Arınç özetle diyor ki ‘Ey savcılar, ey hakimler, Ali Babacan’a dava açarsanız bunun ucunun Erdoğan’a gideceğini bilmiyor musunuz?’

Arınç özetle diyor ki ‘Ey savcılar, ey hakimler, Ali Babacan’a dava açarsanız bunun ucunun Erdoğan’a gideceğini bilmiyor musunuz?’
8 Temmuz 2019 09:24

Arınç daha ilk günden yüksek maaşı hak etti…

 

 

Can Ataklı/ Korkusuz

 

 

Maaşını dile dolayanları “edepsiz” olmakla suçladı.
“Kime ne aldığımız maaştan?” diye sordu.
Sonra baktı ki kimse bu söylediklerini ciddiye almıyor, inanmıyor, hata yaptığını anladı.
Ama özür dileyeceği yerde kendini daha da batırarak “Ne kadar maaş alacağımı bile bilmiyorum ama bunun yarısını öğrenci bursuna, yarısını da haksız yere işten atılan KHK mağdurlarına vereceğim” dedi.
Anlaşılan Bülent Arınç’ın saraydan alacağı maaş tahminlerin çok üstünde.
Yoksa bir maaşla hem öğrencilere burs vermek, hem de KHK’lılara yardım etmek mümkün mü?
Hepsi bir yana Erdoğan’ı kutlamak gerek.
Çünkü devletin parasını canının istediği gibi dağıtıyor ama kendi hesabına Arınç’la çok iyi bir seçim yapmış.
Buna karşı Bülent Arınç da alacağı astronomik maaşı daha şimdiden hak ettiğini kanıtladı.
Nedenini anlatayım;
AKP’nin eskilerinden, ekonominin bir dönem eline teslim edildiği ve yaptıklarıyla Türkiye’yi bu hale getirenlerin başındaki isimlerden Ali Babacan parti kurmaya çalışıyor.
Belli ki saray bundan tedirgin.
Önce çağırıp vazgeçirmeyi denedi.
Galiba bu tutmadı.
Sonra bir baktık ki Ali Babacan hakkında bir kişi şikayette bulunmuş, savcılık da hemen harekete geçip soruşturma açmaya karar vermiş.
Tabii herkes bu talimatın saraydan geldiğini anladı ve “Ali Babacan’ın önü kesilmek isteniyor” yorumlarını yaptı.
Oysa kimsenin aklına gelmeyen sarayın yeni maaşlısı Arınç’ın aklına geldi.
Bir TV programına çıktı ve şunu söyledi;
“Bu savcılar hukuku biliyorlarsa bence Sayın Cumhurbaşkanımıza ve hükümete karşı yanlışın içindeler. Hukuken de yanlış, siyaseten de yanlış. Sayın Babacan 14 yıldır bakanlık yaptı. 2002’de benden önce. Ben Meclis Başkanı’ydım. Bir bakanın yargılanması konusunda Anayasa’da özel hükümler var bu bir. Bunu sayın savcının bilmesi lazım. İkincisi bu bakana herhangi bir suçlama varsa, sayın savcım şunu bilsin, Bakanlar Kurulu’nda ortak sorumluluk esastır. Bunu düşünsün, aklını başına alsın. Bakanlık görevinden dolayı suçlamalar olacaksa bütün Bakanlar Kurulu’nu ortaya koyacak uygulama yapması lazım.”
Bu sözler savcıya ültimatom gibi değil mi?
Arınç özetle diyor ki “Ey savcılar, ey hakimler, Ali Babacan’a dava açarsanız bunun ucunun Erdoğan’a gideceğini bilmiyor musunuz, o zaman ne yapacaksınız?”
Arınç öte taraftan da Erdoğan’a “Yahu kardeşim ne yapıyorsun, bu işin sonu hepimize dokunacak. Gel vazgeç şu işten, şu talimatını geri çek, Ali’nin önünü kesmek için başka bir şey bulalım” demiş oluyor.
Tabii anlaşılan mesaj anında alınmış.
Saraydan giden ikinci talimatla savcılar bir anda işlemleri durduruverdiler.
Şimdi Erdoğan “Vallahi helal olsun Arınç’a, verdiğim para anasının ak sütü gibi helal olsun” demiyor mudur?
Bana kalırsa sarayda durum çok vahim.
Muhtemelen kimse cesaret edip Erdoğan’a bu hukuki durumu anlatamamış.
Sıradan bir hukukçunun bile anına yapacağı uyarıyı ancak Arınç gibi biri yapabiliyor.
Sık sık söylüyorum ya, Erdoğan sarayda her birini zengin ettiği danışmanlarını bir kere daha gözden geçirmeli.

 

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/can-atakli/arinc-daha-ilk-gunden-yuksek-maasi-hak-etti-5218632/