Atina’daki ortak açıklamada ‘Lozan’ polemiği!

Atina’daki ortak açıklamada ‘Lozan’ polemiği!
7 Aralık 2017 13:32

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak için Atina’da. Erdoğan’ın ziyareti, Yunanistan’a 65 yıl aradan sonra Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaret özelliği taşıyor. Erdoğan, ziyaretinde ilk olarak görüştüğü Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos ile beraber açıklama yapıyor.

 

 

‘LOZAN, REFORM EDİLECEK BİR ANLAŞMA DEĞİL’

 

 

Pavlopulos, ortak açıklamada Erdoğan’ın ziyareti öncesi gündeme getirdiği ‘Lozan Anlaşması’nda güncelleme’ konusu ile ilgili olarak “Lozan’ın reform edilecek bir anlaşma olduğuna inanmıyoruz. Tartışılacak bir sözleşme değil” dedi.

 

 

‘BU ZİYARETİN AB AÇISINDAN ÖNEME SAHİP OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ’

 

 

Pavlopulos’un açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Biz Yunanistan olarak Türkiye’yi her zaman AB’de destekleyen bir ülkeyiz. Bu ziyaretinizin AB açısından da çok büyük bir öneme sahip olduğuna inanıyoruz. AB’ye Türkiye’nin tam katılımı, hem Türkiye halkına, Türkiye’ye yararlı bir olgu olacaktır.

 

 

‘TÜRKİYE-YUNANİSTAN ARASINDAKİ KÖPRÜ DAHA DA GÜÇLENMELİ’

 

 

Biz Yunanistan ve Türkiye olarak işbirliği köprüsünü inşa etme aşamasındayız. Ve bu inşa, bu köprü daha da güçlendirilmeli. Bu köprü var olan bir köprüdür, daha da güçlendirilecektir ziyaretiniz sayesinde. Bu hedefe ulaşabilmek için Yunanistan açısından tüm ulusal hukuk noktalarını tam yerinde bir saygı göstererek ulaşabileceğimize inanıyorum. Bu tabi Avrupa müktesebatını da içeren yazılı sözleşmelerle belirlenen ulusal hukuka saygı bu ilişkilerin çok önemli bir hususu olduğuna inanıyorum. Bildiğiniz gibi tarihi bir ziyaret mahiyeti taşıyan başka bir ziyaret Atatürk ve İnönü zamanında yapılmış bir anlaşmadan bahsetmek istiyorum ve bu da hepimizin bildiği gibi Lozan anlaşmasıdır.

 

 

LOZAN ANLAŞMASI TARTIŞMASI
Lozan anlaşması iki ulusun ulusal toprakların sınırlarını çizen bir anlaşma teşkil etmektedir. Bu ikili ilişkiler açısından hiçbir boşluk bırakmayan, tamamlanması gerekmeyen muğlak bölge sınırları taşımayan bir anlaşmadır Lozan anlaşması. Bunun tartışılacak, reform edilecek bir sözleşme olduğuna inanmıyoruz. Ve bu anlaşma gereğince iki ülkede de yaşayan azınlıklar çok belirgin bir şekilde dile getirilmiştir. Ve azınlıklar Yunanistan açısından dini azınlık olarak tanınmıştır. Yunanistan’da Müslüman bir azınlık Lozan Anlaşması temelinde Yunanistan’da yaşamaktadır. Ve Yunanistan bu azınlığı bir hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır.
KIBRIS KONUSU

 

Ve ikili ilişkilerden söz ederken, ikimizin de ilgi ve odak noktası olan Kıbrıs meselesine de değinmeden geçemeyeceğim. Bu konuda Yunanistan’ın bir çözüm aramasında olduğunu acil ve sürdürülebilir bir çözümü en kısa zamanda hayata geçirebileceğini umuyor ve bu konuda elinden geldiğince çaba sarf etmektedir.
GÖÇMEN SORUNU

 

 

İkili ilişkilere değinirken, temelini teşkil eden medeniyet ilkelerimize de değinmeden edemeyeceğim. Bu hususla ilgili olarak AB ile Türkiye anlaşmasına göç ve sığınmacı sorunuyla ilgili imzaladığı anlaşmanın her noktasının harfiyen yerine getirilmesini dile getirmek istiyorum. Bu konuda göç meselesinde iki ülkeye düşen maalesef zor, güç görev bu zavallı insanları göçmen ve sığınmacı statüsüne düşen insanları gösterdiğiniz şekilde ve bizim Yunanistan devleti olarak gösterdiğimiz üzere, insani medeniyet ilkelerimize saygılı bir şekilde davranmaya devam etme hususunda iki tarafın da çok büyük önemle bu meseleye eğildiğini ve bu meseleyi elinden geldiğince mükemmel bir şekilde bu sorumluluğu yerine getirdiğine inanıyorum. Ve sizin, olağanüstü olumlu ilginizi de biliyorum.
“BU ZİYARETİN ALTIN HARFLERLE TARİHE GEÇMESİNİ UMUT EDİYORUZ”

 

 

Son olarak hepimiz, bu ziyaretin altın harflerle tarihe geçmesini umut ediyoruz. Ve bunun gerçekleşeceğine inanıyoruz.
Aramızda farklılıklar, hem fikir olmadığımız hususlar olabilir. Ve bu hususlara saygıyla eğilerek bir çözüm bulabileceğimize inanıyoruz.
“İYİ İLİŞKİLERİN ESAS KOŞULU SAMİMİYETTİR AÇIK SÖZLÜ OLMAKTIR”

 

 

Fakat şunu da belirtmek isterim ki, iyi ilişkilerin esas koşulu samimiyettir açık sözlü olmaktır. Ve sizi tanıdığım bildiğim sayın cumhurbaşkanı bu niteliğe mutlaka sahiptir.
Ve sizler için de çok iyi bir ziyaret olmasını, sizin açınızdan da bu önemli ziyaretin tarihe geçmesini diliyorum. Bunun böyle olacağına inanıyorum. Ve size Atina’ya hoş geldiniz diyorum.
ERDOĞAN’DAN LOZAN CEVABI

 

 

65 yıl sonra Yunanistan’ı ilk defa ziyaret eden Cumhurbaşkanı olan Erdoğan açıklamasında şunları söyledi:

Bugün ülkelerimiz adına çok önemli bir gün. 65 yıl aradan sonra rahmetli Celal Bayar’ın ziyareti, ondan sonra ilk defa bir resmi ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bunun bana nasip olması sebebiyle ayrıca mutluyum.

İki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcına vesile olmasını ayrıca diliyorum. Tabi bazı gerçekleri açık net sizler ortaya koydunuz. Ben de açık ve net olarak ortaya koyacağım.
“LOZAN KONUSUNDA ZANNEDİYORUM HALA ANLAŞILMAYAN BAZI İNCELİKLER VAR”

 

 

Özellikle Lozan konusunda zannediyorum hala anlaşılmayan bazı incelikler var. 94 yıl önce yapılmış bir anlaşma ve bu anlaşma sadece Türkiye ile Yunanistan arasında yapılmış bir anlaşma değildir. Bu anlaşmanın 11 taraf ülkesi vardır. Düşünün ki Lozan anlaşmasında Japonya bile var. İngiltere var, Portekiz var vesaire…

Bütün bu ülkelerle hepsini kapsayan bir anlaşma; bunu konuşuyoruz.

94 yıl içerisinde dünya adeta yeniden inşa ediliyor, yeniden kuruluyor.
“BATI TRAKYA’DA YAŞAYAN MÜSLÜMANLAR İNANDIKLARINI LOZAN’A GÖRE YAŞAYABİLİYORLAR MI?”

 

 

Türkiye ile Yunanistan arasında bir çok şeyler değişti, değişiyor. Mesela Lozan’da buradaki Türklerle ilgili ‘Müslüman azınlık’ ifadesinin geçtiğinden bahsediyorsunuz. Doğrudur ama aynı zamanda AİHM’de Türk ifadesi orada geçmektedir. Bu kararlarıyla da orada vardır.

Mesela bir başka özelliğe geleceğim. Oradaki insanların yaşam koşullarının ne durumda olduğunu değerlendirme noktasına buraya da iyice bir göz atmak lazım. Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan’a göre yaşayabiliyorlar mı? Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar bugün en yazık ki kendi seçtikleri baş müftü değil, atanan bir baş müftüyle yönetilme gayretleri var.

Türkiye’de mesela patrik atanan bir patrik değildir. Patrik, sensinod meclisinin seçmiş olduğu bir patriktir.

Lozan’a göre de malum belli bir sayıda sensinod Meclisi oluşur. Ve bunların da Türk vatandaşı olması lazım. Sensinod meclisindeki bu sayı azaldığı için, ben mesela patriğe demişimdir ki “Siz bize isimler verin, biz bunları Türk vatandaşlığına alalım ve Meclis’te bu sayıyı dolduralım.
“BU NASIL OLUYOR DA LOZAN ANLAŞMASININ UYGULAMADA OLDUĞUNU SÖYLÜYORUZ?”

 

Patriği kim seçiyor? Seçecekse bu 17 kişiyi seçecek. Yunanistan’da gerek başbakanlığım, gerek cumhurbaşkanlığım döneminde hala biz Batı Trakya’da baş müftüsünü oradaki imamlar, din adamları seçememiştir. Bu nasıl oluyor da Lozan anlaşmasının uygulamada olduğunu söylüyoruz? Demek ki Lozan uygulamada değil.