Aylin Nazlıaka ve Zeynep Altıok Akatlı suç ortakları mı?
31 Ocak 2016 16:00

Büyük önderimiz Atatürk’ün hatırı için verilen oylarla seçilip milletvekili olan bir CHP’linin Meclis’teki odasında onun fotoğrafının indirilip çöp kutusunun yanına konulmasını ben de mantık ve akıl muhakemesi yoluyla bu zavallı kişi veya kişilerin kim olabileceğine dair yorum yapmak istiyorum.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Bu yorumu Atatürk’ün fotoğrafının indirilmesi konusunda adları geçen iki milletvekilinin basında geçen ifadelerine dayanarak yapacağım.

Öncelikle Aylin Nazlıaka’nın on milletvekilinin birlikte bulunduğu Meclis kulisinde ”Arkadaşlar bugün ilginç bir olay yaşadım;Atatürk’ün resmini duvardan indirdim.” Diğer milletvekilleri nasıl olduğunu sorunca Aylin Nazlıaka’da ”Bir CHP milletvekili arkadaşımı Meclis’teki odasında ziyaret ettim.Çay içerken gözüm Atatürk’ün büyük bir fotoğrafına çarptı,gidip onu yere indirdim.” Diğer milletvekilleri tekrar nedenini sorunca ”Yeni şeyler söylemek lazım” demiş.

Bu ifadelere baktığımız zaman Aylin Nazlıaka olayın faili olarak görünüyor.

Ayrıca bu ifadelerden anladığım kadarıyla Aylin Nazlıaka bir ikilem içinde olduğunu gösteriyor.

Bir taraftan diğer arkadaşının ispiyonlamasıyla adı Atatürk düşmanı olarak çıkar endişesiyle, olayı kendisi itiraf ediyor.

Aylin Nazlıaka işlenen bir kusur veya suçun kişinin kendisi tarafında itiraf edilmesiyle tepkilerin azalacağı psikolojisini çok iyi biliyor.

Aylin Nazlıaka’nın kendi kendini ele vermesinden diğer bir ümiti de olayın Dersimli Kemal’e aksetmesiyle genel başkanlarının gözünde değer kazanması ve CHP içinde yükselmesi, aynı zamanda bir daha ki seçimlerde tekrar aday gösterilmesi makyavelist düşüncesine dayanıyor.

Nitekim son kurultaydan sonra Dersimli Kemal kontenjanı ile Parti Meclisi’ne seçilmiştir.

Yani ödülünü almıştır.

Dersimli Kemal’in Dersimcilik sendromu patlamasıyla Atatürklü yılları zaman zaman eleştirmesi onun bir numaralı Atatürk karşıtı olduğunu bilmeyen var mı?

Aylin Nazlıaka’nın bu itirafına tepkiler artınca ‘‘Olay doğru ama Atatürk’ün fotoğrafını ben indirmedim,başka bir CHP milletvekili indirdi; ben de onu ikaz ettim” demiş.

Psikoloji bilminin tespit ettiği ”İnsanın ağzından döfaktö olarak ilk çıkan ifadeler onun gerçek düşüncesini yansıtır” bilgisini aktararak Aylin Nazlıaka’nın artan tepkilerden dolayı inkar yoluna gidebileceği pek muhtemeldir.

Şimdi gelelim bu çirkin olayda adı geçen diğer CHP milletvekili Zeynep Altıok Akatlı’nın basında geçen ”Altıok soyadı bir tesadüf değildir.Atatürk ilkelerini temsil eden Altıokailemin soyadı tercihini belirtmiştir.Öte yandan ‘yetmez ama evetçi olmadığımı’ herkes bilir, gazetelerde dergilerde bulabilir.Tıpkı Atatürk ilkelerine bağlılığım gibi.İftira ve dedikodular üzerinden kendimi savunma ihtiyacı hissetmedim.Memleketimin her yanında çocuklar insanlar ölürken, bir milletvekili olarak dedekodu düzeyinden bir adım öteye geçmemiş olan bu tartışmaları da gündemde tutmayı ayıp sayarım.O FOTOĞRAFLAR ELBETTE BEN İNDİRMEDİM” ifadelerini sarf ediyor.

Zeynep Altıok bu ifadelerinde o kadar çok açık veriyor ki, faillerin kim olduğunu buradan anlamamak olası değil.

Bir defa adla soyadla bir insan Atatürkçü olamaz, bu kandırmaca bir iş.

Örneğin Kürtçü partinin eski genel başkanı, şimdiki Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün, Türklüğü kabul etmediği gibi duyduğu kini unutmamak gerekir.

Ayrıca Zeynep Altıok yukarıda geçen ifadelerinde kimin tarafında olduğunu dilinden döfaktö olarak aniden dökülenlerle çok net gösteriyor.

Bu ifadelerde ölen çocuk ve insanlardan bahsederken Atatürk’ün ordusundaki Mehmetçiklerin ve polislerin vatan uğrunda canlarını verdiğinden hiç bahsetmiyor.

Bu nasıl Atatürkçülük’se biri bana açıklasın.

Şunu Zeynep Altıok’a anımsatmak isterim ki, babasını Sivas’ta katledenler Atatükçüler değildi, Atatürk düşmanlarıydı.

Şimdi bu meselenin bam teline dokunalım.

Zeynep Altıok ifadesinin en sonunda ”Fotoğrafı elbette ben indirmedim’‘ diyor.

”Fotoğrafı elbette ben indirmedim” tümcesini analiz edelim.

Böyle bir olay olmamış olsaydı Zeynep Altıok ”Böyle bir olay olmadı, bunu kim çıkardı’‘ derdi döfaktö olarak.

Ama suçu kabullenmeyenlerin telaşı ile ”Fotoğrafı elbette ben indirmedim” diyor.

Ağızdan döfaktö olarak çıkan bu ani ifade odasındaki Atatürk’ün fotoğrafının indirildiğini ama bunu bir başkasının yaptığını gösteriyor.

Bir de burada kullandığı ”elbette” sözcüğü eylemi bizzat yapan bir suç ortağını gösteriyor.

Adı geçen her iki milletvekilinin ifadelerinden çıkardığım sonuç şu ki, bu çirkin olayı birlikte kotarıyorlar ama fiziki olarak bizzat fotoğrafı duvardan indiren kendisinin ilk ifadesinde belirttiği gibi Aylin Nazlıaka görünüyor.

Sohbet sırasında önce işi pişiriyorlar, yeni bir şeyler söylenmesi gerektiğine dair birbirlerini pohpohluyorlar.

Bunun önündeki engelin Atatürk olduğunda karar kılıyorlar ama Zeynep Altıok fotoğrafı indirmeye cesaret edemiyor, bu eylemi genel başkanı Dersimli Kemal’in Dersim sendromuna dayalı Atatürk karşıtlığından aldığı güçle Aylin Nazlıaka yapıyor.

Aylin Nazlıaka şimdi ”ispiyoncu durumuna düşmek istemem” diyor.

Yerseniz tabi.

Hayır, ispiyoncu olmaktan değil, suç ortağının kendisini ifşa etmesinden çekiniyor bence.

Çünkü Zeynep Altıok öyle vurgulu bir şekilde ”O fotoğrafları elbette ben indirmedim’‘ diyor ki, bu bir tehdittir.

Beni ispiyonlarsan, seni ispiyonlarım tehtididir.

Aylin Nazlıaka ve Zeynep Altıok’un birbirlerini ele vermeme de anlaştıkları çok muhtemeldir.

Zeynep Altıok alttan sopa gösterdikçe Aylin Nazlıaka susuyor.

Gerçek fail kim diye sorarsanız, yanıtım istisnasız Dersimli Kemal olur.

Şimdi de Dersimli Kemal ”Tazıya kaç, tilkiye tut” yöntemi ile olayı unutturmaya çalışıyor.

Çünkü Zeynep Altıoku’da genel başkan yardımcılığı ile taltif etti.

Atatürk’ün partisi ne hallere düştü, nankörler cirit atıyor.

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter