Ben de Müslümanım

Ben de Müslümanım
23 Ocak 2015 10:04

Somali’deki Türk heyetini hedef alan bombalı saldırının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinden bir gün önce gerçekleştirilmiş olması, Sayın Erdoğan’a bir mesajdır.

 

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

 
Her ne kadar saldırının Somali hükümetine verilen desteğe duyulan bir tepki nedeniyle yapılmış olabileceği belirtilse de, arka planında İslami terörizmin küresel işbirliğinin bir yansıması olarak değerlendirilmesi daha doğru olacaktır.

 
Örgütün geçtiğimiz yıl NATO’yu ve onun bir parçası olarak Türkiye’yi Müslüman halkın en büyük düşmanı olarak ilan etmesi ve Türkiye’nin meşru hedefleri arasında olduğunu açıklaması bunun en büyük kanıtlarından biridir.

 
Aynı zamanda IŞİD karşıtı cephede yer almaya zorlanan Ankara’nın, bu mücadeleye kerhen de olsa destek vermek(!) zorunda kalmasının İslami terör örgütlerinde bir rahatsızlık yaratmış olması muhtemeldir.

 
Türkiye’ye doğrudan bir saldırı yapmasının kendisi açısından ölümcül bir hata olacağını bilen IŞİD’in Ankara’yı bir maşa aracılığıyla uyarması veya Eş Şebbab örgütünün durumdan vazife çıkaran bir anlayışla bu saldırıyı planlamış olması da mümkündür.

 
Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu saldırıyı yorumlarken, “İslam adına yapıyorlarsa, ben bir Müslümanım. İslam’da böyle bir şey yok” demesi ancak içinde bulunduğu ironiyle açıklanabilir.

 
Sayın Cumhurbaşkanının öteden beri anlayamadığı bir şey var.

 
Kimin Müslümanlığı ?

 
Ne kadar Müslümanlık?

 
Ölçüsü nedir?

 
Kim, kime göre ne kadar inançlı?

 
İnancın belli bir sınırı olmadığı ve herkese göre değiştiği sebebiyledir ki, ortaçağ Hristiyanlığında binlerce insan cadı olmakla itham edilerek yakılmış, milyonlarca insan öldürülmüş ve işkencelerden geçmiştir.

 
Hiç kimse bir diğerini yeterince inançlı kabul etmemiştir.

 
Günümüzdeki Müslümanlığın da bundan bir farkı yoktur.

 
Her bir islami düşünce, hareket ya da ideoloji bir diğerini yetersiz ve eksik olmakla, dinden çıkmak ve dine ihanet etmekle suçluyor.

 
Sayın Cumhurbaşkanı dindar kuşak yetiştirmek istediğini söylediği için, Türkiye’deki laik çevreler tarafından eleştirilirken, kendini İslam’ın temsilcisi sayan Eş Şebab gibi çevreler tarafından da inancı eksik olmakla ve Müslümanlığın düşmanı olmakla suçlanıyor.

 
O yüzden Sayın Cumhurbaşkanı; bombalı saldırıyı üstlenen Müslümanlığın koruyucusu(!) Eş Şebbab örgütüne, boşuna “ben de Müslümanım” diye seslenmesin.

 
Referandum sonrası dizayn edilen yeni yargının, cemaatin eline geçtiğini söyleyen Adalet Bakanına “alnı secdeye değiyorsa zarar gelmez” dedikten bir yıl sonra kanlı bıçaklı olalı sadece 1 yıl oldu.

 
Bu pahalı tecrübenin hala yeterli olamaması büyük kayıptır.

 
Bugün hala ülke yönetiminin bu inanç trafiği üzerinden yönetilmeye ve dizayn edilmeye çalışılması bu açıdan izaha muhtaç bir durumdur.

 
İnancın ve yapılanın doğruluğunun her kesime göre değiştiğini hala anlamıyorlar.

 
İşte demokrasinin ve laikliğin erdemi burada ortaya çıkıyor ama bunu da görmek istemiyorlar.

 
İnancı; siyasetin ve yönetenlerin elinde bir silah olmaktan çıkarıp insanların vicdanlarına sokmanın haklı gerekçeleri yüzlerce yıllık kanlı geçmişin tarihinde saklıdır.

 
Bu inancın ve insanlığın en büyük keşfidir.

 
Rızasını almadığı inancın kendi tekelinde olduğunu sanan, başkalarını yetersizlik veya inançsızlıkla suçlamanın bayağılığına kendisini kaptırmış insanların cehaletinin ilacı, ancak demokrasi olabilir.

 
Bu varılacak nihai sonuçtur, ancak bu sonuca varana dek İslam dünyasının yüksek faturalar ödemeye devam edeceği kaçınılmaz görünüyor.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?