‘Antalya’da istenmeyen siyasetçi haline gelen Seyit Torun neyin peşinde?’

‘Antalya’da istenmeyen siyasetçi haline gelen Seyit Torun neyin peşinde?’
17 Kasım 2020 11:45

Geçtiğimiz hafta sonu Büyükşehir Belediye Başkanlığına vekâlet meselesinde ortaya çıkan kriz CHP açısından çok da olumlu geçmedi.

 

Mehmet Talay / An Haber

 

 

Başkan Böcek’in, covid-19 nedeniyle hastaneye yatarken vekâleti bıraktığı Mehmet Hacıarifoğlu, yine Başkan Böcek’in e imzalı internet emri ile azledilip yerine 10 gün için Oktay Başaran, sonrasında da Büşra Dirgen’in vekalet etmesi ile ilgili e mail yazısı, İçişleri Bakanlığı, İller idaresi Genel Müdürlüğü kararı ile “yok hükmünde” kabul edilmesi ile kriz bitti.

 

Henüz Kılıçdaroğlu Antalya’dayken bu krizi başlatan e posta yine Genel Başkan ya da beraberinde gelen Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun tarafından “siyasi” müdahale ile çözümlenebilirdi.

Ama öyle olmadı konuyu “idare, hukuk bağlamında çözdü”

 

Şimdi o e postanın açıklanmasından hemen sonrasında yaşanan gelişmelere dönelim.

Olay patlayınca Genel Başkan Kılıçdaroğlu, orada bulunanları toplayarak “bu emrin hukuki boyutu nedir” diye sorar.

 

Antalya Milletvekili Rafet Zeybek “Efendim, ben 25 yıl savcılık yaptım. Konuyu iyi bilirim. Bu emir hukuki değildir, yasal dayanağı yoktur” der.

Zeybek’in bu açıklaması üzerine Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun hemen atlar ve Kılıçdaroğlu’na “Efendim, şimdi Ankara’da konuyu iyi bilen hukukçularla görüştüm. Bu e posta hukukidir ve yasaldır” diye belirtir.

Genel Başkan Yardımcısına itibar eden Kılıçdaroğlu’da konuyu bu şekilde kapatır.

 

Hacıarifoğlu, teslim olmaz ve kimsenin kendisini refüze etmesine izin vermez.

Belediyeye geçerek konuyu araştırmak üzere Teftiş Kurulunu toplayıp tutanak tutturur.

Onun bu hazırlıkları yolda olan Seyit Torun’a iletilir.

 

Afyon’da mola veren Seyit Torun telefonla Hacıarifoğlu’nu arayarak olayı kabullenmesini ve gerilim yerine konunun dondurulmasını ister.Yani bırak Teftiş Kurulunu falan, görevini terk et der kısaca.

Krizin başladığı anlarda konunun hukuki olup olmadığı tartışılırken bir başka gelişme daha yaşanır.

Seyit Torun, elinde “Serik’te bulunan ANTBİRLİK’e ait arazi meselesine ait dosyayı sallayarak, bu nedir, neden bu konuyla ilgili sorun yaratılıyor” der.

Hacıarifoğlu, bir yandan görevden alındığını belirten e postanın şokunu yaşarken bir yandan da bu olayın ne olduğunu anlatmaya çalışır.

Gazeteci Dursun Gündoğdu’nun ayrıntılarını yazdığı Serik’teki ANTBİRLİK e ait rantı yüksek olan bu arazi üzerinde oynanan oyunları yazmıştı.

Kamuoyu şimdi merak ediyor, “Antalya’da ki bir arazi meselesi ile Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun neden ilgilenmektedir?”

Bu arazi üzerinde kendi tasarrufu mu var ki; Cansel Çevikol’un eline tutuşturduğu bu imar dosyası ile uğraşıyor?

81 ilin yerel yönetimlerinin çalışmalarından sorumlu olan bir Genel Başkan Yardımcısı, Antalya’daki bir arazinin imar durumunu dert ediniyor…

Hukukçu olmadığı halde “hukuki görüş” belirtip Genel Başkanı yanıltarak krizin büyümesine neden olan Seyit Torun’un Antalya’daki imar düzenlemesi ile bu kadar yakından ilgilenmesi hem Antalya CHP tabanında, hem de Antalya kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu.

Seyit Torun ayrıca; bu davranışı ile, Antalya’da istenmeyen siyasetçi haline getirmiştir kendisini..

 

http://www.anhaberajansi.com.tr/yazarlar/mehmet-talay/seyit-torun-neyin-pesinde/111/