Şimdi daha açık anlaşılıyor ki Arap Baharı denen olay Arap ülkelerindeki despotik yönetimlerin yıkılıp yerine demokratik yönetimlerin getirilmesi değil. Tunus, Mısır ve Libya’da kurulan yönetimlerin demokrasi ile ilgisi olmadığını demokrasi kültürü olan herkes anladı. Mısır’da yönetim askerlere teslim edildi. Libya’da Kaddafi ve ailesinin vahşice katledilmesi de bırakın demokrasiyi hiçbir insani yönetimle açıklanamaz. Suriye’de ise süreç devam ediyor. Biz de bu sürece emperyalistlerin isteği doğrusunda hükümet olarak katkı veriyoruz.

       Şimdi daha açık anlaşılıyor ki Arap Baharı denen olay Arap ülkelerindeki despotik yönetimlerin yıkılıp yerine demokratik yönetimlerin getirilmesi değil. Tunus, Mısır ve Libya’da kurulan yönetimlerin demokrasi ile ilgisi olmadığını demokrasi kültürü olan herkes anladı. Mısır’da yönetim askerlere teslim edildi. Libya’da Kaddafi ve ailesinin vahşice katledilmesi de bırakın demokrasiyi hiçbir insani yönetimle açıklanamaz. Suriye’de ise süreç devam ediyor. Biz de bu sürece emperyalistlerin isteği doğrusunda hükümet olarak katkı veriyoruz.

 

Hilmi Saral – HH Yorum

          Halkımız şaşkınlık içerisinde olan biteni anlamaya çalışıyor. Kıbrıs savaşında gerçek dostumuz olduğunu gösteren Kaddafi’nin bizim çabalarımızla harcanmasını anlamak gerçekten akıl ve vicdan sahipleri tarafından kolay değil. Onun için Başbakanımızın “Nato’nun ne işi var Libya’da” demesini hepimiz anlamıştık da bir hafta sonra, “Nato Libya’ya Libya’nın Libyalı’lara ait olduğunu tespit etmeye gidiyor” demesi kafamızı karıştırdı. Ama şimdi hepimiz anladık ki meğer Kaddafi Libyalı değilmiş! Nato’nun tespitinden bu anlaşılıyor!

          Şimdi sıra Esat kardeşimizde. Bizim demokrasi aşkımız her şeyin üstündedir. Biz demokrasi uğruna Kaddafi’nin linç edilmesine yardımcı olduğumuz gibi Esat kardeşimizin devrilmesini de canla başla isteriz. Yeter ki demokrasi olsun! Biz ki bilim adamlarımızı, subaylarımızı, gazetecilerimizi, siyasetçilerimizi, yazarlarımızı demokrasi için hapse tıktık kardeşimiz de olsa Esat’a mı acıyacağız! Biz her şeyden fedakarlık ederiz de demokrasiden asla! Bereket versin ki demokrasi uğruna yaptıklarımız dostlarımız tarafından anlaşılıp takdir ediliyor! ABD başkan yardımcısı, Senato’daki çalışmalarından bildiğimiz, yılların tescilli Türk düşmanı  Joe Biden  hükümetimizi yere göğe sığdıramadı. AKP döneminde tam üç kat büyüdüğümüzü bize anlattı da anladık, yoksa biz farkında olmayacaktık!

          Sadece o da değil. Eski FBİ çalışanı Sibel Edmonds olmasa Suriyeli isyancıların İncirlik’te eğitildiklerini, İncirlik’ten onlara silah ve para gönderildiğini de öğrenemeyecektik. Böylece Hatay’da olaylardan aylar önce niçin mülteci kampı kurduğumuzu da anlamış olduk. Hala karanlıkta kalan bir konuyunun bizim yetkililerimiz tarafından açıklanmasına ihtiyaç var: Türkiye sınırından Suriye’ye sızmaya çalışan on beş kişilik terörist gurupla Suriye askerleri çatışmış. Kaçan teröristlere bizim resmi araçlar sahip çıkmış. Ben söyleyenlerin yalancısıyım! Irak sınırından Türkiye’ye sızmaya çalışan teröristlerle Türkiye sınırından Suriye’ye sızmaya çalışan teröristler arasında ne fark var? Terörist, terörist değil mi?

          Bütün bu Arap Baharı denen olaylarda bizim yetkililerimiz ABD’nin yanında tavır alıyor, onun istediği gibi davranıyor. Müslümanlara karşı, Hıristiyanlarla işbirliği yapıyor. Anlamakta zorluk çekiyoruz: “Minareler süngü/ Kubbeler miğfer/Camiler kışla/ Müminler asker” diye şiir okuyup mahpus yatan, “Taksim’e cami, Ayasofya’da ezan” diyerek iktidar olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan vatandaşlarımızın şu sorusuna yanıt vermelidir:

          Amerika mı Müslüman oldu, yoksa biz mi Gavurlaşıyoruz?