‘Analarının karnından koltukla doğanlar’

‘Analarının karnından koltukla doğanlar’
19 Şubat 2019 14:15

Sevgili okurlarım, Türkiye’de doğan çocuklar ikiye ayrılır:1) Analarının karnından koltuksuz doğan normal insanlar. 2) Analarının karnından koltukla doğan politikacılar.

 

Emre Kongar / Cumhuriyet
“Analarının karnından koltukla doğan politikacılar” da üçe ayrılır:
1) Koltukları sağ kesimde yer alanlar.
2) Koltukları sol kesimde yer alanlar.
3) Koltukları her kesimde yer alanlar.

 

 

Ben “Analarının karnından koltukla doğan politikacıların” insanüstü akrobatik becerilerine hayranım:
Bunlar popolarına yapışık olarak doğdukları koltukları hak etmek veya bırakmamak için trapez sanatçılarına parmak ısırtan bir beceriyle her türlü takla, ikili takla, üçlü takla ve hatta dörtlü taklalarla seçmenleri ve efendilerini büyülemeyi başarırlar. (Seçmenlerin aldatılması daha kolaydır da efendilerini nasıl aldatıyorlar, anlayabilmiş değilim.)
İçlerinde en yeteneklileri “koltukları her kesimde yer alanlardır.”
Çünkü bunlar, sadece partilerine, dostlarına, seçmenlerine kazık atmakla kalmazlar, kendi inançlarına, siyasal ahlaklarına da ihanet ederler.

 

Bir toplumbilim öğrencisi olduğum, toplumsal olay ve olgularla ilgilendiğim için, döneklik bilgilerine kişiler düzeyinde pek hâkim değilim.
“Bir koltuk uğruna” döne döne başı dönenlerin kimler olduğunu, kendilerini, inançlarını, inkâr edenlerin isimlerini öğrenmek isteyenler sevgili genç ve yetenekli dostum İsmail Saymaz’ın Twitter hesabını izlesinler; ilginç örnekleri, benim gibi ibret ve şaşkınlıkla orada görebilirler.
Aşağıdaki İ. B’nin taklaları, Saymaz’ın (@ismailsaymaz) verdiği örneklerden sadece biridir:
1994: DYP’den B…’da başkan adayı oldu, kazanamadı.
1999: MHP’ye geçti, olmadı.
2004: Genç Parti’den denedi. Yine yok.
2009: AKP’den B…’ya aday adayı oldu.
2014: AKP yine aday göstermeyince aniden CHP’ye geçti ve belediye meclis üyesi oldu.
2019: DSP’nin B… adayı.
Benim şaşkınlığım insanların dönekliğinden ve ilkesizliğinden değil…
Çünkü bir toplumbilim öğrencisi olarak insanların kimi zaman ne kadar küçük çıkarlar uğruna ne kadar alçalabildiklerini, eski dostlarını nasıl arkadan hançerlediklerini iyi bilirim. (Zaten yaşayarak da öğrendim; hâlâ bile öğreniyorum.)
Benim şaşkınlığım bu ilkesiz dönekleri kabul eden partiler ve onların liderleri hakkında:
Herhangi bir partinin lideri, böyle dönek ve ilkesiz insanları partisine nasıl kabul eder, adaylığını nasıl onaylar, onun ilk fırsatta kendisini de satacağını nasıl bilmez, anlayabilmiş değilim.

 

 

Beni Demokrasi, özellikle de Sosyal Demokrasi adına çok üzen iki nokta daha var:
1) Bir muhalif politikacı döneklik yapınca oturtulduğu iktidar koltuğunun, saldırganlığı ve terbiyesizliği oranında yüksek ve önemli olması.
2) Soldaki döneklerin, parti değiştirip, sol oyları bölerek sağ adayların kazanmalarına yol açması.
Rahmetli Osman Bölükbaşı, kendi partisinden muhalif olarak seçilip sonra iktidar partisine geçenleri önlemek için noter taahhütnamesi bile almış ama yine de dönekliği önleyememişti.
Galiba şu sözüm özellikle politikacılar için evleviyetle geçerli:
“Hiç kimse bir kişiye veya bir mesleğe, o kişi veya o meslek mensubunun, kendisine ve/veya mesleğine verdiği zarar kadar büyük zarar veremez.”

 

 

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1254566/Analarinin_karnindan_koltukla_doganlar.html