Bakan Koca: Mayıs ayı boyunca tedbirler devam edecek!

Bakan Koca: Mayıs ayı boyunca tedbirler devam edecek!
29 Nisan 2020 17:37

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıklama yaptı.

 

 

“Bir yakınınızı kaybettiyseniz, salgın günlerinin en büyük acısını yaşadınız. Hepimiz sizinleyiz. Ramazan ayındayız, Ramazanı hiç alışık olmadığımız bir şekilde yaşıyoruz. Sakin ve mütevazı iftar sofraları kuruluyor. Bu yılki Ramazanın da benzer bir tarafı var, her gün birbirinden iyi haberler alıyorsunuz.

“15 Ocak 2020’de bu bulaşıcı hastalığa karşı bir rehber hazırladık. Riske karşı hareket planımız hastalığın ülkemizde görüldüğü tarihten 50 gün öncesine dayanmaktadır. Dünkü veriler itibariyle dünyada toplam 3 milyon 152 bini aşkın Covid-19 hastası bulunmaktadır. Hayatını kaybedenlerin sayısı 218 bini geçmiştir. DSÖ verilerine göre, ülkeler bazında iki güncel veriyi paylaşmak faydalı olacaktır.

“ABD 25 binden fazla yeni vaka açıklamıştır. Bizden çok önce salgının başladığı İngiltere’de vaka sayısı 3.996. İtalya’da bir günde açıklanan vaka sayısı 27 bin 298. Dünyada halen kontrole dilemeyen bir güç olan Koronavirüs’ü Türkiye nasıl geriletti?

“83 milyon elde ettiğimiz başarının bazı nedenlerini paylaşmak istiyorum. Sağlık kuruluşlarımızı salgın ihtimaline göre hazırladık. İlk vakamızın tespit edildiği 11 Mart tarihinden sonraki süreçte kademe kademe uygulanan tedbirler etkili oldu. Üç madde sıralayabilirim; tedbir, tespit, hızlı tedavi. Filyasyonun bugüne kadar başarımızda rolü büyüktür. Her yeni hastanın temas çevresinde iz sürdük. Tespit ettiğimiz yeni hastaları hemen izole ettik. Test kapasitemizi artırırken, hiçbir testi tesadüfen yapmadık. Yaygın tarama testi yapmak yerine şüphelilere odaklandık. Bu uygulamanın daha isabetli olduğuna inanıyoruz. Bu isabetli uygulamanın örnek olacağını umuyoruz. Sahada görev yapan filyasyon ekibi sayımız 5 bin 849’dur. Bunlar hastaların çevresinden 600 binin üzerinde kişi tespit etmiştir.

“Hastalığın yayılmasını tedbirler ve bu yolla önledik. Başarıdaki bu faktör, önemini son vakaya kadar koruyacaktır. Süreçte hastane ihtiyacımızı da baştan planladık. Muhtemel yatak ve yoğun bakım ihtiyacına göz önünde bulundurarak altyapısı yeterli tüm hastanelerimizi pandemi hastanesi olarak görevlendirdik. Acil olmayan, ertelenebilir durumda olan hastalarımızı erteleyip hastanelerimizi pandemiye hazır hale getirdik. Yatak doluluk oranını yüzde 60’lardan yüzde 30’lara indirdik. Yayılımı önlerken başarılı tedaviye zemin ve imkan oluşturduk. Temaslıları gözetim altında tutuyor, şikayeti olan kişilerin takibindeyse titiz davranıyoruz.

“Türkiye hastalığın yayılmasına karşı elde ettiği başarının aynısını tedavide de göstermiştir. Covid-19 hastaları için uyguladığımız tedavi birçok ülkeden farklılıklar göstermiştir. Covid-19 hastaları için uyguladığımız başarısı artık kanıtlanmış yöntem hekimlerimiz tarafından geliştirilmiştir. Tüm dünya için önemli değişikliklere gittik. Alınan sonuçlara göre neredeyse her hafta tedavi yaklaşımı daha iyi hale getirildi. Başka ülkelerde de yaygınlaşmasının hasta kaybını azaltacağını düşünüyoruz.

“Koronavirüs tedavisinde doğrudan virüse etkili bir ilaç geliştirilmiş değil. Adı geçen ilaçlar hastanın virüsle mücadele sürecini kolaylaştırıcı özellik taşımaktadır. Önceden bir ilacı temin etmiş ve stoklamıştık. Türkiye olarak bu ilaçlardan özellikle Çin dahil olmak üzere antiviral ilaçları da kullanır olmuştuk.
“Tedavi konusunda dünyadan bir farkımız daha var. Birçok ülkede tedavi yoğun bakımdaki hastalarla sınırlı tutuluyor. Biz tedaviyi belirti gösteren herkese uyguluyoruz. Türkiye’de hastaların zatürreye dönüşü yüzde 70’lerden yüzde 15’e düşmüştür. Dünaydaki uygulama yoğun bakım hastalarının vantilatöre erken bağlanması yönündedir, artık erken değil ileri aşamada bağlıyoruz.

“Pnömöni kritik bir durumdur, akciğer iltihabı ne kadar düşürülürse o kadar iyidir. Bilim insanlarımız yol gösterici yayınların hazırlığı içindedir. Hastalığın yoğun bakıma geçişi söz konusu olmadan yüksek akımlı oksijen uyguluyoruz. Ölüm oranlarındaki düşüşün sebeplerinden biri olmuştur. Yoğun bakımdaki hastalarda vefat oranları ise yüzde 58’den yüzde 10’a, entübe hastalardaki vefat oranı yüzde 14’e düştü. Gelişmeler hasta kayıp oranımızın azalmasında da aynı şekilde etkili olmaktadır. Vefat oranı şu an yüzde 2,58’dir. Dünyada 80’inci sırada yer alıyoruz.

“Eğer tedbirlere uyulmasaydı, sokağa çıkma kısıtı ihlal edilseydi, kısıt olmayan günlerde dışarı çıkma isteğine direnmeseydik bugünkü başarıyı yakalayamazdık. Sağlık ordumuzun başarısı da sınırlı kalırdı. Büyük başarının kahramanı sizlersiniz. Hekimlerimiz, bu başarıyı kişi başına düşen hekim sayısı az olmasına rağmen elde etmiştir. Sağlık çalışanlarımıza gösterdikleri özveri için daima müteşekkiriz.

“Türkiye halkıyla, yönetimiyle, hekimiyle, bilim insanıyla bugüne dek ulaştığı başarıya nasıl ulaştı? Koronvirüs salgınına karşı şu ana dek kazandığımız başarıyı üç faktör sağlamıştır. İlki sizsiniz, 83 milyon sağlamıştır. İkincisi hastalarla temas etmiş kişilerin taranması, filyasyonun başarıyla uygulanmasıdır. Üçüncüsü tedaviye olabildiğince erken başlamamız, ilaç kullanımında önemli farklılıkları ortaya koymamızdır. Çığır açıcı uygulamalara gitmemizdir.

“Salgının başlangıcında Türkiye virüsün ülkeye girişini geciktirebilen az sayıda ülkelerden biri olmuştur. Salgına karşı birlikte ciddi önlemler aldık, kontrolü hastalığın eline vermedik. Özel ve kamu tüm kurumlarımız bu mücadelede yerini aldı. Güçlü sağlık sistemimiz bu süreçte güvenli dayanağımız oldu. Beşinci haftada hastalığın seyri değişti, Koronavirüs tablosundaki veriler bize her gün umut veriyor. 11 Mart’tan bugüne geldiğimiz nokta kesin başarı noktası değildir. Başarı, tedbirleri artık terk edeceğimiz bir başarı değildir. Unutmamalıyız, günlük Koronavirüs tablosunda vaka sayısı henüz 0 değildir. Hastalık bitmedi, o halde mücadele devam etmelidir. Bunun sınırları, mücadelemizdeki başarıya bağlıdır. Her gün bir önceki günden daha iyi olacak.

“Bütün bakanlıklarımızın içinde yer aldığı, Bilim Kurulu’nun da tavsiyeleriyle normalleşmenin hangi tedbirlerle yapılacağıyla ilgili tartışıyoruz. Bu kararlar daha sonra açıklanmış olacak. Özellikle bu ay boyunca bir takım tedbirleri devam ettirerek nasıl bir normalleşme olacağıyla ilgili hazırlıklar tamamlanınca kamuoyuna bu açıklamalar yapılmış olur. 65 yaş ile ilgili gündem oldu. Hiç olmazsa birkaç saat, gezmelerini, dolaşmalarını, trafikte araç kullanmadan yakın mesafe anlamında yapılabilir mi diye konuştuk. Daha net bir öneriye dönmedi, bu da bir yaklaşıma gelirse görüş olarak Cumhurbaşkanı’mıza sunulmuş olur.
“Bulaşı oranının yüksek olduğunu biliyoruz, maske kullanımını bu dönemde son derece önemsiyoruz.

“Pik döneminde olduğumuzu söyleyebilirim. Düşü trendine de girdiğini görüyoruz. Kalıcı olması önemli. Temasın ve mesafenin önemli olduğunu, bu anlamda gerekli tedbirlere uyum gösterilmezse yeni bir dalgaya yol açabilir. Bu tedbirlerle yeni bir pik dalgasının olmadığını söyleyebilirim.

“Emrullah Gülüşken ile benim hiçbir akrabalık bağım yok, hiç tanımıyorum, aracı olanlardan da tanışık olduğum biri olmadı. Sayın Büyükelçimizle de görüşerek bu hastanın Türkiye’ye getirilmesi gerekiyor mu diye konuştum, bu hastanın Türkiye’de tedavi edilmesinin gerekli olduğunu söylediler, getirilmiş oldu. Şu anki tedavi durumu ise bildiğiniz gibi iki gün yoğun bakımda kaldı, ciddi bir solunum sıkıntısı olmamasına rağmen kalp rahatsızlığının olduğunun söylenmiş olmasıydı. Bizim yaptığımız takiplerde de kapak sorunlarının olduğunu, ciddi bir sorun olmadığını anlıyoruz. Baba ve üç çocuğu getirilmiş oldu, büyük kızı ve 10 yaşındaki oğlunda da test pozitif çıktı. 7 yaşındaki çocukta test negatif çıkmış oldu. Solunum sıkıntısı olmayan ve takibi yapılan hastalarımız şu anda.

“Sadece onu getirmedik, Fransa’da solunum cihazından çıkarılmak istenen bir hastayı getirdik, daha dün çıkarıldı solunum cihazından. Dünyada devlet tarafından ücreti karşılanarak, vatandaştan hiçbir para alınmayan hava ambulansı hizmeti veren tek ülkeyiz.

“Salgınla mücadeleyi siyaset üstü yapmaya gayret gösterdik. Hiç kimsenin mücadelenin dışında kalmaya hakkı yoktu. Üzerimize düşen ne ise gereğini yapam için gayret içinde olduk. Lütfen bu konuları siyasete alet etmeyelim, istismar etmeyelim.