Baykal: Bu anayasa, millet egemenliğini milletten alıp tek adama aktarma girişimidir

Baykal: Bu anayasa, millet egemenliğini milletten alıp tek adama aktarma girişimidir
12 Nisan 2017 10:10

Deniz Baykal, referandumuna ilişkin çalışmalar kapsamında, partisinin Adana’da düzenlediği programda “Şahıs idaresi demek, keyfi idare demektir. Kişisel idare demektir. Meclis iradesi, demek; milletin bilgisi, denetimi dahilinde yönetmek demektir. Milleti sen devreden çıkarıp, bir kişiye verdin mi; o kişi ne olursa olsun mutlaka hata yapar. Hatasız kul olur mu? Orhan Baba, yanlış mı söyledi? Hatasız kul olmaz, dedi. Böyle bir düzenleme onaylanırsa devletin bütün işleri, bir kişinin kararına kalacak. Hesap sorulacak mı? Hayır; çünkü Meclis’in soru sorma yetkisi, gen soru, güven oyu, sözlü soru sorma hakkı kaldırıldı” dedi.

 
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, anayasa değişikliği referandumuna ilişkin “Türkiye’nin omurgası olan temel tarihi gerçek ortadan kalkmış. Egemenlik, milletten alınmış; tek adama veriliyor. Bu anayasa, millet egemenliğini milletten alıp, tek adama aktarma girişimidir. Millet, bu girişimi suçüstü yapıyor suçüstü” dedi.

 

 

 

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 16 Nisan Pazar günü yapılacak anayasa değişikliği referandumuna ilişkin çalışmalar kapsamında, partisinin Adana’da düzenlediği programa katıldı. ‘Bu anayasa işi nereden çıktı?’ diye soran Baykal, şöyle devam etti: “Türkiye’de sorun mu yok, konu mu yok? Niye günlerdir, haftalardır Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar yollarda? Nereden çıktı bu iş? Milletin böyle bir talebi mi var? ‘Hiçbir derdimiz, sorunumuz yok; böyle bir anayasa istiyoruz’ mu diyorsunuz? Türkiye, bütün tarihi boyunca milli mücadeleden sonra bir anayasa yaptı. Bu anayasalar zaman içinde değişti. 4 tane anayasa yapıldı. Son anayasamız da 17 defa değişti. Bütün bu anayasaların, değişikliklerin hepsinin tek bir temeli var. Anayasanın ana sütunu, temel taşı, kilit taşı; bu anayasanın temeli aynıydı dördünde de. Daima yeni anayasayla sanki yönetildik gibi. Nedir o temel? O temel, milliyetin egemenliği, Meclis’in üstünlüğü. Bizim anayasal düzenimizin temelinde milletin egemenliği anlayışı yatar. Egemen, millettir millet”

 

 

“‘ANAYASAYI KİM HAZIRLADI?’ DİYE SORDUK, SAHİP ÇIKAN YOK”

 

 

Hazırlanan anayasa değişikliğine sahip çıkan olmadığını ileri süren Baykal, “Egemenlik, milletindir. Böyle derken, önümüze bir anayasa çıktı. Şimdi önümüze bir anayasa çıktı. Bir baktık ki Türkiye’nin omurgası olan temel tarihi gerçek ortadan kalkmış, egemenlik milletten alınmış, tek adama veriliyor. Bunu biz tespit ettik. Millet egemenliğini milletten alıp, tek adama aktarma girişimidir bu anayasa. Millet, bu girişimi suçüstü yapıyor suçüstü. ‘Bu anayasayı kim hazırladı?’ diye sorduk. Sahip çıkan yok. Herkes birbirine bakıyor. Utanıyor insanlar, çoluğu çocuğu var. Yarın derler ki ona ‘Senin baban, deden, atan bunu yapmış yahu ayıp değil mi kardeşim?’ derler, diye çıkamıyorlar. Perde arkasında her birisi. İmza sahibi belli değil; ama arkasındaki siyasi irade belli. Önümüzdeki anayasa tek adam anayasasıdır” diye konuştu.

 

 

“TEK KİŞİNİN İKİ DUDAĞI ARASINDA KARARLAŞTIRILACAK”

 

 

 

Halk oylamasına sunulan anayasa değişikliğinin ‘tek adam anayasası’ olduğunu savunan Baykal, “Meclis’in yetkisinde olan kanun çıkarma işini önemli ölçüde tek kişiye transfer ediyor. Kanunla düzenlenmesi gereken çok konu, tek kişinin iki dudağı arasında kararlaştırılacak. 700 katrilyonluk Türkiye’nin umum bütçesi var. Bu bütçenin nereye harcanması gerektiğine sadece tek adam karar verebilir. Milletin bir talebi, bir isteği, bir teklifi olamaz. Kurumsal olarak siyasi karar alırken, dikkate alınacak bir teklif ortaya atılmaz. O, tek başına kendi bilir” dedi.

 

 

 

“HATASIZ KUL, OLUR MU? ORHAN BABA, YANLIŞ MI SÖYLEDİ?”

 

 

Yeni anayasanın, Meclis’in gensoru, güven oyu ve sözlü soru sorma haklarını kaldırdığını söyleyen Baykal, şunları söyledi: “Şahıs idaresi demek, keyfi idare demektir. Kişisel idare demektir. Meclis iradesi, demek; milletin bilgisi, denetimi dahilinde yönetmek demektir. Milleti sen devreden çıkarıp, bir kişiye verdin mi; o kişi ne olursa olsun mutlaka hata yapar. Hatasız kul olur mu? Orhan Baba, yanlış mı söyledi? Hatasız kul olmaz, dedi. Böyle bir düzenleme onaylanırsa devletin bütün işleri, bir kişinin kararına kalacak. Hesap sorulacak mı? Hayır; çünkü Meclis’in soru sorma yetkisi, gen soru, güven oyu, sözlü soru sorma hakkı kaldırıldı. Ne olacak? Nereden öğrenecek millet? 17-25 Aralık’ta o bakanlarla ilgili soruşturma açılmasını reddettiler; ama ne oldu? Millet reddedenleri ayıpladı değil mi? Reddetmek haklı mıydı? Onun açılması gerekmiyor muydu? Hukukun, adaletin emri o değil miydi? Olmadı. Kim istiyor, kim engelliyor; bunun ortaya çıkması demokrasinin gereği değil mi? Eğer bu anayasanın ön gördüğü düzen uygulamada olsaydı bunu Meclis konuşamayacaktı”

 

 

 

“300’ÜN İÇİNDEN 400 MİLLETVEKİLİ ÇIKAR MI? EİNSTEİN GELSE BU PROBLEMİ ÇÖZEMEZ”

 

 

 

Partili cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik de eleştirilerde bulunan Deniz Baykal, şöyle devam etti: “700 katrilyonluk bütçeyi harcayacağız tek kişiye. O milletin bir organı, Meclis’i ‘Arkadaş, bu para milletin parası. Sen yanlış yapıyorsun. Bunu oraya değil de şu işe harca’ diyemezse bunun millet yönetimiyle ilgisi olabilir. Sayın Cumhurbaşkanı, bu söylediğimizde bize diyor ki ‘Bir suç varsa mahkemeye gidin’. Bizim derdimiz mahkeme değil, bizim derdimiz yanlış yapılmasın. ‘Bak yanlış yapıyorsun. Sen zaten geçmişte de bir sürü yanlış yaptın. Bu da o yanlışlardan biri. Yapma’. ‘Sen bunu söyleyemezsin. Suç varsa mahkemeye git’. Peki, nasıl gideceğiz mahkemeye? 600 kişilik Meclis, 400 milletvekili ‘Evet, suç var’ diyecek. Hangi Meclis’te? İktidar partisinin genel başkanı, cumhurbaşkanı olan Meclis’te cumhurbaşkanına ‘Suç işledin’ diye, 400 milletvekili karşı çıkacak. Cumhurbaşkanının tayin ettiği 300 milletvekili var. Toplam milletvekili sayısı 600. Onun içinden 300 kişi, ‘Cumhurbaşkanı, suç işlemiş. Soruşturulsun’ diyecek. Olur mu böyle şey? 600’ün 300’ünü kendisi yazmış, geriye kalmış 300. O 300’ün içinden 400 milletvekili çıkar mı? Einstein gelse bu problemi çözemez. Anayasa Mahkemesi’ne müracaat edeceğiz. Orada kaç hakim var? 15 hakim. Nasıl gelmiş hakimler oraya? 12’sini kendi yazmış. Bu, halkla alay etmek değil mi? Bu, milletin sağduyusuna saygısızlık yapmak değil mi?”
ADANA, (DHA)