Balyoz davası hakimleri ‘diks’ diyormuş

Balyoz davası hakimleri ‘diks’ diyormuş
9 Ocak 2013 06:02

Size önce hemen şunu söyleyeyim; yazıya oturdum deprem oldu.


Safile USUL H&H YORUM

Bu sefer İstanbul kötü sallandı, diğer birçok şehir de fena sallanmış diye okudum.
 
Ve…
 
Biz bu Hükümet’in başını sokmaya bela arayacağı bir durumda olabilecek bir ülke değiliz.
 
Biz Suriye’de, Ortadoğu’da vs. kendine bela arayacak duruma sahip bir ülke değiliz.
 
Bunu hiç unutmayalım ne olur.
 
Şimdi gelelim yazının konusuna.
 
Balyoz davası hakim ve savcıları “Disk” demek isterken “Diks” diyorlarmış hep. (CD diski)
 
Biri, ikisi değil, çoğu, “Disk”i telaffuz edemiyor, “Disk” yerine “Diks” diyorlarmış.
 
Bunun balyoz davası ile ne ilgisi var bence?
 
Şöyle ilgisi var ki bence, Balyoz hakim ve savcıları birbirine benzer bir sosyalleşmeden geliyorlar demek ki…
 
Yoksa hepsi birden neden, diske diks desin ki…
 
Diske, “Diks” dediklerini nerden duydum?
 
Çarşamba akşamı Balyoz sanıklarının avukatlarından duydum CNN Türk’te.
 
Şimdi ama, anlatacağım sadece bu diks olayı değil.
 
Şöyle ki…
 
Balyoz sanık avukatlarını tv’de izlerken çarşamba akşamı, Avukat Celal Ülgen dedi ki:
 
“Balyoz kararının gerekçesinde cezaya delil gösterilen belgelerin asıllarının Genelkurmay’da olduğu Genelkurmayca mahkemeye bildirildiği iddia edilmiş. Ama bu yalan.”
 
Celal Ülgen bunları söyledikten hemen sonra bir de dedi ki:
 
“Genelkurmay açıklasın. Gerekçedeki bu iddia doğru mu? Mahkemeye, Balyoz cezalarına gerekçe gösterilen belgelerin asıllarının Genelkurmay’da olduğunu söyledikleri doğru mu, açıklasın bunu.”
 
Dün sabah kalktım, Genelkurmay bu konuda mahkemeye ne göndermiş diye Google’dan aradım ama sadece Samanyolu ve Zaman’dan buna ilişkin geçmiş haber buldum.
 
Ona da çok itimat etmedim; bu sefer Balyoz davası avukatları Salim Şen ile Celal Ülgen’in telefonlarını aramaya başladım.
 
Salim Şen’i aradım ama bulamadım internette…
 
Tam bu esnada deprem oldu ve durdum, kalktım kapıya baktım filan, sonra yerime oturdum yine…
 
Yerime oturdum, deprem haberi ararken internete o anda düşen Genelkurmay’ın Balyoz davası belgelerinin asıllarının Genelkurmay’da olduğu iddiasına dair yaptığı açıklamayı gördüm.
 
Aktaralım şimdi Genelkurmay’ın açıklamasını…
 
“1. Bazı basın yayın organlarında, “Balyoz Davası olarak bilinen davanın tüm delillerinin asıllarının Genelkurmay Başkanlığında bulunduğu ve sanıkların, sahte olduğunu iddia ettikleri belgelerin orijinallerinin Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği” yönünde haberler yer almaktadır.
 
2. Davanın soruşturma aşamasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine, Genelkurmay Başkanlığının 22 Şubat 2010 tarihli yazısı ile, 1’nci Ordu Komutanlığında yapılan Plan Seminerinin “Balyoz Güvenlik Harekat Planı” adlı bir bölümünün veya ekinin mevcut olmadığı; ayrıca, “Oraj” ve “Suga” isimli eylem planlarının ise bulunmadığı bildirilmiştir.
 
3. Mahkemenin gerekçeli kararında ise; “Gölcük Donanma Komutanlığı ve Eskişehir’de sanık Hakan Büyük’te ele geçirilen dijitallerde bulunan taranmış belgelerin asıllarının ilgili birliklerde mevcut olduğu, Genelkurmay Başkanlığınca Mahkememize bildirilmiştir.” ibaresine yer verilmiştir. Bu ibareden yola çıkılarak, dava konusu tüm delillerin asıllarının bulunduğu ve Genelkurmay Başkanlığınca Mahkemeye gönderildiği şeklinde basında yer alan iddialar asılsızdır.”
 

Şimdi, anlaşılan o ki, Genelkurmay mahkemeye sadece bir sanıkla ilgili olarak, “Evet, ondaki belgenin aslı bizde var.” demiş.
 
Ancak söz konusu olan, Balyoz mahkemesinin, neden tüm sanıklara ait olduğu iddia edilen belgelerin sahte olup olmadığına dair bilirkişi kullanmadığına gerekçe olarak, “Bilirkişiye gerek yok, Genelkurmay bizde asılları var dedi.” demiş olması.
 
Oysa Genelkurmay sadece bir sanığa ilişkin bir belge için böyle demiş.
 
Geri kalan sanıklar için ise, mahkeme kendi kanaatini kullanmış.
 
Yani, bir tanesinin varsa, ötekilerinki de yekten vardır.
 
Diks yani…


Yazarın Son Yazıları:
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet
Kuyruğundan iyi tutuyor