BDP’li Kışanak: Oyunu alsın başına çalsın!

BDP’li Kışanak: Oyunu alsın başına çalsın!
2 Eylül 2013 13:45

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültak Kışanak, dün İstanbul’da barış mitingine giderken ayrı yaşadığı eşi tarafından öldürülen Nazliye Sincar ile ilgili konuşurken, Biz kadınlara yönelik şiddet ve hakareti ötekileştiren, yok sayan hiçbir şeyi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz.

 

 

Toplumsal seferberlik halinde herkesin ayağı kalkması gerekiyor. Bize verdikleri oy ilkelerimiz ile, değerlerimiz ile uyumlu değilse, demokratik bir gelecek kurgumuz ile örtüşmüyorsa alsınlar o oyu başlarına çalsınlardedi.

 

KADIN CİNAYETLERİ İÇİN TOPLUMSAL SEFERBERLİK İLE HERKES AYAĞI KALKMALI

 

Diyarbakır BDP il binasında Eğitim Akademisi’nde ders veren BDP Genel Başakan Yardımcısı Gültan Kışanak, hem toplumdaki erkek egemen zihneyeti hemde çözüm süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Konuşmasına dün İstanbul’da barış mitingine giderken ayrıldığı eşi tarafından öldürülen BDP Kadın Meclisi üyesi Nazliye Sincar cinayetiyle ilgili değerlendirme ile başlayan Kışanak, Öncelikle alçakça bir cinayet, kabul etmedik, etmeyeceğiz. Biz kadınlara yönelik şiddet ve hakareti, ötekileştiren, yok sayan hiçbir şeyi kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Erkeği, devleti polisi hepsi el eledir. Kadınlara karşı bu cinayetlere her gün yenisini yenisini işliyorlar. Bu son 24 saat içerisinde 4 kadın öldürüldü, bu nasıl bir cinayettir, vahşettir. Toplumsal seferberlik halinde herkesin ayağı kalkması gerekiyor. Tıpkı Kürt sorununda gösterdiğimiz büyük duyarlılık, hassasiyet gibidedi.

 

BİZİM DEĞERLERİMİZE UYMAYAN OYUNU ALSIN BAŞINA ÇALSIN

 

Birazda kendi toplumsal gerçekleri ile ilgili bir şey konuşmak istediğini söyleyen Kışanak şöyle dedi:
“Biz her hangi bir siyasi parti değiliz, iktidar olmak, koltuk, mevki kazanmak için bu mücadeleyi yürütmüyoruz. Bizim ideallerimiz, hedeflerimiz var. Bir gelecek kurgumuz var. Biz bu nedenle diğer siyasi partiler gibi davranamayız. Bizim partimize yandaş değil, yoldaş arıyoruz. Bize verdikleri oy eğer bizim ilkelerimiz ile uyumlu değilse eğer bizim değerlerimiz ile uyumlu değilse, bizim demokratik bir gelecek kurgumuz ile örtüşmüyorsa alsınlar o oyu başlarına çalsınlar. Bu kadar açık söylüyorum. Bu kadar keskin ve net olun. Bu kadar keskin ve net olmaz isek biz toplumsal dönüşümü sağlayamayız. Biz bir toplumsal devrimin peşindeyiz. Bunu da toplumun ve halkı kendimizi değiştirerek gerçekleştirmeliyiz. Bunu yapmazsak verdiğimiz çabalar hepsi boşa gider. Evinde kadınlara eşit davranmayan hiçbir hiç bir insanın yurtseverliğini kabul etmeyin. Kızına, eşine, gelinine, ailesinde birlikte yaşadığı kadınlara eşitlik hukuku ile yaklaşmayan, ona değer vermeyen, iradesini kabul etmeyen hiçbir insanı yurtsever kabul etmeyin. Oyunu da istemeyin lazım değil bize. Biz aile içerisinde demokratik yaşamı inşaa edemezsek bu ülkede demokratik yaşamı nasıl inşaa edeceğiz. Kürt halkının özgürlüğü Kürt toplumunun demokratik değişiminden geçer. Kürt halkının özgürlüğü kadının özgürlüğünden geçer. Aile içerisindeki demokratik özgürlükten geçer. Kadın cinayetlerinde cinayeti işleyen alçaklar ile devlet el eledir. Hiçbir tedbir yok hiçbir önlem yok çünkü zihniyet aynıdır. Devleti kuran bir grup elit zihniyet, Kürtlerin de Türk olmasını istemiş, eğer Türk olmaz iseniz size karşı hür türlü zulmü yapacağız diyorlar. ‘Seninle birlikte yaşamak istemiyorum’ diyen kadına şiddet uygulayan ve öldüren zihniyet ile ne fark var arada. Çünkü aile içinde egemen zihniyeti kabul ederseniz devletinde bu zihniyetini kabul etmiş olursunuz. Bunu reddedin.”

 

SİYASETİN ÖNÜNDE BU KADAR BARAJ VARSA BAŞBAKAN KENDİNİ KRAL ZANNEDER

 

Kışanak, Başbakana yönelik tek başına her şeye karar verdiğine dair eleştiriler olduğunu da belirterek, “Siyasetin önünde bu kadar baraj olarsa oda kendini kral zan eder. Bunu kaldırmanın tek yolu demokratik siyaset dediğimiz tüm kesimleri barajlanan tüm kesimleri siyasete katabilecek kendisi hakkında söz sahibi bir duruma getirmektir. Bunun içinde toplumdan başlamak gerekir. Bizim devrimimiz bir toplumsal devrimdir. Toplumsal devremi kazanamazsak, halkın toplumsal dönüşümünü hayata geçiremez isek bu konuştuğumuz eşitlikçi ilişkiler herkese anlatamaz isek biz bu mücadeleyi kaybederiz. Bunu herkesin bilmesi lazımdır. Bu mücadeleyi ancak yoksul halkımızın gücü, kadının gücü ile yürütüyoruz. Bu sistemin ve devletin ensesinde boza pişirdiği en dezavantajlı gruplarla yürütüyoruz. İlkeli, demokratik ve vicdanlı bir şekilde siyasete yaklaşmasak kazansak ne olur, kazanmasak ne olur. Hiçbir zaman toplumsal geriliklerimiz ile birlikte yaşamayacağız. Bununla sürekli savaş içinde olacağız” dedi.

 

HER ŞEY OLDU, BİTTİ, SORUNLAR ÇÖZÜLDÜ NOKTASINDA DEĞİLİZ

 

Çözüm süreci konusunda da konuşan Kışanak, AKP hükümetinin başından beri köklü bir zihniyet değişimi içerisinde olduğunu düşünmediklerini, AKP’nin tekçi devlet zihniyeti içerisinde, nimetlerinden yararlanan ve kendilerini var etmek istediklerini ileri sürdü. Kışanak, “Zorlandıkları yerde kısmı kısmı adımlar atıyorlar. Bu nedenle biz ‘kaç ay geçti AKP hükümeti bir şey yapmadı’ soruları hem önemlidir hem de önemsizdir” dedi.

 

ÇÖZÜMÜN MUHATABI AKP DEĞİL, TÜRKİYE TOPLUMUDUR

 

Soruların, kendi politik hedeflerini hayata geçirmek, ve kendelerini yeniden kurgulamak için önemli olduğunu söyleyen Kışanak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kendi politik hedeflerimize varmak için bu soruları soracağız. Her şey oldu bitti sorunlar çözüldü noktasında değiliz. Gerçeği görmemiz lazımdır. Evet silahlar sustu, savaş durdu, ölümler bitti bunlar önemli şeyler, değerli şeyler. Bunun bitmiş olması önemli ama, sorunlarımızda çözülmüş değil. Bunu tespit edersek kendimiz için bir mücadele gerekçesi ve yeni döneme hazırlama biçimidir. Öbür türlüsü bir rehavettir. Sorunlarımızı çözen, müzakere ruhuna uygun yürüten ve uygun adımlar atan bir iktidar yoktur. Bunu mücadele gerekçesi olarak ortaya koyacağız. Bu sorular önemsizdir. Bizim zaten kimseden inayet bekler gibi barış beklemiyoruz. Bunu mücadelemiz ile yaratacağımızın farkındayız. 20 yıllık bir barışı gerçekleştirme çabası ve 20 yıllık bir deneyim var. Bütün yolların her berinde yaşadığımız her deneyimden çıkardığımız dersler var. Gelinen aşamada da bu yol kesintisiz bir şekilde ilerlemenin koşullarına sahip olmuştur. Bugün kışkırtılan ve Türkiye toplumunun bile çok büyük bir kesimi çözüm istiyor. O zaman biz çözümün muhatabını bulduk, muhatap AKP hükümeti değil çözümün muhatabı Türkiye toplumudur. Biz bu muhataplığı giderek derinleştiren ve güçlendiren bir mücadeleyi vereceğiz. Bu yola gelen gelir, gelmeyen tarihin çöp sepetine atılır. Çünkü, istikamet artık çözüme doğrudur, kimse bu tarihi artık tersine çeviremez. Kürt halkı tarih sahnesine çıkmıştır. Ortadoğuda’ki barışın demokratik yaşamın, çözümün temel aktörleri haline gelmiştir. Bu ivme yakalanmıştır. Aksini düşünenler kendilerini hayal kırıklığına uğratırlar.
Kışanak, dün Diyarbakır’daki barış mitinginde devrim niteliğinde bir gelişme yaşandığını, Diyarbakır ve Kamışlı’nın tek yürek olduğunu belirterek, Bu bize gelecek konusunda umutlu olmamızı gösteren en güzel şey oldu. Böldüler, parçaladılar, mayın döşediler, tel örgü çektiler, kaçakçı deyip vurdular ama dün Amed-Kamışlo tek yürük oldu. Ne sınır, ne mayınlar, ne emperyalistler, ne ölüm ne zulüm. Bu halkın ortaya çıkardığı bir başarıdır. Bundan sonra katlanarak devam edecektir. Kürt halkı artık özgürlüğe yürüyor. Dün Amed meydanında PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah demokratik Suriye ile mücadele edeceklerin söylerken, halkların birliği kardeşliği için çalışacağı dedi, ama bu ülkenin Başbakanı gitti emperyalistleri askeri müdahaleye davet etti, ‘sınırlısı da yetmez kapsamlı müdahale edin’ dedi. Kimin ne olduğu meydanda. Gelecek kime kolunu kanadını açmış bu kadar açık ortada iken bizim yapacağımız bir tek şey var. Çalışmak çalışmak çalışmaktır” dedi.