‘Amaç Türkiye’de NBŞ üretiminin önünü açmak’

‘Amaç Türkiye’de NBŞ üretiminin önünü açmak’
9 Nisan 2018 11:26

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, CHP Aliağa İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen konferansta şeker fabrikalarının özelleştirilmesiyle birlikte Türkiye’nin gıda egemenliğinin Amerikan çiftçisine devredileceğini öne sürdü.

 

DHA

Aliağa Şakran’da bir kahvehanede hemşehrileriyle bir araya gelen Sındır, Türkiye’nin özelleştirilen her alanda ithalatçı konuma düştüğünü belirterek, şeker pancarı üretimi ile dünyaya örnek olan ülkenin şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile vatandaşların nişasta bazlı şekere mahkum hale getirileceğini ileri sürdü. Sındır, “Şeker fabrikaları, şeker pancarı üreticisini destekler. Üretici ile sözleşme yapar, onların ürününü garanti altına alır. Çiftçinin ilaç, gübre, makine ihtiyacını karşılar, üretimi teşvik eder. AKP işte bunu yok ediyor. AKP iktidarının ekonomik refahımızı asla düşündüğü yok. Tek dertleri var; Cargill firmasının, çok uluslu şirketlerin NBŞ üretiminde önlerini açalım, onların daha fazla kar elde etmelerini sağlayalım. Bu yaşananların hepsi planlı programlı bir süreç. Önce glikoz şurubunu şeker tanımından çıkarmak, şeker fabrikalarını özelleştirmek, özelleştirildikten sonra şeker fabrikalarının tek tek kapatılması ve nihayetinde Türkiye’nin NBŞ üreticilerine, Amerikan mısırına mahkum olmasını sağlamak. Şeker fabrikalarının satılmasının nedeni bunlar. Türkiye nişasta bazlı şekere mahkum hale getiriliyor” dedi.

 

 

‘BU İKTİDAR MİRAS YEDİDİR’

 

 

Şeker fabrikalarının kapatılmasıyla birlikte Türkiye’deki gıda egemenliğinin Amerikan çiftçisine devredileceğini öne süren Sındır, bu fabrikaların zarar ettiğini söylemenin halkı aldatmak olduğunu, Türkiye’de NBŞ üretiminin önünü açmak için bu yola başvurulduğunu, Amerikan mısırının Türkiye ithalatının önünü açmanın hedeflendiğini belirterek, “Buraların haraç mezat satışıyla elde edilen gelirle borçlarını kapatmak istiyorlar. Şeker fabrikalarının kapatılması Türkiye’deki gıda egemenliğinin Amerikan çiftçisine devredilmesidir. Milli ve yerli olmak özelliğinin yitirilmesidir. İnsanımızın sağlığı ve geleceğinin yok edilmesidir. Türkiye’de hangi kurum hangi kamu iktisadi teşekkülü özelleştirildiyse o alanda Türkiye ithalatçı bir konuma düşmüştür. İlk özelleştirmelerin yapıldığı 1985 yılından 2002 yılına kadar yaklaşık 8 milyar dolar bir özelleştirme yapılmış. 2002’den günümüze ise 63.2 milyar dolar özelleştirme yapılmış. Bu iktidar miras yedidir” dedi.