Bahçeli: Cahil misin müfteri mi? Çamur musun münafık mı?

Bahçeli: Cahil misin müfteri mi? Çamur musun münafık mı?
21 Mayıs 2015 18:13

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bozüyük’ten sonra geldiği Bilecik’te Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Haziran seçimlerinin önemli olduğunu hatırlatarak, “Şartlar ne olursa olsun Türkiye’nin böyle bir geçitte mutlaka milli irade etkin olmalı, temel tercihleriyle ya iktidara devam demeli veyahut da yıkıp atmalı” dedi.

 

Bozüyük’te MHP seçim bürosu önünde toplanan kalabalığa hitap eden Devlet Bahçeli, önümzdeki seçimlerin milletin geleceğini belirleyeceğini söyledi. Bahçeli konuşmasıın şöyle sürdürdü:

 

“Bu seçimler bir yol ayrımıdır. Bu seçimlerde tercihlerimiz çok sağlam temellere dayalı olarak yapılmalıdır. Bu seçimlere gölge düşürmeden, demokrasi içerisinde geniş bir hoşgörü içerisinde sürdürülmelidir. Ülkemizi 13 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi yönetmektedir. Adalet ve Kalkınma Partisi bu süreç içerisinde önemli hizmetlerde bulunmuş olabilir. Ancak geneli değerlendirdiğimizde Türkiye’yi çok tehlikeli olaylarla karşı karşıya bırakmıştır. Türkiyemiz böyle bir süreçte bir bölünmenin eşiğine getirilmiştir. Oslo süreci diye başlatılan bir ihanet çalışması Türkiye’nin bölünmesini hedefleyen bir çalışma olarak dikkat çekmektedir. O bakımdan bunu hafife almamak gerekir. Türkiye bölünürse çok şeyler olur bu ülkede. Hangi partiden olursak olalım. Hangi partiye gönül verirsek verelim, hepimiz bu milletin aziz evlatları olarak siyasi tercihlerimizi farklı koyabiliriz veya başka partiler içerisinde beğenmediklerimizin yerine siyasi parti kurabiliriz. Ama Türkiye karmakarışık olursa, bin yıllık kardeşliğimiz tehlikeye girerse o zaman da siyasi partiler de anlamını yitirir. Bunun için Türkiye’nin bölünmesini engellemek hepimizin birinci görevi olmalıdır. Eğer bölünmede bugünkü iktidar çözülüm açılım diye, ne üdüğü belirsiz vatandaşa anlatmakta güçlük çekilen konularla ısrar ederse, o zaman Türkiye’de bir iç çatışma kendisini hissettirirse, fazla uzağa bakmaya gerek yok Irak yanımızdadır, Suriye yanımızdadır. Allah muhafaza Türkiye böyle bir konuma düşmemelidir.”

 

TOPLUMSAL YAPIDA TAHRİBAT AÇILDI

 

Bahçeli, yolsuzluğun da Türkiye için önemli bir sorun olduğunu söyleyerek “İkinci önemli konu toplumsal yapımızda büyük bir tahribat açılmıştır. Bu tahribat yolsuzluk olarak kendisini adlandırmıştır. Bu yolsuzluk üzerine çok ciddi gidilmelidir. Buna kumpas, montaj v.s. gibi veya bunlar hükümete karşı hazırlanmış bir darbe gibi algılanarak Türkiye’de bir paralel uydurmasıyla bir takım faaliyetlerin üstü örtülmek istenirse bu toplumsal tahribat önemli sosyal yaralar açabilir. Ve Türkiye’de büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınabilinir” dedi.

 

SANDIĞA GİDİP, OYLARA SAHİP ÇIKMALIYIZ

 

MHP lideri Devlet Bahçeli 7 Haziran seçimlerinin önemsenmesi gerektiğini belirtti. Herkesin sandığa gitmesi gerektiğini ifade eden Bahçeli şöyle konuştu:

 

“Sosyal ve ekonomik sorunlarımız vardır. Bunların da çözülmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca 7 Haziran seçimlerini önemsemeliyiz. Bu seçimlerde mutlaka sandığa gitmeliyiz. Oylarımızı, tercihlerimizi gönül rahatlığıyla kullanabilmeliyiz. Ama bu yetmiyor. Sandığa da sahip çıkabilmeliyiz. Verilen oylarımıza sahip olmalıyız. Nitekim bugünlerde bakıyorsunuz. Sandıkların güvenliği açısından önemli bir tartışma başlatılıyor. Türkiye’de ilk defa Almanya, Avrupa’nın diğer ülkelerinde orada bulunan vatandaşlarımızın Türkiye’ye gelerek gümrük kapılarında verdikleri şimdi yerinde kullanılabilir hale gelmişken iki olay oradaki konsoloslukların denetiminde yapılan bir oylamada hile ortaya koymuştur. Şimdi Türkiye’de de buna benzer olaylar tartışılıyor, konuşuluyor. Seçim acaba güvenlik içerisinde yapılabilinir mi? Seçimlerde önemli olaylar olabilir mi? Bunar tartışılır hale geliyor. Bunlar bizi sandığa gitmemizde caydırmamalı. Şartlar ne olursa olsun Türkiye’nin böyle bir geçitte mutlaka milli irade etkin olmalı, temel tercihleriyle ya iktidara devam demeli veyahut da yıkıp atmalı. Başka bir çare kalmamıştır. Burada bir hassasiyet ortaya koyamadığımız takdirde 8 Haziran’dan sonra büyük bir pişmanlığa düşmemek lazım.”

 

“AKP İSTEDİ DİYE YÜRÜYÜŞÜMÜZDEN VAZGEÇMEYİZ”

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bozüyük’ten sonra geldiği Bilecik’te Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde halka hitap etti. Yaklaşık 4 bin kişiye hitap eden Bahçeli tarihe, ecdada, şehitlere ve bayrağa sahip çıkmak için yürüdüklerini belirterek şunları söyledi:

 

“Ortak geçmişten gelip ortak geleceği kucaklamak için yürüyoruz. Milli değerler etrafında kenetlenmek için yürüyoruz. Türkiye’nin onurunu yüceltmek, milli birliği, milli kimliği, üniter milli devleti müdafaa için yürüyor, yürüyor, yürüyoruz. Durmuyoruz, duraklamıyoruz, dinlenmiyoruz, geri çekilmiyoruz.Yürüyüşümüzden vatansızlar rahatsızdır.Yürüyüşümüzden Türk düşmanları korkmaktadır. Yürüyüşümüzden ecdadımıza katliamcı diyen entrikacılar kaygılanmaktadır. Çünkü bizim yürüyüşümüz Türk milletinin barış, huzur ve kardeşliğine hizmettir. Çünkü bizim yürüyüşümüz Türkiye’nin kurtuluşuna, Türklüğün yükselişine, kuruluş felsefesinin ihyasına kilitlenmiştir. AKP istedi diye yürüyüşümüzden vazgeçmeyiz. Kan kardeşi PKK, siyasi ikizi HDP gocundu diye yolumuzdan dönmeyiz. Çözülme süreci zarar görüyor, batı böyle istiyor, cinayet projeleri şöyle buyuruyor diye ülkülerimizden de asla ayrılmayız. Diyarbakır’da Serok, Bilecik’te Yörük maskesi takan Davutoğlu iyi bilsin ki; biz Milliyetçi Hareket Partisi’yiz. Milliyetçi Hareket Partisi; tavizkar, teslimiyetçi ve tahripkâr zihniyetlere karşı duruşun merkezidir. Biz varken, küresel ayak oyunları amacına ulaşamayacaktır. Biz varken, dayatma, tehdit, açılım, yıkım, çözüm belini doğrultamayacaktır. Biz ayaktayken, ekonomik sömürü, planlanan sosyal ve siyasal felaket sonuç vermeyecektir.”

 

“TÜRKİYE KÖTÜRÜM BİR İKTİDARIN ELİNDE”

 

Konuşmasında Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yüklenen MHP Lideri Bahçeli şöyle devam etti:

 

“Türkiye kötürüm bir iktidarın elindedir. Başbakan vesayet altında, bakanları uzaktan kumandalıdır. Bugün ülkemizde her şey birbirine karışmıştır. Doğru ile yanlış yer değiştirmiştir. Davutoğlu tezvirat ve dedikoduyla siyaset yapılacağını zannetmektedir. AKP’nin vizyonu yoktur. Heyecanı yoktur. Geleceği yoktur. Adaleti yoktur. Ahlakı yoktur. İzanı yoktur. Kökü ve kimliği yoktur. Milli ve manevi değerleri sıfırı tüketmiştir. AKP yok hükmündedir. AKP lafta iktidardır, gerçekte ise iktidarsızlığın pençesindedir. Tek adamlık planları yapan Erdoğan, AKP’yi hücrelerine kadar elinde tutmaktadır. Erdoğan AKP’nin fiili eş genel başkanı olarak paralel ve korsan mitinglerle yasa ve Anayasa’yı açıktan çiğnemektedir. Hukuk devre dışıdır. Tarafsızlık saha dışındadır. Şeref ve namus üstüne edilen yeminler gündem dışıdır. Devlet terbiyesi, devlet umuru kenardadır. ‘Alışılmış Cumhurbaşkanı olmayacağım’ diyen Erdoğan, yıkım ve parçalanmanın alıştırmalarını alışık olduğu yöntemlerle icra ve ifa etmektedir. Maksadı başkanlık sistemine geçebilmek için AKP’ye oy toplamaktır. Amacı PKK ve HDP’yle yeni Anayasa yazmak, yeni Türkiye isimli yıkımın temellerini kazmaktır. Bilecik oynanan rezil oyunu görmektedir.”

 

“HARAMZADELER”

 

Bilecik’in işsiz ve gelirsiz olduğunu ifade eden Bahçeli, “Fakat haramzadeler Ankara’ya 1 milyar 370 milyon lira değerinde bin yüz elli odalı kaçak ve karanlık saray yaptırmıştır. Bilecik, ‘Çiftçinin hali ne olacak, hayat pahalılığı ne zaman bitecek’ merakındadır; 17-25 Aralıkçılar hazineyi hortumlamakla meşguldür. Erdoğan ve Davutoğlu ise asgari ücreti yok mu arttıran diye bağırmakta, bizim teklifimizi alaya almaktadır. İşsizler iş kaygısındadır, Erdoğan ise ‘İş beğendiremiyoruz, Vietnam’dan şoför getiriyoruz’ mazeretine sığınmaktadır” dedi.

 

DAVUTOĞLU’NA SÜLEYMAN ŞAH ELEŞTİRİSİ

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 15 Mayıs’ta Bilecek’e geldiğini anımsatarak, “Davutoğlu şaşkın, şuursuz, ufuksuz, yönsüz ve dengesizdir. Bildiğiniz gibi bu saray hafiyesi, bu saray tebaası 15 Mayıs’ta buraya gelmiştir. Ve Bilecik’e Süleyman Şah’tan selam getirdiğini söylemiştir. Sayın Davutoğlu bu neyin selamıdır? Süleyman Şah Türbesini bırakıp kaçmanın mı selamıdır? Saygı Karakolu’nu bombalamanın mı selamıdır? Vatan topraklarını peşkeş çekmenin mi selamıdır?Bu selam neyin nesidir? Süleyman Şah’ın bedduasını alanların, selam getirmesi kara mizahtır. Davutoğlu 25 Ocak 2015 günü, Diyarbakır’da Kobani’yi selamlıyor, Kobanililerin alnından öpüyor, Kobani’yi tarihi emanet olarak görüyordu. Kürtçe’yi Türkçe kadar öğrenmekten bahsediyordu. Serok Ahmet olmakla övünüyordu. Şimdi bu Davutoğlu Süleyman Şah’tan selam getiriyor. Ancak geçmişte Kandil’i selamlarken aklına Süleyman Şah gelmiyordu. Aziz ecdadımızın kemiklerini sandıklara koyup evden eve nakliye araçlarına koyarken, Ertuğrul Gazi’nin muhterem babasına hürmet etmiyordu. Davutoğlu tükenmiş, dağılmış, sarayda omurga kaybı yaşamış bir siyasetçi olarak tarihe şimdiden geçmiştir. Şeyh Edebali’nin huzuruna çıkıp, siyaseti bu aziz büyüğümüzün ahlakıyla yapacağını kendi kendine mırıldanması ise baştan ayağa yalan ve ucuz istismardır. Davutoğlu AKP’deki düşüşü gördükçe şoka girmekte, siyasi felç geçirmektedir. Zira 7 Haziran akşamı defteri dürülecektir” dedi.

