‘Aydın, JES’lerle Hiroşima’ya dönüştürülüyor!’

‘Aydın, JES’lerle Hiroşima’ya dönüştürülüyor!’
27 Haziran 2020 11:00

İYİ Parti Aydın milletvekili Aydın Adnan Sezgin “Aydın’ın Germencik ilçesinde yapılması planlanan EFE-8 Jeotermal Enerji Santrali (JES) karşısında Aydın halkının ortaya koyduğu direniş ve yıllardır süren hukuk mücadelesi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere bazı kesimlerce yok sayılıyor.” dedi.

 

 

Aydın açıklamasında şunları kaydetti:

 

 

Germencik’te göz göre göre bir çevre ve doğa katliamı yaşanıyor. Dünyada JES tesislerinin en yoğun bulunduğu Germencik’te, yeni JES’lerin yapılması için şirketler, Bakanlık ve Danıştay adeta savaş veriyor!

Yerel mahkeme tarafından 2 defa alınan “ÇED Olumlu raporunun iptali” kararı ve JES’lerin zararlarını açık bir şekilde ortaya koyan bilirkişi raporlarına rağmen, Bakanlık şüpheli bir ısrarla, santralin kurulması için her türlü yolu deniyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, henüz temyiz süreci devam ederken yeni bir ÇED süreci başlatmış ve Danıştay’ın yerel mahkeme kararını iptal etmesinin hemen ardından yeniden ÇED olumlu kararı almıştır.

Bakanlık, JES yatırımcısı şirketlerle kol kola, iktidarın baskısıyla alındığı intibaı yaratan Danıştay kararının da desteğiyle, Germencik’i ve Aydın’ı JES’lerle “boğmaktadır”.

Bilirkişi raporları ısrarla yok sayılmakta, mahkeme kararları ardı ardına iptal edilmektedir.

15 Haziran 2017 tarihinde alınan “ÇED Olumlu” kararının ardından, yerel mahkeme tarafından ve bilirkişi raporlarına dayanılarak kararın 2 defa iptal edilmesine rağmen, Danıştay tarafından bu kararlar bozulmuş ve ardından Bakanlık tarafından geçtiğimiz günlerde yeniden “ÇED Olumlu” kararı alınmıştır.

Ekte özetlenen süreç, JES’lerin zararlarını ve Aydın’ın göz göre göre nasıl imha edilmeye, topyekun zehirlenmeye ve adeta “Hiroşima’ya dönüşme” tehdidi altında bulunduğunu gözler önüne sermektedir.

Bilirkişi raporlarında ve mahkeme kararlarında geçen şu ifadeler, JES konusunda Aydın halkının kaygılarında ne kadar haklı olduğunu gözler önüne sermektedir:

 

 

EFE-8 JES projesinin canlı ve bitki çeşitliliği ile Aydın’ın tarımsal potansiyeli üzerinde olumsuz etkileri bulunabilir (Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin, 2017/759 esas, 2018/886 karar sayılı, 24.09.2018 tarihli kararı).
Çok sayıda JES’in birbirine yakın konumda bulunması nedeniyle kümülatif etki (etkinin katlanarak artması) ortaya çıkabilir (Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin, 2017/759 esas, 2018/886 karar sayılı, 24.09.2018 tarihli kararı).
İncir ağaçlarında meydana gelen zarar, jeotermal suyun toprağa karışması nedeniyle oluştuğu kanaatine varılmıştır (Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin, 2017/759 esas, 2018/886 karar sayılı, 24.09.2018 tarihli kararı).
Tesis, çevresindeki bitki örtüsüne, canlılara vereceği zararlar açısından çok risklidir (Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin, 2017/759 esas, 2018/886 karar sayılı, 24.09.2018 tarihli kararı).
Tesis, zeytinlerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkran tesislerdendir (11 Kasım 2019 tarihli bilirkişi raporu).
Tesiste açığa çıkacak gazların, yoğuşarak veya yağışlar yoluyla zeytinleri ve diğer tarımsal ürünleri olumsuz etkileme potansiyeli bulunmaktadır (11 Kasım 2019 tarihli bilirkişi raporu).
EFE-8 JES projesinin önemli çevresel etkileri olacaktır (Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin 2019/232 esas, 2019/920 karar sayılı, 02.12.2019 tarihli kararı).
Bilirkişi raporlarında ve mahkeme kararlarında vurgulanan bu etkilere ek olarak uzmanlar, jeotermal enerji üretimi nedeniyle, depremlerin tetiklenmesinin mümkün olduğunu vurgulamaktadır. Son 50 yılda Aydın’da yaşanan depremlerin sayısındaki artışı inceleyen uzmanlar, 1970’lerde kurulmaya başlanan ve sayısı giderek artan JES’lerin, depremleri tetiklediğini öne sürmektedir. Aydın’da sayısal olarak en fazla depremin, JES santrallerinin en yoğun olarak bulunduğu Germencik ilçesi ve etrafında meydana gelmesi tesadüf değildir.

