Aramızda hain ve ajanlar var

Aramızda hain ve ajanlar var
30 Aralık 2013 07:40

Tarihin en büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra köşeye sıkışmış başbakan Erdoğan, ne diyeceğini, kime sataşıp saldıracağını bilemez durumda aklına kim gelirse bombalıyor.

 

Hilmi SARAL H&H YORUM

 

“Türkiye’ye tuzak kurdular. Bu tuzak dışarıda planlandı” diyor. İyi de bu tuzağa senin bakanların, bakanlarının oğulları ve dahi senin oğulların neden yardımcı oldu sorusunun kendisine sorulacağı aklına gelmiyor. Türkiye’ye tuzak kurdular derken de aslında kendisini Türkiye’nin yerine koyduğu çok açık olarak anlaşılıyor. Kendisinden başka bir Türkiye’nin varlığını da kabul edemiyor. “Yasama ve yürütme biziz” diyor. Yargıyı da “biz”leştirebilirse bütün Türkiye kendisi olacaktır. Onun için bana tuzak kurdular yerine Türkiye’ye tuzak kurdular diyor.

 

Soruşturmayı başlatan savcıya, “Seninle işimiz var” diyor; açıkça tehdit ediyor. Bu konuda sayın başbakana hak vermemek elde değil. Bürokraside yolu bir biçimde onunla kesişenler mutlaka bunun ödülünü de almış, cezasını da görmüştür. Kendisine “ishal oldu” raporu veren doktor önce Sağlık Bakanlığına Müsteşar, sonra da Trabzon iline Belediye Başkanı yapıldı. Kendisi Belediye Başkanı iken onu soruşturup koruyan müfettişlerin nasıl vali olup “coş”tuklarını ülkemiz kamuoyu yakinen biliyor. Kendisine ayağa kalkmayan komutanın şimdi Silivri’de tutuklu olduğunu ise bütün Türkiye’ye kendisi ilan etmişti.

 

Rüşvet ve yolsuzluk konusunu unutturabilmek için kendi adamlarını bile hain, ajan ilan eden Erdoğan öyle şeyler söylüyor ki sanırsınız on bir yıldır ülkemizi başkaları yönetiyor da o bugün göreve başladı. Devlet içinde çete var diyor. Çetelere aman vermeyeceğiz diyor. O çeteler sınav sorularını sınavlardan önce yandaşlarına dağıtırken kendisi çetenin avukatlığını yapıyordu. O çeteler sahte delillerle Türk ordusunu çökertirken kendisi bunun demokrasinin gereği olduğunu söylüyor, şimdi hain dediği savcı Öz’ün yardımcılığına soyunuyordu.

 

Kendisini aklayan bir deklarasyon açıklayıp istifa etmesini istediği kader arkadaşı Erdoğan Bayraktar’ın bu isteği kabul etmeyip “Yaptığımız her şey kendisinin talimatıyla yapılmıştır. Kendisi de istifa etmelidir” demesine kızıyor; “Bakan olarak kalsaydın bunları söyleyecek miydin?” diye soruyor. Soruyor ama ben öyle bir talimat vermedim demiyor, diyemiyor.

 

“Yolsuzluk yapan babamın oğlu olsa, evladım bile olsa pirim vermeyiz” diyor. Zaten onlar yolsuzluk yaparak alacakları “pirim”i almışlardır mı demek istiyor; yoksa müsamaha etmem mi demek istiyor çok anlaşılmıyor ama Deniz Feneri Davasını yürüten savcıları neden görevden alıp yargılattığını açıklamıyor. Hadi bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda cemaat sana saldırdı. Deniz Feneri Davasında sen kime saldırdın? Almanya’da mahkum olan hırsızlar burada nasıl ve niçin aklandılar? Herkese bir şey diyen başbakan bir tek hırsızlara bir şey demiyor, diyemiyor!

 

Başbakan devam ediyor: “Aramızdan ne hazindir ki hainler, ajanlar çıktı.” diyor. Yerden göğe kadar haklı başbakan! Ülke bütünlüğü tartışmalı, ulusal birliği sulandırılmış, geleceği ile ilgili kaygılar taşınan bir ülkede terör örgütü muteber müttefik olmuş, TSK mensupları terörist diyerek etkisizleştirilmişse, mutlaka aramızda hain ve ajanlar vardır. İlelebet payidar olacak olan Cumhuriyetimiz ancak onlar sayesinde bu duruma düşürülebilirdi.

 

İçimizdeki hain ve ajanları tarihin çöplüğüne atacak bir yeni yıl umuduyla herkese mutlu yıllar diliyorum.