 

“CAHİL MİSİN MÜFTERİ Mİ? ÇAMUR MUSUN MÜNAFIK MI?”

 

Başbakan Davutoğlu’nun Yozgat’taki konuşmasında, 28 Şubat döneminde başörtüsü yasağının geldiğini ifade ettiğini söyleyerek şöyle devam etti:

 

“Zulmün diz boyu olduğunu söylemiş, iktidarda da bizim bulunduğumuzu hayasızca ileri sürmüştür. Merhum Menderes asılırken MHP neredeydi diyen Davutoğlu bir kez daha mayına basmış, ters köşeye yatmıştır. Bilecik’ten Davutoğlu’na çağrıda bulunuyorum: Eğer 28 Şubat sürecinde MHP’nin iktidarda olduğunu ispat etmezsen namertsin. Eğer 28 Şubat’ta MHP’nin sorumluluk üstlendiğini hemen, çok acil somut delilleriyle ortaya çıkaramazsan siyasi şeref yoksunu olmaktan kurtulamayacaksın. Davutoğlu haberin olsun, yine çuvalladın, yine yaş tahtaya bastın. Cahil misin müfteri mi? Çamur musun münafık mı? Sayın Davutoğlu sen kimsin? Bu desteksiz atışları, bu yalan dolanı sana kimler öğretti? Milliyetçi Hareket’i 28 Şubat’ta iktidarda göstermek en hafif tabirle Türk milletine küfür, maneviyata saplanan zehirli hançerdir. 12 Eylül’ün gölgesinde palazlanan, darbelerin yan ürünü olan Davutoğlu ve zihniyeti değil midir? 28 Şubat’ın beşiğinde sallanan, kundağında pışpışlanan Davutoğlu ve zihniyeti değil midir? Yalancı bir şahıstan Başbakan olur mu? Paralel dediklerinin elinden tutup devlete yerleştiren, sonra da dönüp darbe yapıyorlar, inlerine gireceğiz diyen çürümüş bir anlayıştan bu ülkeye, bu millete hayır gelir mi? Davutoğlu bilesin ki, iki yanlıştan bir doğru çıkmaz. Ne var ki dört rüşvetçiden Yüce Divan çıkar ve adaletin şamarı kafanıza iner, çok yakında da arka arkaya inecektir.”

 

Devlet Bahçeli, Türkiye’nin MHP iktidarıyla, milli varlığına, tarihi misyonuna sahip çıkarak bugün içinde bulunduğu ataletten kurtulacağını söyleyeerk ” Ülkemizi 2023’de bölgesel güç ve küresel aktör, 2053’te de küresel güç mertebesine çıkaracağız. Hedeflerimiz büyük, ülkülerimiz berrak ve herkesi kapsamaktadır. Kaynaklarını hesaplayarak açıkladığımız plan ve projelerimiz bir yönüyle iktidar programıdır” dedi.

