Annesini selamladı belki de

Annesini selamladı belki de
10 Kasım 2016 17:30

Şunu bilmiyordum…

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

 
Atatürk’ün tıbben ölümü 10 Kasım’da gerçekleşmiş ama ebediyete intikali esasen 8 Kasım’da olmuş.

 

 
Bunu Metin Feyzioğlu’nun facebook sayfasında okudum ve ordan aynen alıntılıyorum….

 

 

 
“Tarih 8 Kasım 1938 Saat 18.30… Dr. Neşet Ömer İrdelp muayene için, Mustafa Kemal Atatürk’e ‘Paşam dilinizi dışarı çıkarır mısınız?’ deyince Atatürk dilini dışarı çıkardı. Ardından, Dr. İrdelp ‘Biraz daha uzatır mısınız?’ diye sordu. Bunun üzerine Atatürk dilini tamamen içeri çekip sağına döndü. Orada birisiyle konuşur gibi ‘Aleykümselam’ dedi ve derin bir komaya girdi. Bundan 38 saat 35 dakika sonra da tıbben ölümü gerçekleşti.”

 

 

 
Günün önemi yok ama tam olarak bilmek açısından önemliydi bunu öğrenmek.

 

 

 
Atatürkümüzün ölmeden hemen önce, “Aleykümselam” demiş olmasını da annesi Zübeyde Hanımefendi’yi selamlamış olması gibi yorumladım.

 

 

 
Bu yorumun sebebi Atatürkümüzün annesine olan bağlılığını ve ondan çok ayrı kalmasından dolayı ona duyduğı derin acılı özlemi biliyor olmam.

 

 

 
Bu arada yeri gelmişken şunu söylemek lazım.

 

 

 
Yıllarca, on yıllarca Atatürk düşmanı kesimler hep Atatürk’ün Türk olmadığı yalanını tekrarladılar.

 

 

 
Bu Arap kültüründen gelme sahtekarlar oysa kendileri Türk değildi.

 

 

 
Atatürk öylesine Türk ki, gözle bakmak bile yeterli bunu anlamak için.

 

 

 
Annesine bakmak da yeterli.

 

 

 
Ayrıca, Atatürk’ün hem anne hem de baba tarafı hafız ailesi ve çok dindar.

 

 

 
Her iki aile de antropolojik olarak da Türk ve ayrıca da dindar.

 

 

 
Bu yalancılar Atatürk’ün Osmanlı zamanında Rumeli’nde doğmasından dolayı güya Anadolucular olarak yıllarca bu yalanı söylediler.

 

 

 
Arapçılık yaptıkları ve Anadolu ruhuna yabancı oldukları için de Türk nedir ne değildir bunu anlayamayacak kadar da cahillerdi kötü niyetlerinin yanı sıra.

 

 

 

 
Bir de ne diyeceğim…

 

 

 
Erdoğan bugün “Yeni Türkiye” kavramını NUTUK’tan aldığını söyledi.

 

 

 
Tesadüf bu ya…

 

 
Bundan iki gün önce Atatürk’ün yazdığı bir metni okumuş ve Erdoğan’ın, “Fıtrat” kelimesini de ondan aldığını görmüştüm.

 

 
Demek ki, Atatürk’ün kullandığı kavramlarla epeyce meşgul olmuş, oluyor.

 

 
Yalnız o kavramların içeriği ile de fena savaşıyor.

 

 
Burda oldukça ilginç bir psiko-dinamik var yani.

 

 
ŞUNA ÖNEMLE DİKKAT ÇEKMEK İSTERİM

 

 
Bizim basında bugün AKP’nin yükselişi ile Trump’ın yükselişi arasında paralellik kuruluyor ve Trump’ın da AKP gibi yoksul ve sistemden dışlanmışlar tarafından seçildiğine vurgu yapılıyor.

 

 

 
Hatta bizdeki, “öteki Türkiye” lafı, “öteki Amerika” ile özdeşleştirilmiş.

 

 
Oysa Trump’ın kazanmasında yoksul oyları ve sistemden dışlanmış, ötekileştirilmişler değil birinci etken.

 

 

 
Birincil etken Trump’ın beyaz olması.

 

 

 
Örneğin kolej mezunu beyaz Amerikalılar arasında Trump’a oy verenler Clinton’a oy verenlerden daha fazla.

 

 
Beyaz Amerikalıların yüzde 58’i Trump’ı seçti.

 

 

 
Hatta kolej mezunu beyaz kadınların % 53’ü Trump’a oy vermiş.

 

 

 
Her şeyi birbirine bulamayalım.

 

 
Amerika seçim sonuçları asıl itibari ile bizimkine benzemiyor.

 

 

 
ABD’de Trump’ın seçilmesindeki en önemli faktörlerden birisi beyaz Amerika’nın beyaz bir başkan istemiş olması.

 

 

 
Bir de…

 

 

 
Bizdeki eğitimli Türkler AKP’yi hiç istemedi.

 

 

 
Ayrıca bizde AKP’nin politikaları eğitimli Türklerin sosyal ve kültürel yaşamını mahvetti.

 

 

 
ABD de böyle bir olay olamaz.

 

 

 
Ki, kolejli beyaz Amerikalılar Trump’dan korkmuyor.

 

 

 
not: bahsettiğim sonuçları Amerikan Slate dergisinden görebilirsiniz. Dergideki bu makalenin başlığı da zaten, “Beyaz kazandı”

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan