Bejan Matur ODTÜ'DE; 'Temel hak şarta bağlanamaz'

Bejan Matur ODTÜ'DE; 'Temel hak şarta bağlanamaz'
10 Aralık 2012 09:47

Geçtiğimiz günlerde ODTÜ Kitap Topluluğu'nun düzenlediği şair ve yazar Bejan Matur'un konuk olduğu söyleşi etkinliğine katıldım.

OSMAN ERCAN H&H YORUM

 

 

''Edebiyat ve Kimlik'' konulu bu söyleşide Bejan hanımın politik duruşundan ziyade dile getirdiği konulardaki duygusal yaklaşımı dikkatimi çekti.Çünkü açık konuşmak gerekirse yüzündeki soğukluğa ve konuşmalarındaki donukluğa karşın Bejan hanım son derece duygusal ve içtenmiş. Hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadığım,o güne kadar sadece birkaç kez Zaman gazetesinde Kürt sorununa dair kaleme aldığı yazılarından takip ettiğim Matur 'un ruhundaki hassasiyete yakından tanık olma imkanı bulduğum söyleşi herkesi etkiledi. Kendisini dinleyen kalabalığa seslenirken gençlik döneminden başlayarak anlattığı anılarında zaman zaman kelimeler boğazında düğümlendi,sesi tutuldu ve kim bilir belki de kalben ağladı… Dolayısıyla salonu duygusal manada hipnotize etti!Anladığım kadarıyla içinde kopan fırtınaları bize yansıtmak istemiyordu fakat dile getirdiği konular öylesine hepimizi ilgilendiriyordu ki herkes kendini bir anda konunun merkez üssünde buldu ve söyleşiye katılmak  için adeta birbiriyle yarıştı. 

 

 

""

 

  
Kürt sorunu, cemevi sorunu ve türban sorunu gibi yıllardır Türkiye'yi ilgilendiren, önemli ve hassasiyeti yüksek konularda Zaman gazetesinde yazılar yazmış,araştırmalar yapmış ve kitaplar yazmış bir yazar olan Matur'un içi elbette doluydu.Aynı zamanda bir  şair kimliği ve psikolojisi taşıyordu.
 

Söyleşide en çok konuşulan konu şüphesiz Kürt sorunu oldu.Kürt meselesi hakkında artık yazılmamış,söylenmemiş bir şeyin olmadığını söyleyen Matur'a problemin neden çözülmediğini ve önemli bir yol alınamadığını sorduğumuzda Alevi sorunu ve türban sorunu da dahil olmak üzere problemlerin doğru anlaşılmadığını,ana dil meselesinin bir şarta bağlanmaması gerektiğini ve insani bir şey olduğunu aktardı.Kısaca ''Temel hak şarta bağlanamaz'' dedi.

 

Dil yasaklarının insanları başkalaştırdığına ve dilin ontolojik bir durum olduğuna değinen Matur Türkiye'de var olan yasakçı zihniyetin kendileri gibi düşünmeyen ve farklı olanlardan korktuğunu , güvenmediğini,bu güveni devletin temin edeceğini aktararak  bu süreçte karamsar olduğunu ve siyasete güvenmediğini de belirtti.Demokratikleşmenin bir bakıma farklı olanlara karşı toleranslı olmaktan ve sisteme bu bireyleri entegre etmekten geçtiğini hatırlatan Matur ''Sistemler Allah'ın kelamı değildir,değiştirilebilir.Sistem sorun yaratır hale gelmişse esnetilebilir'' dedi. Şiddet ve ölümler dolayısıyla Türkiye'de ki en önemli problemin Kürt sorunu olduğu belirten Matur'un    PKK hakkında da diyecek sözü vardı. 'Dağın Ardında Bakmak' isimli kitabıyla PKK'nın dağ yapılanmasının duygusal ve psikolojik yönüyle ilgili bilgi veren Matur hepimizin iyi bildiği bir şeyi dile getirdi ve ''PKK sadece dağdakilerden ibaret değil.Uluslararası bağlantısı olan,belediyelere,yurt dışına etkisi olan bir yapı,önce bu yapıyı iyi anlamak lazım.'' dedi.
   
  
Söyleşiden aktardıklarıma şimdilik ara vererek gelecek bölümde hangi soruların yanıtlarını aktaracağıma dair bilgi vermek istiyorum:

 

1.Bejan Matur neden Zaman gazetesinde yazdı ve niçin ayrıldı?
2.Nasıl bir ülke istiyor?
3.Türkiye Kürtlere nasıl bakıyor?


Yazarın Son Yazıları:
Koalisyon öcü müdür yoksa uygarlık mıdır?
Çok seçenekli seçim
Ankara Sohbetleri 2- “Başka Kent Ankara” (Feridun Büyükyıldız)