Amerika’yı yeniden keşfetmenin âlemi yok, asker hastaneleri ve GATA’yı yeniden açın…

Amerika’yı yeniden keşfetmenin âlemi yok, asker hastaneleri ve GATA’yı yeniden açın…
5 Mart 2018 08:00

Gülhane sadece bir hastane değildir. Bu toprağın insanlarına uzun yıllardır hizmet veren sivil, asker birçok tabibin eğitim, bilim ve kültür ocağıdır. Kapatılması kayıptır; yerine konması güç olacak bir kayıptır.”

 

 

 

 

 

Dr. Semih DİKATLİ H&H YORUM

 
Emekli Tabip Albay Doğan Ceyhan’a ait olan bu cümleyi GATA’nın ve asker hastanelerinin kapatılmasının hemen sonrasında yazdığım bir yazıda kullanmış ve asker hastanelerinin kapatılmasının doğuracağı sakıncaları “asker ve sivil hastaneler arasında önemli farklar var” başlığı altında maddeler halinde sıralamıştım:

 
1- Güvenlik seviyesi üst düzeydedir (Bu durum belki de en önemli konudur. Hem hastane, hem çalışan hem de hastaların fiziki güvenliğini korumak ve bir operasyona personelin her an hazır olması açısından…),

 
2- Tüm personeli özel araştırmalardan geçirilerek görevlendirilmiştir (Bu, istihbarat ve istihbarata karşı koyma konularında fazlasıyla önem taşır.),

 
3- Doktorları çoğunlukla subaydır ve sağlık memuru vd. konularda görev yapan sağlık personeli astsubaydır (Personelin çoğunluğunun askeri eğitim almış olması, ki buna hemşireler de dâhildir,bu operasyonlarda çok büyük önem arz eder.),

 
4- Hemşireleri özel yetiştirilmiş, istihbarat incelemeleri titizlikle yapılmış kişilerdir (Bu personel için çok önemlidir, çünkü yaralı ve hastalara doğru tedavinin uygulandığı, doğru ilaçların verildiği ve kasıtlı bazı zararların verilmediğinden ve istihbarat kaçağı olmayacağından emin olunmasını sağlar.),

 
5- Personel 7 gün 24 saat esasına göre çalışan, fazla mesai, performans gibi dertleri olmayan, yaralı askerlerimize hizmet ederken kendi ailesini bile unutan insanlardan oluşur (Asker hastanelerinde, çatışmadan yaralı geleceği haberi hastaneye ulaştığında saat kaç olursa olsun, imam dâhil herkes mesaideki yerini alır.),

 
6- Bu nedenle, bu hastanelere giden askerlerimiz, diğer güvenlik güçlerimiz ve aileleri kendilerini güven içinde hisseder(Çatışma bölgesinde ki polis ve koruculara da sorulduğunda hepsi bir yaralanma halinde, asker hastanelerine gitmek istediklerini ifade eder. O bölgede; sivil hastanelerde görev yapan, doktorundan hemşiresine bazı personelin PKK sempatizanı olduğu bilinen bir gerçektir. Bu insanların bazı uygulamaları nedeniyle, büyük sorunlar oluştuğu ve oluşacağı ortadadır.).

 
Yazının devamında “BU İŞİ YAPACAK DOKTORLARI NEREDEN BULACAKSINIZ?” sorusunu sormuş ve hangi işler olduğunu aşağıdaki gibi sıralamıştım:

 
1- Kıtalarda görev yapan asker hekimlerin yeri nasıl doldurulacaktır?

 
2- Uçuş doktoru kim olacaktır (Hava Kuvvetleri hangi sivil doktorla çalışacaktır.),

 
3- Gemilerde kim aylarca sefere çıkacaktır (Hangi sivil doktor sadece maaş alarak, gemilerde aylarca görev yapacaktır.),

 
4- Terörle mücadelede ve savaş sırasında kim birliğiyle çatışmanın ortasına girecektir (hangi sivil doktor, silah kullanmayı bile bilmeden çatışmaya katılacaktır? Tabii ki Tabip Asteğmen olarak çatışmalara katılmış, kahramanlık göstermiş vatansever meslektaşlarımızın fedakârlıkları göz ardı edilemez.),

 
5- Sualtı hekimi kim olacaktır (Sadece bazı özel durumlar dışında maddi hiçbir getirisi olmayan bu alanda kim uzmanlık eğitimi alacaktır?),

 
6- Harp cerrahisi ve psikolojisi gibi alanlarda kim çalışacaktır (Bu özel alanlarda yıllarca birikmiş tecrübeler ne olacak ve bu alanlar da yapılan çalışmalarda gizlilik ilkesine kim uyacaktır?),

 
7- Askere alım, özel personel seçimi, atamaya esas raporlar, sınıf değişiklikleri, askerden ayrılma vd. gibi özel bilgi birikimi gerektiren raporları kim verecektir? (Son bir yıldır istirahat, sınıf değişikliği ve askerliğe elverişli değildir raporları inanılmaz artışlar göstermiştir.),

 
8- Yurtiçi ya da yurtdışı askeri operasyonlarda askerin yanında bulunacak doktoru nereden bulacaksınız ve seyyar sahra hastanelerinde kimleri çalıştıracaksınız? (Şu anda Reyhanlı’da Sağlık Komutanlığınca kurulan Seyyar Askeri Hastanede sivilleştirilmiş eski askeri uzamnalr rütbesiz çalışmaktadır.)