 

 

JES’lerin denetimsizliği bütün bu tehditlere ek olarak, yangın felaketi gibi riskleri de ihtimal dahiline getirmektedir. Ülkemizde ve başka bazı ülkelerde kritik enerji ve sanayi tesisi yangınları yaşanmıştır. JES tesislerinde yangın felaketi yaşanırsa nasıl bir müdahale yapılacağıyla ilgili herhangi bir eylem planı mevcut değildir.

Bütün bu risk ve tehditler göz önünde bulundurulduğunda, Aydın’daki JES’lerin çevre, doğa ve canlı sağlığı açısından zararları, bir felakete yol açabilecek büyüklüktedir. Aydın göz göre göre boğulmaya, zehirlenmeye ve adeta Hiroşima’ya dönüştürülmeye çalışılmaktadır. Bu insanlık felaketine dur demek sadece Aydınlıların değil, tüm vatandaşlarımızın sorumluluğu olmalıdır.

JES’lere karşı azimli ve saygın bir direniş sergileyen Aydın halkının talepleri doğrultusunda, en kısa sürede, JES’lerin yarattığı tahribatın nasıl telafi edileceği ve önleneceği konusunda tarafsızlığı ve bağımsızlığı şüphe götürmeyecek ve Aydınlıları görüşleriyle oluşturulacak bir üst düzey uzman heyet tarafından gerekli tüm incelemelerin yapılması gerekmektedir.

Objektif bir rapor hazırlanmadığı ve bunun sonuçlarına uygun önlemler alınmadığı takdirde, Aydın’ın binlerce yıllık tarihine ve doğal varlıklarına karşı büyük bir sorumsuzluğun ötesinde, ilimizin ve insanlarımızın bugünü ve geleceği daha da ağır bir tehdit altına girecektir.

 

GERMENCİK’TE EFE-8 JES DAYATMASININ ARKA PLANI VE GELİNEN NOKTA

 

15 Haziran 2017 tarihli ÇED Olumlu kararı

 

 

Aydın’ın Germecik ilçesinde kurulması planlanan EFE-8 JES tesisi ile ilgili olarak Aydın Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce 15.06.2017 tarihinde “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı alınmış, Aydın Çevre ve Doğa Derneği tarafından bu kararın iptali istemiyle dava açılmıştır.

24 Eylül 2018 – “ÇED Olumlu” raporunun hukuka aykırı olduğuna ilişkin mahkeme kararı

Aydın 2. İdare Mahkemesi, 2017/759 esas, 2018/886 karar sayılı, 24.09.2018 tarihli kararında, EFE-8 JES projesinin “önemli çevresel etkilerinin olacağını, projenin uygulanacağı sahada gerek canlı ve bitki çeşitliliği ve gerekse de Aydın ilinin ve projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası etkileri dikkate alındığında, bilirkişi raporlarında da vurgulanmış risk ve etkiler” bulunduğunu belirterek, ÇED raporunun hukuka aykırı olduğunu belirterek, işlemin iptaline karar vermiştir.

Mahkeme karar metninde, karara zemin oluşturan 12.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda “dava konusu parselin konumu itibarıyla; hem geçirgen bir zemin üzerinde bulunması, hem de drenaj ve sulama kanallarının bitişiğinde bulunması nedeniyle jeotermal sıvıların yüzey ve yeraltı sularına sızma ve bulaşması açısından çok hassas olması, yakın çevrede mevcut tesisler ile zaten kümülatif etki oluşturulmuş olması, sahanın koruma altında bulunması sebebiyle faaliyetin gerçekleştirilmesinin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu hem de 3573 sayılı Zeytincilik Yasası ile çatıştığı” belirtilmiştir.

 

 

Kararda ayrıca özetle;

 

Çok sayıda JES’in birbirine yakın konumda bulunması nedeniyle kümülatif etki oluşturabileceği,
ÇED dosyasının yeterli özenle hazırlanmadığı,
Atmosfere atılan zararlı gazların ve çevrimde kullanılacak akışkanın çevreye etkileri ve nasıl bertaraf edileceğine ÇED dosyasında yer verilmediği,
Faaliyetten kaynaklanacak gaz emisyon hesaplamalarının dayandığı verilerin resmi ve kabul edilebilir olmadığı,
Bölgedeki toprakta yapılan analizlerde, jeotermal suyun karışması sonucu toprağın sodyum ve bor içeriğinin bitkilerde toksik etki yapabilecek düzeyde yüksek olduğunun belirlendiği,
İncir yaprak örneğinin toplam besin elementi değerleri incelendiğinde, bitkinin azot, potasyum ve mangan bakımından yetersiz beslendiğinin anlaşıldığı ve incir ağaçlarında meydana geldiği iddia edilen zararın, jeotermal suyun toprağa karışması nedeniyle oluştuğu kanaatine varıldığı,
EFE-8 JES tesisinin kurulmasının, telafi edilmesi mümkün olmayan çevresel etkilere neden olacağı için kamu yararına aykırı olabileceği,
Enerji üretim tesisinin parsel çevresindeki bitki örtüsüne, canlılara vereceği zararlar açısından çok riskli olduğu,
Bu nedenlerle, dava konusu “ÇED olumlu” kararının uygun olmadığı belirtilmiştir.

 

24 Eylül 2018 – Danıştay tarafından alınan bozma kararı

 

Danıştay 14. Dairesi, 24.09.2018 tarih ve E:2018/501, K:2018/8330 sayılı kararıyla, EFE-8 JES projesi kapsamında kurulacak tesisin, “zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesislerden olup olmadığının tespit edilmesi ve dava konusu proje alanının zeytinlik sahalara olan mesafesinin belirlenmesi amacıyla ek bilirkişi raporu” alınması ve “uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi” gerekçesiyle, Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuştur.

28.03.2019 tarihli “bozmaya uyma kararı” ile ek bilirkişi raporu alınarak, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.

 

11 Kasım 2019 – Ek Bilirkişi Raporu

 

Uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda şu hususlar belirtilmiştir:

 

 

EFE-8 JES tesisinin 3 km yakınında zeytinlikler bulunmaktadır.
Kurulması düşünülen tesisin ve açılmış kuyuların etrafındaki arazilerde yoğun olarak zeytin ve incir bahçeleri bulunmaktadır.
Proje kapsamında kurulacak tesis, zeytinlerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkran tesislerdendir.
JES’lerde üretim sonucu açığa çıkacak yoğuşmayan gazlar (CO2, H2S, NH3, CH4, H2 vb.) egzoz bacası yoluyla havaya verilmektedir.
Su buharıyla birlikte bu gazların yoğuşarak veya yağışlar yoluyla zeytinleri ve diğer tarımsal ürünleri olumsuz etkileme potansiyeli bulunmaktadır.
Germencik ilçesi çevresinde GÜRMAT’a ait 8 JES, MAREN şirketine ait 4 JES ve Beştepeler Şirketine ait 1 JES daha bulunmaktadır ve bu kadar santralin birbirine bu kadar yakın olarak açılması jeotermal akışkanlarda bulunan ve sepetörden havaya verilen yoğuşmayan gazlar nedeniyle, hava kirliliği oluşturma potansiyeline sahiptir.
Jeotermal sular, zeytin ve diğer tarım ürünlerine zarar verebilecek kadar yüksek miktarda kimyasal içermektedir ve bu akışkanların akarsulara, yeraltı suların, toprağa karışması yoluyla kirletme potansiyeli bulunmaktadır.
ÇED olumlu raporunda, reenjeksiyon kuyularıyla geri basılacağından bu sorunun olmayacağı belirtilse de kabuklaşma ve korozyon nedeniyle geri basımdaki problemler, çeşitli kazalar veya kuyu testleri sırasında alıcı ortama verilme (soğutularak alıcı ortama verilse de yüksek tuzluluğunu korumaktadır) gibi nedenler ile kirletme potansiyeli bulunmaktadır.
Yakın yörede açılmış bulunan yüzlerce jeotermal kuyunun oluşturacağı kümülatif etki nedeniyle, jeotermal atık sular önemli problem oluşturabilecektir.
ÇED raporu kapsamında EFE-8 santralinden saatte 33 ton yoğuşmayan gaz ortaya çıkacağı belirtilmektedir. Yine rapora göre santralden yılda 100.64 ton H2S emisyonu gerçekleşecektir.
En yakını 400 m mesafede olmak üzere çok sayıda zeytinlik, EFE-8 santralinin 3 km yarıçapı mesafe içerisindedir. Dava konusu jeotermal tesis, zeytinlerin vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz, duman çıkaran tesislerden olduğu tespit edilmiştir.

 

 

2 Aralık 2019 – “ÇED Olumlu” raporunun hukuka aykırı olduğuna ilişkin ikinci mahkeme kararı

Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin 2019/232 esas, 2019/920 karar sayılı, 02.12.2019 tarihli kararıyla, Germencik’te yapılması planlanan EFE-8 santrali ile ilgili ÇED olumlu kararı yeniden iptal edilmiştir.

11 Kasım 2019 tarihli ek bilirkişi raporuna dayandırılan mahkeme kararında, şu hususlara yer verilmiştir:

EFE-8 JES projesinin önemli çevresel etkileri olacaktır.
Projenin uygulanacağı saha, coğrafya bir bütün olarak değerlendirildiğinde, gerek canlı ve bitki çeşitliliği ve gerekse de Aydın ilinin ve projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası etkileri dikkate alındığında, anılan risk ve etkiler sebebiyle dava konusu ÇED olumlu kararı işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin 2019/232 esas, 2019/920 karar sayılı, 02.12.2019 tarihli kararı kesinleşmeden yeniden ÇED süreci başlatmıştır.

 

Bilirkişi raporlarını ve mahkeme kararlarını hiçe sayan Danıştay Kararı ve ikinci kez verilen “ÇED Olumlu” kararı

 

Aydın 2. İdare Mahkemesi’nin 2019/232 esas, 2019/920 karar sayılı, 02.12.2019 tarihli kararı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili şirket tarafından temyiz edilmiştir.

Danıştay 6. Dairesi, 2020/524 esas ve 2020/3908 karar sayılı kararında, “dava konusu projenin 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun kapsamında kimyevi atık bırakan veya toz ve duman çıkaran tesis vasfında olmadığı” değerlendirmesi yapılmıştır.

Bunun üzerine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın internet sitesinde 25.06.2020 tarihinde yayınlanan duyuruyla, Germencik’te EFE-8 JES projesi için ikinci kez “ÇED Olumlu” kararı verildiği açıklanmıştır.

Kararda, “Komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak Bakanlığımızca ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararı verilmiştir” ifadeleri kullanılmaktadır. Oysa ne halkın görüşleri, ne de bilirkişi raporları dikkate alınmayarak, projenin hayata geçirilmesi için her türlü hukuki ve hukuk dışı yöntem kullanılmaktadır.

 

 

ÇED toplantıları, bölge halkı tarafından devamlı olarak protesto edilmektedir. Vatandaşlar toplantılara “Kanser olmak istemiyorum”, “Çocuklarımız için jeotermale hayır” ve “Havama, suyuma, toprağıma dokunma” gibi döviz ve pankartlarla katılarak, JES’lere yönelik tepkilerini ifade etmektedir. Hazırlanan “ÇED olumlu” kararında da bu ifadeler tutanağa geçirilmiştir.

Halkın tepkisi, direnişi ve her türlü protestosu ÇED raporunda belirtilmesine rağmen Bakanlık tarafından tekrar ÇED olumlu kararı verilmesi, öte yandan kararda “komisyon çalışmaları ve halkın görüşleri dikkate alınarak” ifadelerinin kullanılmış olması ise hem millet iradesinin yok sayılmasıdır hem de devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan bir tutumdur.