 

KÜTAHYA’DA KONUŞTU

 

OSMANLI TOKADI YİYECEK

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bilecik’ten sonra geldiği Kütahya’da halka hitap etti. Zafer Meydanı’nda düzenlen mitingde 10 bina yakın kişiye konuşan Bahçeli, “Kütahya’nın her köşesi şehitliktir. Her karışı şehit kanıyla sulanmıştır. Kütahya milli ruh ve ahlakı zirveye çıkarmış, buna da gözü gibi bakmıştır. Tek dişi kalmış canavarın hükmü geçmişte Kütahya’ya sökmemiştir. İnanıyorum ki bugün de sökmeyecek; AKP-HDP-PKK ve küresel komplo Kütahya’dan Osmanlı tokadını yiyecektir” dedi.

 

DAVUTOĞLU DA BAŞKANLIK PROPAGANDASINA MEMUR EDİLMİŞ

 

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yüklenen Devlet Bahçeli şöyle devam etti: “Davutoğlu farklı bir alemdedir ve gerçeklerden tamamen kopmuştur. Erdoğan ise başkanlık sistemiyle ilgili yasa dışı bir kampanya yürütmektedir. Sizler yoksulsunuz, ama Erdoğan dolar milyarderidir. Sizler aç ve açıktasınız, Erdoğan har vurup harman savurmaktadır. Sizler çaresiz ve üzgünsünüz, Erdoğan ve havuzcular yetmez ama evet diyerek banka hesaplarını doldurmaktadır. Bu reva mıdır? Bu hak mıdır? Bu adil midir? Bu helal midir? Bu doğru mudur? Davutoğlu da başkanlık propagandasına memur edilmiş, Başbakanlık görevini dinamitlemekle vakit geçirmektedir. Ve bize 1961 yılında, merhum Menderes asılırken nerede olduğumuzu Kütahyalının huzurunda sormaktadır. Bizi bilen bilir, tanıyan hakkımızı verir. Madden ve fiziken kuruluşumuzdan 8 yıl öncesinde nerede olduğumuzu soran Davutoğlu’na aslında nerede bulunduğumuzu buradan açık açık söylemek istiyorum: Biz Orhun’daki iradeyiz. Biz Malazgirt’teki zafer duasındayız. Biz Söğüt’ten yayılan idrakiz. Biz Çanakkale’de destan yazan şuurdayız. Biz Samsun’a çıkan ilk adımın ardındayız. Biz Sakarya’da, Dumlupınar’daki meydan okumayız. Biz Cumhuriyet’i kuran yüksek azmin ta kendisiyiz. Çünkü biz Türk milliyetçisiyiz. Kandil’de olabilir, İmralı’da dolaşabilir, Oslo’da bulunabilir, her şeyi alttan alabilir. Hatta ihanet ve melanet sürecindeki ana aktör de olabilir. Fakat biz Türkiye’nin yanındayız, biz Anayasa’dan çıkarılmak istenen Türklüğün taraf ve müdafaasındayız.”

 

AKP MİLLET DEĞİL, HDP’NİN İKTİDARDAKİ İKİZİDİR

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun HDP binalarına yapılan saldırıların failinin tespit edildiğini söylediğini ifade eden Devlet Bahçeli, “Fail tespit edildiyse, Başbakana düşen bu suikastçının kimliğini hemen açıklamasıdır. Davutoğlu neyi beklemektedir? Henüz yakalanmasa da, bu failin bağ ve bağlantılarını deşifre etmelidir. 7 Haziran’ı sancılı ve kanlı bir ortama dönüştürmeyi amaçlayan bu hain kimdir? azmettiricileri kimlerden oluşmaktadır? MHP ile HDP paslaşıyor diyerek bize aklınca kara çalmaya çabalayan Davutoğlu bir şey biliyor da söylemiyorsa yalancıdır, müfteridir. AKP’yle HDP’nin Dolmabahçe’de yan yana gelip İmralı canisinin 10 maddelik ihanet metnini okumasını Davutoğlu ne çabuk aklından çıkarmıştır? Pazarlıkları, Kandil-Oslo-İmralı üçgenindeki ihanet müzakerelerini nasıl da görmezden gelmiştir? Başbakan, dün AKP’nin milletin ta kendisi olduğunu iddia etmektedir. AKP millet değil, PKK’nın suç ortağıdır. AKP millet değil, HDP’nin iktidardaki ikizidir. AKP millet değil, Türk düşmanlarının liman ve sığınağıdır” dedi.

