 100 metre yürüse morga sevk edilir’ demesine karşın kelepçe takmak istediler. 20. gün hapishaneye gönderildim. İlk gün bakıma ihtiyacımın olmasına karşın bir hücreye koydular. Yaralarımı arkadaşlarım iyileştirdi. 12 Ağustos’ta da kemoterapi görmeye başladım. 2. seans için 12 Eylül’e randevu verildi. Büyük ihtimalle İstanbul’da kemoterapi alacağım.”

 

Cumhuriyet