Avukatlar Günü

Avukatlar Günü
5 Nisan 2020 11:13

Anayasa’ya ve Avukatlık Yasası’na göre Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı  temsil eden Avukat, bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eder.

 

 

Av. Kemal AKKURT H&H YORUM

 

 

Avukatların bağlı oldukları meslek kuruluşu olan Barolar, Avukatlık mesleğini geliştirmek, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumakla yükümlü kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.

 

Görüldüğü gibi, avukatlığın iki önemli özelliği  vardır: bağımsızlık”  ve “kamu hizmeti”. Bağımsız ve tarafsız olması gereken  yargının, hakim ve savcı dışında olmazsa olmaz kurucu unsuru Avukattır. Avukatın olmadığı bir yargılama, adil yargılama değildir.

 

Bundan 142 yıl önce, 5 Nisan 1878 yılında İstanbul’da Dava Vekilleri Genel Kurulu  yapılmıştır. O toplantıda Avukatların insanların canını, malını ve namusunu  korudukları belirtilmiştir. O tarihten bu yana her 5 Nisan günü, Avukatlar Günü olarak kutlanmaktadır.

 

Türkiye’de son yıllarda yargı, maalesef toplumsal muhalefet üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmaktadır. Tutuklamalar, bir tedbir olmaktan çıkmış, peşin ceza ve infaza dönüşmüştür. Adil yargılanma ilkesi,  fiilen uygulanamaz hale gelmiştir.

 

Ülkemiz, ileri demokrasi iddialarına rağmen, demokratik değerler ve düşünce özgürlüğü bakımından kısmen özgür ülkeler statüsünden özgür olmayan” ülkeler statüsüne gerilemiş, 194 ülke arasında sonuncu sıralara düşmüştür. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü, maalesef yargı eliyle bastırılmaktadır. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda dibe vurulmuştur. Bunun sonucu olarak, savunmaya yönelik saldırılar, kısıtlamalar ve baskılar kaygı uyandırmaktadır. Bu koşullarda 5 Nisanları maalesef bir “kutlama günü olarak değil, sorunlarımızı masaya yatırma günü olarak değerlendiriyoruz…

 

Avukatlar, sadece savunma görevini yerine getiren kişiler değildir. Tüm zorluklara rağmen, aynı zamanda hukukun üstünlüğünün, demokrasinin ve insan haklarının işlerlik kazanması ve  içselleştirilmesi için toplumsal bir görev yapan önder bireylerdir.

 

Avukat, sorgulayan, araştıran, hiçbir baskıya boyun eğmeden özgür düşünen kişidir. Yargı bağımsızlığının güvencesi olan avukat, yargılamada halkın temsilcisidir.

 

Hukuk Devletinin olmadığı yerde, kişi hak ve özgürlüklerinden, yargı bağımsızlığından, yargı güvencesinden, adil yargılanma hakkından, kişi güvenliğinden söz edilemeyeceği açıktır. Bu nedenle,  Hukuk Devletinin tüm kurum ve kurullarıyla yerleştiği ülkelerde, savunma hakkı kutsaldır. Yasalarımızdaki “yargı görevini yapanlar deyiminden;  Hakimler, Savcılar ve Avukatlar anlaşılır. İddia görevi ne kadar yetki ise, savunma görevi de o derece haktır. Bu nedenle avukatların görevlerini yapmaları hiçbir şekilde engellenemez. Avukatlara görevleri sırasında çıkarılan her zorluk, hukuk devletinin önünde bir engeldir.

 

Ülkemizde herkes, huzurlu, güvenli, geleceğinden emin bir şekilde yaşama hakkına sahip olduğuna ve temel haklarının devlet koruması altında bulunduğuna inanmalıdır. Bireylere bu güveni verecek olan, yürütme (hükümet) ve bağımsız yargıdır. Kurallara uyulmadığı, kişi özgürlüğü ve güvenliği keyfi bir şekilde ihlal edildiği takdirde, Hukuk Devletine duyulan güven de kaybolur. Bugün Türkiye’de yargının bağımsız  ve tarafsız olduğunu kimse söyleyemez.

 

 

Hakimler ve Savcılar  Kurulu (HSK)’nun Başkanı, siyasi olan Adalet Bakanı, tabii üyesi, aynı Bakan Yardımcısı olduğu sürece, yargının bağımsızlığı sağlanamaz. Gereken ilk şey çok basittir: Anayasa’nın 159.maddesi değiştirilerek, Adalet Bakanı ve Bakan Yardımcısı kuruldan çıkarılırsa, HSK bağımsız, özerk bir yapıya kavuşturulursa, siyasi iktidar yargıdan elini çekerse, dolayısıyla yargının bağımsızlığı da büyük ölçüde sağlanmış olacaktır. Ancak, iktidarda maalesef bu niyet ve irade yok. Yasama ve yürütmeden sonra yargı da tek elde toplanmıştır.  Kuvvetler ayrılığı ilkesi, maalesef kağıt üzerinde kalmış, fiilen kuvvetler birliğine dönüşmüştür.

 

Toplumun  güvenliği ve yargı bağımsızlığı için, devletin tüm kurum ve kurullarının, Baroların  ve Avukatların bu ortak sesine kulak vermeleri gerekir.

 

Charles Dickens, “Kötü insanlar olmasaydı, iyi avukatlar olmazdı der. Bugün ülkemizde kötü insanlar olduğu gibi, iyi işlemeyen kötü bir yargı sistemi, kötü  yasalar, yargıçlar, savcılar ve avukatlar da var. Birleşik kaplar misali, bunların hepsi birbirini etkilemektedir…

 

Ünlü Avukat Molierac’a ait şu sözler, avukatlığı çok iyi tanımlamaktadır: Görevimizi yaparken, kimseye, ne müvekkile, ne hakime, hele ne iktidara tabiiz. Bizim aşağımızda kişilerin varlığı iddiasında değiliz. Fakat hiçbir hiyerarşik üst de tanımıyoruz. En kıdemsizin en kıdemliden veya isim yapmış olandan farkı yoktur. Avukatlar esir kullanmadılar,  fakat efendileri de olmadı”.

 

Tüm olumsuzluklara rağmen, yargının kurucu unsuru, savunmanın onurlu temsilcisi, demokrasinin, hukuk devletinin ve  adaletin güvencesi tüm meslektaşlarımızın Avukatlar Günü kutlu olsun…

 

 

 

Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkanı

[email protected]

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Emek ve Dayanışma Bayramı
Dünya Barış Günü
Avukatlar Günü