 

HERKES BİLSİN Kİ AKP GİDİYOR

 

MHP’nin iktidara yürüdüğünü söyleyen Bahçeli, “Erdoğan ve Davutoğlu sonu gördükçe, millet üzerinde kumar oynamaya yeltenmektedir. Herkes bilsin ki, AKP gidiyor, hesap sormak ve Dumlupınar ruhuyla Türkiye’yi kurtarmak için MHP yürüyor, MHP geliyor. Ve buna da sadece 18 gün kalmıştır. Sanki Türkiye Erdoğan’ın miras malıdır. İkbal ve menfaatleri için çatışan, gerginlikten medet umanlar Erdoğan’ın peşine takılmıştır. Millete hizmeti şeref bilenler de Milliyetçi Hareketle birlikte yürümenin hedef ve özlemindedir. Kucaklaşmanın adresi Milliyetçi Harekettir. Uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Harekettir. Çare Milliyetçi Harekettir. Sizlere çözüm dediler, çözülme için PKK’ya söz verdiler, affetmeyiniz. İmralı canisiyle pazarlık yapıp Türkiye’yi yeni Anayasayla bölme konusunda mutabakat sağladılar, affetmeyiniz. 12 yıl 6 ay 4 günlük hezimet ve hüsran tablosunu unutmayınız. Unutmadığınız ne varsa, 7 Haziran’da sandığa gittiğinizde aklınıza getirip AKP’nin kalbine demokratik hançeri indiriniz” diye konuştu.

 

ESKİŞEHİR’DE KONUŞTU

 

DAVUTOĞLU YANLIŞ ARIYORSA SARAYA BAKMALI

 

MHP Lideri Devlet Bahçeli Kütahya’dan sonra geldiği Eskişehir’de Odunpazarı Meydanı’nda düzenlenen mitinge katıldı. Bilecik ve Kütahya’daki mitinglerde olduğu gibi Eskişehir’deki miting de şehitler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra başladı. 10 bini aşkın kalabalığa hitaben konuşan Devlet Bahçeli, Eskişehir’de de Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yüklendi. “Başbakan diyor ki, eski Türkiye partilerinden oluşan dört yanlış tek bir doğru olan AKP’yi hedef alıyormuş. Yani tek doğru AKP’ymiş. Bu sakat mantık Eskişehir’de tutar mı?” diyen Bahçeli konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu marazi hesap Eskişehir’de kabul görür mü? Oysaki AKP baştan ayağa yanlıştır, yanlıştadır. Bunu en iyi sizler biliyorsunuz. Yönetemeyen iktidar yanlıştadır. Teslimiyetçi yönetim yanlıştadır. Hukuktan kaçan hükümet yanlış yapmıştır. Seviyesizlik ve ilkesiz kadrolar yanlışta yarıştadır. Sıfır sorundan herkesle soruna dönen dış politika yanlış çakılmıştır. Müslüman zulmüne taşeronluk yapan BOP eş başkanı yanlışa düşmüştür. İmralı canisi ile pazarlık yapan şerefsizler yanlışın ve yozlaşmanın kucağındadır. Hülasa, AKP’nin her şeyi yanlış, her sözü aldatmadır. Davutoğlu yanlış arıyorsa ya saraya bakmalı, ya da aynadaki akislerine başını çevirmelidir. Davutoğlu 4 yanlış görmek istiyorsa, kaçak ve karanlık saraya sığınan rüşvetçi bakanlara odaklanmalıdır. AKP 4 bin 568 günlük iktidarında her şeyi eline yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Bölücülüğü meşrulaştırmış, yanlış yapmıştır. Açılım kılıfıyla yıkımı maskelemiş, yanlış yapmıştır. Helal bahanesiyle yolsuzluğu örtmüş, yanlış yapmıştır. Harama inançlarımızı alet etmiş, yanlış yapmıştır. Bitmeyen kalkınma masalları anlatmış, yanlış yapmıştır. Hukukun çivisini çıkarmış, yanlış yapmıştır. Ahlaka operasyon yapmış, yanlışa gömülmüştür. Çözüm diye çözülmeyi savunmuş, yanlışa düşmüştür. Devleti kilitlemiş, demokrasiyi zedelemiş, özgürlükleri zayıflatmış yanlışın dibine oturmuştur. Kaldı ki 17-25 Erdoğan yanlıştır. Serok Ahmet ise her şeyiyle yanlış bir isimdir. AKP 12 yıl 6 ay 4 gündür yanlış yoldadır. Bu partinin bir defa varlığı yanlış, iktidarda olması tamamen talihsizliktir.”

 

26 MİLYON İNSANIMIZ KENDİNE YENİ BİR ELBİSE ALAMIYOR

 

 

Türkiye’de her doğan çocuğun borçla gözünü açtığını söyleyen Devlet Bahçeli, “44 milyon insanımız iki günde bir kap et yemeği yiyemiyor. 26 milyon insanımız kendine yeni bir elbise alamıyor, eskilerle idare ediyor. 58 milyon insanımız evinde mobilyasını değiştiremiyor. 61 milyon insanımız konut masraflarının altında eziliyor. 42 milyon insanımız borçlarını ödemekte zorlanıyor. 63 milyon insanımız evinden uzakta bir hafta tatil yapamıyor. Her doğan çocuk dünyaya borçla gözünü açıyor. Vatandaşlarımız kredi kartı batağında feryat ediyor. Mutfaklarda tencere kaynamıyor. Gençlerimiz işsizlikten kırılıyor, kadına şiddet, uyuşturucu, boşanmalar, ödenemeyen çekler, senetlerdeki patlamalar Eskişehir’in önünü kapatıyor. Türkiye’de doğru olan ne bırakılmıştır ki, Davutoğlu AKP’nin doğruluğundan bahsetmektedir?” dedi.

 

COP, GAZ, KELEPÇE, MAHKEME VE DAYAK AKP’NİN SEMBOLÜ HALİNE GELDİ

 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ak Parti hükümetlerini eleştirerek “AKP, bundan 12 yıl 6 ay 4 gün önce iktidara geldiğinde 3 Y ile yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele edeceğini söylemişti. Soruyorum sizlere bugün geldiğimiz zaman diliminde yolsuzluklar ortadan kalkmış mıdır? Elbette ki hayır. Bırakınız ortadan kalkmasını, her sene katlanarak büyümüştür. Başbakan ve bakanlarının çocuklarıyla birlikte içinde çırpındıkları pislik çukurları oluşmuştur. Cop, gaz, kelepçe, mahkeme ve dayak AKP’nin sembolü haline gelmiştir” ifadelerini kullandı.

 

ŞİMDİ KEFEN SİYASETİ YAPIYORLAR

 

Eskişehirlilerin asla oyuna gelmeyeceğini ve kefen edebiyatına kanmayacaklarını ifade eden Devlet Bahçeli, “Şimdi de kefen siyaseti yapıyorlar. Ölmekten, şehadetten bahsediyorlar. Kaybedeceklerini anlayınca, yeni bir mağduriyet yoluna sapıyorlar. Ve yine yanlış yapıyorlar, yine çuvallıyorlar. Ne var ki, mağdur olan ne Erdoğan, ne Davutoğlu, ne de AKP kadrolarıdır. Mağdur Türkiye’dir, mağdur aziz milletimizdir, hakkı yenilen Eskişehir’dir. Eskişehir tuzağa düşmez. Eskişehir oyuna gelmez. Türkiye’yi kefenlemeye çalışan, inançlarımıza, kültürümüze, kardeşliğimize idam fermanı yazan işbirlikçilerin kefen edebiyatına asla kanmaz” diye konuştu.