 
Daha saymaya kalksam, sabaha kadar, asker hastanelerin kapatılmamasıyla ilgili gerekçeleri sayarım. Uçuş doktoru, psikiyatrist ve terörle mücadele de yıllarca çalışmış biri olarak daha sayacağım çok madde var ama susuyor ve ülkemiz için; alınan ve yanlış olduğunu düşündüğüm bu karardan dönülmesini umuyorum.

 
Yoksa şu bilinmelidir ki; askeri sağlık hizmeti, askeri harekâtın bir parçasıdır ve bu hizmet, askerliği ve operasyonel mantığı bilen kişilerce verilir. Yani; “Üç ambulans gönderir ve yaralıları aldırırız…” düşüncesinden çok daha öte bir anlam taşır.

 
O tarihlerde bu yazıyı yazdığım için suçlandığımda tek bir derdim vardı; TSK’nın bir parçası olan ve askerimizin sağlığı için mutlak gerekli ve ayrıca moral kaynağı olan askeri tababetin önemini herkese anlatmak ve yapılan bu yanlıştan en kısa zamanda dönülmesini sağlamaktı.
Şu günlerde Milli Savunma Bakanlığının yayınladığı bir videoda askeri hekim yetiştirmek üzere öğrenci alımı yapılacağı duyurulurken, askeri hekim olmanın güzellikleri ballandıra ballandıra anlatmaktadır.

 
Yeniden doktor subay yetiştirmek için atılan bu adımın bir başlangıç olmasını diliyor ve aklıma takılan diğer soruları sormak istiyorum:

 
1- Ankara ve İstanbul’da yer alan eski GATA yerleşkelerine öğrenci olarak alınacak bu gençleri askeri doktor olarak kim yetiştirecektir?
Malum şu anda bu hastanelerde çalışan birçok doktor ya emekliye ayrıldı ya da alınan bir kararla rütbesiz olarak hizmet vermektedir.

 
2- Bu öğrenciler doktor olduklarında sadece kıtalarda ve pratisyen hekim olarak mı istihdam edilecektir?

 
3- Eğer sadece bu amaçla orduya doktor yetiştirilecekse bu insanların gelecekleri nasıl şekillenecektir?

 
4- Bu doktorların mecburi hizmeti kaç yıl olacaktır?

 
5- Bu doktorlar uzman olabilecek midir ve eğer olacaklarsa uzmanlık eğitimlerini hangi hastanelerde alabileceklerdir?

 
6- Eğer uzaman olacaklarsa rütbeleri devam edecek midir ve eğer rütbeleri devam edecekse hangi hastanelerde çalışacaklardır? Ve yine eğer rütbeleri devam edecekse mevcut hocaların rütbeleri neden alınmıştır? Onlara da tekrar rütbeleri verilecek midir?

 
7- Sivil hastanelerde rütbeli olarak çalışacaklarsa kime karşı sorumlu olacaklardır? Sivil baştabiplerle sorunları olacak mıdır?

 
8- Bu doktorların özlük hakları ne şekilde yapılandırılacaktır?

 
9- Hangi kanuna tabi olacaklardır? 657 Devlet Memurları Kanunu mu, yoksa TSK personeli Kanunu mu?

 
10- Bu doktorların meslek örgütleriyle ilişkileri nasıl olacaktır?

 
Daha birçok soru sorulabilir ve bunlar benim ilk aklıma gelenler…

 
Sayın yöneticiler, emin olun bu yollardan daha önce geçtik. Amerika’yı yeniden keşfetmenin bir anlamı yok. Eski düzende yapılacak bazı değişikliklerle askeri hekimliğin önü açılmalı ve GATA başta olmak üzere tüm asker hastaneleri MSB’ye bağlanmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nın yönetim gücünden ve sivil meslektaşlarımızın mesleki bilgi ve yeteneklerinden asla kuşku duyulamaz. Ayrıca TSK’nın gücü ve yetenekleri ortadadır.

 
Bu yazının iki temel amacı vardır, TSK’ya daha iyi bir sağlık hizmeti verebilmenin yeni yollarını araştırmak ve doğru olduğuna inandıklarımızı söylemek…

 
Beyin Cerrahına kalp ameliyatı yapamazsın demek, kara propaganda yapmak demek değildir. Sadece gerçeği söylemektir.

 
Söylediğimiz sadece şu:

 
Değerli beyin cerrahı meslektaşlarım, kalp ameliyatı yapamazsınız…

 
Dr. Semih Dikkatli/ Emekli Hava Tabip Yarbay, Uçuş Doktoru ve Askeri psikiyatrist

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…