‘Ankara Suriye içinde güvenli bölge için ABD’yi ikna etmeye çabalıyor’

‘Ankara Suriye içinde güvenli bölge için ABD’yi ikna etmeye çabalıyor’
16 Şubat 2016 09:50

Milliyet gazetesi yazarı Serpil Çevikcan, Halep’in Azez ilçesi ve Tel Rıfat kasabasında muhalif grupların hakimiyetini kaybetmesi halinde, Ankara’nın yeni göç dalgasını sınırda karşılamayı planladığını belirtti.

 

 

Çevikcan, YPG ve Suriye ordusunun ortak operasyon yaptığı Azez ve Tel Rıfat’a yönelik, Ankara’nın planının, ‘Suriye sınırları içinde 10 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturarak sığınmacıları bu bölgeye yerleştirmek olduğunu’ ve bu plan için ABD’yi ikna etmeye çabaladığını vurguladı.

 

 

TSK’nın YPG mevzilerini topçu ateşine tutması sonucunda 70 YPG’linin öldüğünü, 80’inin yaralandığını ifade eden Çevikcan’ın ”10 kilometre plan” başlıklı bugünkü (16 Şubat 2016) yazısı şöyle:

 

 

Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler, Suriye iç savaşını küresel ölçekte bir krize taşıdı.

Rusya’nın savaşa katılmasından sonra dengeler bütünüyle değişti.

 

 

PKK’nın Suriye’deki kolu PYD-YPG’nin hem Rusya hem ABD’den destek alarak ilerlemesi, savaşın başından bu yana aşama aşama ülkedeki kontrolünü yitiren Esad rejiminin yeniden güç kazanarak başta Halep olmak üzere stratejik noktalarda kazanım elde etmesi bugünkü tabloyu meydana getirdi.

 

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün açık biçimde dünyaya rejim tarafından da hiç olmadığı kadar desteklenen YPG’nin Türkiye’nin kırmızı çizgi ilan ettiği Azez’e girmesine izin vermeyeceklerini ilan etti.

YPG’nin ele geçirdiği ve Türkiye’nin uyarısına rağmen boşaltmayacağını açıkladığı havaalanının da gerekirse kullanılamaz hale getirileceğini söyledi.

Rusya’nın piyonu gibi davranan YPG güçleri ve PYD güçleri Azez’e dönük saldırılara devam eder ve mülteci akınlarına sebebiyet verirlerse onlara da en kararlı şekilde mukabelede bulunulacağını duyurdu.

 

 

Türkiye’nin uluslararası hukuka saygılı olduğunu ancak kendi güvenliği neyi gerektiriyorsa o adımı atmaktan da tereddüt etmeyeceğini vurguladı.

 
70 ölü 80 yaralı

 

 

Dün Davutoğlu’nun bu açıklamaları yaptığı saatlerde Genelkurmay Başkanlığı’nda kritik bir görüşmenin gerçekleştiğini öğrendim.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Efkan Ala ve başka komutanların da katılımıyla mini bir güvenlik toplantısı gerçekleştirildi.

Sadece Suriye’de değil içeride de devam eden operasyonlar masaya yatırıldı.

Silopi ve Cizre’deki operasyonlar bitti ancak Sur’daki operasyon hala sürüyor. S.O.S. veren bazı ilçelerdeki durum da kapsamlı biçimde değerlendirildi.

Ancak toplantının önemli bölümünde elbette Suriye tartışıldı.

 

 

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında geçen hafta gerçekleştirilen güvenlik toplantısında alınan kararların detayları görüşüldü, gelinen son durum, olasılıklar masaya yatırıldı.

Yapılan tespitlere göre, geçtiğimiz cumartesi gününden bu yana angajman kuralları çerçevesinde YPG mevzilerine fırtına obüsleri ve toplarla sınırından ateş açan Türkiye, önemli bir tahribat yaratmış.

YPG mevzilerini tahrip eden bu atışlar sonunda 70 YPG’linin öldüğü, 80’inin yaralandığı tespit edilmiş.

Değerlendirmeler YPG’nin şu anda almaya çalıştığı Tel Rifat ve sonraki durağı olarak belirlediği Azez’i alması durumunda büyük bir göç dalgasının başlayacağı yönünde.

 
500 bin kişilik dalga

 

 

Olumsuz senaryo, 400 ila 500 bin kişinin Türkiye sınırına doğru geleceğini gösteriyor.

Türkiye, Halep’e yönelik son bombardımanın ardından sınırına gelen onbinlerce kişiyi, sınırın diğer tarafında kurulan kamplara yerleştirerek sorunu aşmaya çalıştı.

Olumsuz senaryonun yaşama geçmesi durumunda da kapıların ilk etapta açılmayarak gelenlerin sınırın karşısında karşılanması en doğru yöntem olarak belirlendi.

Ancak göç dalgasının büyüklüğü mevcut kampların yetersiz kalmasına yol açacak.

 
10 km derinlik

 

 

Ankara, bu nedenle 10 km derinlikte güvenlikli bir bölge oluşturularak, gelenlerin buralara yerleştirilebileceğini düşünüyor.

ABD’nin güvenli ya da güvenlikli bölge tekliflerine bugüne kadar kapı aralamadığı biliniyor.

Ankara, buna karşılık, değişen dengeler ve bu çaptaki bir göç dalgasına karşı başka bir adım atılamayacağı konusunda ABD’yi ikna etme niyetinde.

ABD ile buna yönelik temasların sürdüğü belirtiliyor.

Almanya Başbakanı Merkel’in dün kamuoyuna yansıyan “Şu andaki durumda orada çatışan tarafların hiçbirinin saldırmayacağı bir bölge; yani uçuşa yasak bölge olsa çok faydalı olur. IŞİD teröristleriyle görüşemeyiz. Ancak, Esad karşıtları ve tarafları arasında böyle bir anlaşma sağlanabilirse çok faydalı olur” sözleri de Ankara’da, güvenlikli bölge tezine destek olarak algılanıyor.

YPG’nin ilerleyişini Rus bombardımanı eşliğinde bütün uyarılara rağmen sürdürmesi bölgeyi adım adım daha sıcak bir atmosfere büründürüyor.

Bu sıcak atmosferin yol açabileceği riskleri Ankara sürekli tekrarlıyor.

Bu uyarılara dünyanın nasıl yanıt vereceğini birlikte göreceğiz.